2

318 43 45
                                    

☆☆☆☆

Delice de olsa artık yaşadığım hayatı kabul etmek zorunda olduğumun farkındaydım. Çoktan öldüğümden, önceki hayatıma dönmek için elimden hiçbir şey gelmezdi.

Çünkü benim artık yeni bir hayatım vardı.

Okuduğum kitabın kötü karakteri olarak...

Aniden nasıl göründüğümü merak ettim. Hikâyenin kapağında sadece ana karakterler vardı ve kötü karakterlerin nasıl göründüğü üzerinde çok durulmamıştı.

Sadece kırmızı ya da pembe saçlı olduklarını hatırlayabiliyorum.

Bu yüzden odadaki boy aynasına heyecanla koştum ve karşısına geçtiğimde ise bacaklarımdaki tüm gücü kaybettiğimi hissedip yere yığıldım.

Bunun sebebi aynada gördüğüm kızdı.

Daha doğrusu olağanüstü göksel derecedeki bir peri demek daha doğru olurdu. Hayır hayır bir melek... Hayatımda daha önce bu kadar güzel bir kız gördüğümü hatırlamıyordum. Az önceki kız da güzeldi ancak şu an bahsettiğim tamamen apayrı bir seviyede.

Açık pembe, uğruna dünyayı seferber edebilecek değerli bir elmasa benzeyen parlak gözleri, yüzünde tam olarak ait olduğu yerde duran küçük kalkık bir burun, kiraz rengi dolgun dudaklar, tam olarak simetrik yuvarlak bir yüz ve güneş batarken kızıla boyanan gökyüzünden alıp koparılmış gibi pembemsi kırmızı saçlar... Beyaz mermer teni bana fazla açık gelse de diğer tüm özellikler ile beraber görünüşünü mükemmel bir şekilde tamamlıyordu.

Büyülenmiş bir şekilde elimi yüzüme götürüp aynadaki yansımanın da aynı hareketi yapışını izlediğimde, gördüğüm kişinin cennetten düşmüş bir melek, peri ya da porselen bir bebek olmadığına emin oldum.

Bu güzellik bendim.

Aslında bir süre daha buna devam edecektim ama kapının tıklatılmasıyla girdiğim transtan çıktım.

"Tatlı Ser'im içeri girebilir miyim?" Bu kim lan?

Ancak ben içeri girmesine izin vermeden kapıyı açtı.

Ah, doğru. Serietta'nın abisi. Abim Surainer Vincent Rotev.

Bu isimlerin ne sorunu vardı ben de bilmiyordum. Kitapta bahsedilmemişti. Modern dünyada olsaydı deneme optiğime ismimi doldurmaya çalışırken ağlayacağım kesindi.

Gözlerimi açılan kapıya çevirdiğimde göğsümün sıkıştığını hissettim. Baştan aşağı, kapıda duran iyi giyimli genç adamı süzdüğümde gözlerimden yaşlar akmaması için kendimi tutuyordum.

Az önce kendime hayatım boyunca gördüğüm en güzel kişinin ben olduğunu söylemiş olabilirim. Ama şimdi çok çabuk hükme vardığımı anladım.

Karşımda şu ana kadar gördüğüm en güzel erkek duruyordu. Nefesimi tutup yüzünü inceledim. Eflatun saçları ve açık pembe parlak gözleri vardı. Ölçülü bir burnu, zayıf yüzü ve küçük dudakları ile onu gördüğüm anda neden bu dünyaya geldiğimi anlamıştım. Onu görmek için! Kesinlikle bu yüzden bu bedende olmalıydım.

Güzelliğe zaafım vardı. Ancak bunu belirli bir kalıba sokarak sınırlandırmıyordum. Güzel olan her şeyi severdim. Güzel bir erkek ya da kadın, güzel bir çiçek ya da hayvan olması bir şey değiştirmiyordu. Basitçe güzel şeyleri seviyordum. En çok da güzel insanlar benim en büyük zayıflığımdı.

Aslında bunun gerçekten bir nedeni vardı, bunu anlatmak için sanırım biraz geçmişe gitmeliyim.

Mendillerinizi hazırlayın çünkü bu acıklı bir hikaye olacak.

Ben Bu Kitabın Kötü KarakteriyimWhere stories live. Discover now