1

593 50 43
                                    

Rahatsız edici bir baş ağrısı ile gözlerimi açtım. Kör edici ışıkla da anında geri kapatırken baş ağrım şiddetlendi.

Off! Akşamdan kalma falan mıyım? İyi de dün gece hiç içmedim ki...

Çektiğim baş ağrısı yüzünden yatakta kıvranırken acı dolu sesler çıkarıyordum.

"Aahh lanet olsun..!"

"Leydim?"

"Ne vaaar!"

"Heuk!" Aniden duyduğum cam kırılma sesi ile kaşlarımı çattım. Birisi odamda bir şeyi mi kırmıştı? Baş ağrımın azaldığını fark ederken mırıldanmaya devam ettim.

"Of şu baş ağrısı bir geçsin toplatacağım sana burayı!" Kim girmişti odama ya? Ev sahibi olabilir miydi? Dur ya benim ev sahibim mi vardı? Yavaşça yatakta doğrulup gözlerimi ovuşturdum. Ağrı tamamen gitmişti.

"L-l-ley... d-dim... Lü-lütfen... Affe-e din... Çok büyük bir günah işledim!" Tanıdık olmayan bir kadın sesiyle şokla elimi gözlerimden çekip kafamı çevirdim. Kim kekeliyordu başımda?

Yerde bana secde ediyor gibi gözüken cosplay etkinliğinden fırlama bir otaku vardı.

"Ha?"

"Ç-çok büyük b-bir günah işledim Hanımım! Lütfen bu aciz çalışanınızın canını bağışlayın." Önümde tamamen eğilmiş ve kafasını zemine yaslamış bir kız vardı. Kafamı çevirip etrafa bakındığımda bizden başka kimseyi bulamadım.

Ama daha da önemlisi... Burası da neresiydi?

Şu an sırası olmadığını bilmeme rağmen içinde bulunduğum oda ya da eve hayranlıkla bakmaktan kendimi alamadım. Buraya oda dersem evdeki odama kibrit kutusu demem gerekirdi.

Yüksek tavanlı, sayamayacağım kadar çok parlayan taşları olan avizeli, yerden tavana kadar uzun olan camları ve ince işçilikle yapıldığı belli olan oldukça kaliteli görünen perdeli odanın içinde dikkat çeken şeyler bunlarla kalmıyordu.

Nereden başlamam gerektiğini bilmesem de perdeden halıya, yataktan masaya kadar tek kelime ile her şey aşırı 'lüks' görünüyordu.

Betimlemelerle iyi değildim ve iç mimarlık hakkında en ufak bir fikrim yoktu ama tek bir bakışla bile, rahatlıkla bu odadaki en ucuz şeyin ben olduğumu söyleyebilirdim.

Bir an içinde bulunduğum durumu unutup kapının kulpunu ne kadara satacağımın hesabını yaparken önümde secde(?) eden kızın burun çekme sesleri ile dünyaya geri döndüm.

Bu kız neden eğiliyor? Bir çeşit selamlama falan mı? Şu an bir oyunun içinde miyiz?

Kamera görme umuduyla etrafa baktım ama kamerayı geçtim odada teknolojik herhangi bir şey yoktu. Burası zengin birinin odasıysa en azından televizyonu falan olması gerekmez miydi? İzlediğim tüm filmlerde zenginlerin yatak odasında televizyon olurdu. Bahsi geçmişken, neden bir zenginin yatak odasındayım?

Önümde eğilen hizmetçi kostümlü kıza baktım. Hâlâ affedilmek ile ilgili bir şeyler saçmalıyordu.

Bekle... Olabilir mi? Bilinçaltım bu kadar hastalıklı mı? Şu an rüya görüyorum değil mi?

Yani her zaman garip rüyalarım olmuştu ama daha önce hiç kendimi bu tarz bir durumda hayal etmemiştim. Böyle fantezilerim yoktu.

Yani tercih edecek olsam kostüm içinde tatlı bir erkek isterdim. Ama bu şekilde de fena olmadığını söylemem lazım.

Yerde yatan kızın başının arkasında topuz yapılmış parlak, siyah saçları vardı. Az önce kısa bir anlığına gördüğüme göre de ela gözleri vardı. Gerçekten daha önce görmediğim bir güzellikti. Güzel şeyleri sık sık göremezsiniz. Bu yüzden kafasını eğip o güzel yüzünü gizleyen kıza kafasını kaldırmasını söyledim.

Ben Bu Kitabın Kötü KarakteriyimWhere stories live. Discover now