Derin denizlerin en derinlerinde ışıklı bir yol gördü genç kadın. Zihninin kendisine oyun oynadığının farkındaydı ama tek istediği su yüzünde ciğerlerini tekrar oksijenle doldurmaktı. Süzülürcesine ilerlediği mavi sularda yolunu kaybetmişti, belki d...
Giriş bölümüne gösterdiğiniz ilgiden dolayı hepinize teşekkür ederek başlamak istedim. Yorumlarınızı okumak o kadar iyi geldi ki bana, birinci bölümün detaylarını şekillendirip hazırladım ve yayımlamak için hemen hazır hale getirdim.
Hikayemizi kütüphanenize eklediniz, değil mi? Bildirimleri ve bölümleri kaçırmayın. ^-^
Artık resmen başlamış bulunuyoruz, hızlı bir başlangıç yaptık. Umuyorum ki Asu ve Timur'u her bölüm geldiğinde daha çok seveceksiniz.
*Keyifli okumalar.*
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Asuman rahatça üzerini değiştirmesi için getirildiği geniş odanın ortasındaki yatağa oturmuş sakince etrafı izliyordu. Geceden sabaha değişen dinamikler afallamasına neden olurken mantıklı düşünmesi için biraz daha sakinleşmeliydi. Yıllardır dalış yapıyordu fakat bu dalışı farkında bile olmadan bambaşka bir kıyıya sürüklemişti kendisini.
Timur'la el sıkışmalarının ardından konuşmayı devam ettirip açıklamak istemişti ama adam kibarca üzerini değiştirmesini tavsiye etmiş ve çağırdığı görevliye onu şu an içinde bulunduğu odaya götürmesini rica etmişti. Nazik bir beyefendi olduğu belliydi belli olmasına ama Asuman onun iskeleye ulaştığındaki bakışlarını net olarak görmüştü. Kendini sakinleştirmeyi bilen otokontrol sahibi insanları iyi tanırdı. Adam attığı adımları bile hesaplı atıyordu neredeyse. En azından Timur Aslankara için edindiği ilk izlenimler böyleydi.
Kapı birkaç kez tıklatıldıktan sonra genç kadının izin vermesiyle içeri bir görevli girdi. Şimdiye kadar gördüğü görevliler içinde en genç olanı bu görevli gibi görünüyordu. "Size kendi kıyafetlerimden getirdim. Getirdiğim çamaşırların hiçbiri kullanılmamış. Biz burada her şeyi stoklarız. Stokladığım temiz çamaşırlardan getirdim sizin için."
Başını onaylarcasına sallasa da bir noktaya takılmadan edemedi. "Neden stokluyorsunuz ki? Timur Bey alışverişe çıkmanıza izin vermiyor mu?" İşte adamın mafya olduğuna dair bir ipucu daha...
"Pek sayılmaz. Lütfen çekinmeden kullanın. Burada da kişisel bakım ürünleri var." derken makyaj masasının üzerine büyükçe bir çanta bıraktı. "Çantayı kontrol edin, başka herhangi bir malzemeye ihtiyacınız olursa bana söylemekten çekinmeyin. Bu arada, ismim Müge."
"Asu." dedi kısaca fakat sonrasında düzeltti. "Asuman. Memnun oldum ama epey zahmet etmişsin Müge. Sadece şimdilik üzerimi değiştirmek için çamaşırlardan bir de duş almak için getirdiğin ürünlerden kullanacağım. Burada kalıcı değilim. Muhtemelen birkaç saate ayrılmış olurum." dediğinde Müge'nin dudaklarının manidar bir gülümsemeyle kıvrıldığını gördü. Bunun ne anlama geldiğinden pek emin değildi.
"Siz yine de herhangi bir ihtiyacınız olursa bana bildirin." dedikten kısa bir süre sonra odadan ayrıldı.
Daha fazla zaman kaybetmek istemediğinden dalış kıyafetini çıkardı. Bileğinde keskin bir ağrı vardı fakat göz ardı edebileceği seviyede olması işini biraz olsun kolaylaştırdı. Müge'nin getirdiği kıyafetlere şöyle bir baktığında geniş kalıp beyaz bir tişört ve bedeni neredeyse kendi bedenine tam uyan açık mavi bir kot pantolon gördü. Çantanın içinden gerekli ürünleri de topladığında serin bir duşla ödüllendirdi kendini. Bugün araştırması için önemli bir adım atmış ve aynı zamanda bir hayat kurtarmıştı.
