*3*

592 80 33
                                    







Merhabalar!

Alesta Ferro'ya tekrar hoş geldiniz

"Asuman Hanım! Asuman Hanım, uyanmanız gerekiyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Asuman Hanım! Asuman Hanım, uyanmanız gerekiyor."

Genç kadının uykusunu bölen ses Müge'ye aitti. Normal bir zamanda olsa bu şekilde uyandırılmakla ilgili herhangi bir problemi yoktu fakat olduğu yeri yabancıladığından olsa gerek neredeyse sabahın ilk ışıklarına kadar uyuyamamıştı. Gözünü aralayıp şöyle bir etrafına bakındığında duvardaki saatten saatin henüz sabahın sekiz buçuğu olduğunu gördü.

"Saatin farkındayız, değil mi?" diye mırıldansa da Müge'nin ısrarcı tavrı saatin gayet farkında olduğunu gösteriyordu.

"Beyefendi sizi görmek istiyor."

"Telaşına bakılırsa çok hayırlı bir istek değil bu." dediğinde bile Müge herhangi bir şey söylemedi. "Tamam, izin verirsen beş dakika içinde aşağıda olacağım." Genç kadın yanından ayrıldığında Asuman doğrulup genişçe gerindi. Yine hangi önemli konuyla güne başlayacağını bilmiyordu ama yeteri kadar önemli bir konu değilse eğer işte o zaman buradaki insanların kendisinden çekeceği vardı. İki saatlik bir uyku ve derin bir yorgunluğun huysuzluğunu taşıyordu.

Zorlukla da olsa yatağından kalkıp elini yüzünü yıkamak için banyoya ilerledi. Sonraki hazırlıklarını ise dakikalar içinde tamamladı. Sabahın erken saatinde baştan aşağı giyinip süslenecek hali yoktu. Üzerindeki beyaz tişört ve açık mavi şortun yeterli olduğuna karar verdikten sonra odadan ayrıldı.

Hala ev demeye bin şahit arayabileceği evin düzenine alışamadığı için odadan çıktıktan sonra afalladı. Üst kattaki odalardan birinde kalıyordu. İki yan odada Timur'un çalışma masası vardı, diğer iki yanındaki odanın ise kurtardığı küçük kız Ala'nın odası olduğunu öğrenmişti. Soldaki uzun merdivene doğru ilerlediğinde terliklerini giymediği fark etti ama artık odasına dönmek için çok geçti. Hem terlik giymeyi de sevmezdi... Çıplak ayaklarıyla salona doğru küçük adımlarla yürürken etrafa bakınmayı ihmal etmedi. Gündüz saatlerinde evin farklı bir havası olduğunu inkar edemezdi. Bu kadar büyük bir evin böylesine güneş alabilmesine şaşırmadan edemedi.

Salona girdiği gibi gördü adamı. 'Nasıl yani?' diye geçirdi içinden. Kendisi zorlukla kalkmış, sadece elini yüzünü yıkayıp saçlarını tarayabilmişti. Timur ise jilet gibi bir beyaz gömlek ve kaliteli kot pantolonuyla rahatça oturduğu suni deri berjerinde resmen bir davete katılacak gibi görünüyordu. Aynı dünkü gibi... Tertemiz ve nizami görüntüsü sanki hiç bozulmuyor gibiydi.

"Günaydın Asu." Sesini duyduğunda adamı incelediğini fark etti ve hemen kendisini toparladı.

"Gün senin için epey erken aymış gibi görünüyor ama benim için öyle olmadı. Ne konuşacağız, hala çok uykum var."

Alesta Ferro (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin