Bölüm 7

6 1 39
                                    

Babam kolumdan çektiği gibi sürüklüyor beni. Annemin cesedinden uzaklaşıyoruz hızla. Yanında, yeni karısı olacak o sinir bozucu kadın var. Kocasının koluna girmiş, yüzünde sonradan görme insanlara özgü bir ifade babama bakıyor. ''Kocacığım, intihar eden o salak karının oğluna ne kadar daha tahammül edeceğiz?''

Babam gülüyor, bu öyle pis bir gülüş ki suratının ortasına bir tane geçirmek istiyorum. Elleriyle kıskıvrak yakaladığı kolumu iyice çekiştiriyor ve ''Çok yakında!'' diye mırıldanıyor ''Ama önce intikamımı alacağım!''

Sinirlerim tepeme çıkıyor. ''Beni ya da annemi kabul etmemeni anlayabilirim!'' diyorum öfkeyle. ''Ama yıllarca çektiği acılarından kurtulmanın tek yolunu ölüm olarak gören zavallı bir kadın hakkında bu şekilde konuşamazsın.''

Babam aniden duruyor. Çok sevgili karısına ''Bitanem sen arabaya kadar git. Ben, bizim Bay Ukala ile bir konuşup geleceğim.'' diyor. Sonra bana dönüyor ''Değil mi oğlum?'' Başımı hafifçe olumlu anlamda sallıyorum. Ancak oldukça korktuğumu da belirtmek gerek. Çünkü annemden ve benden böylesine nefret eden bir adamın yalnız kaldığımızda bana yapabileceği şeyleri düşünmek bile içimi ürpertiyor.

Babamın karısı topuklu ayakkabılarını sinir bozucu bir tıkırtıyla zemine vura vura, kalçalarını her görenin gözüne sokmak istercesine yürüyerek yanımızdan ayrılıyor. Babamsa büyük bir iştahla karısını izliyor, sanki o an aklında karısını soyuyor.

En sonunda bana dönüyor. Yüzünde muzip bir ifade var. ''Annen çok çekici bir kadın değil mi?'' diye soruyor bana. ''Baksana ne kadar güzel bir vücudu var.'' Ne kadar anlamsız bir soru bu böyle diye düşünüyorum. Üstelik yalnızca iki kere gördüğüm bir kadından ''annem'' olarak bahsedilmesi de epey tuhafıma gidiyor. ''Annem çok güzel bir kadındı.'' diyorum düz bir sesle ''Ancak sevgili karınla alakalı bir yorum yapmak bana düşmez.''

Merhum annemden konu açılmasıyla babamın yüzü asılıyor yeniden. ''Benim evimde yaşadığın sürece o kadın hakkında konuşmanı yasaklıyorum, anlıyor musun beni!'' diyor. Bir süredir kirpiklerimde biriken gözyaşları yanaklarıma doğru süzülüyor hüzünlü bir şekilde. ''Neden ondan o kadar nefret ediyorsun?'' diyorum acı içerisinde ''O benim biricik annem. Sen gittikten sonra tutunduğum tek daldı o. Hüzünlü ölümü ise korkakça bir kaçıştan ziyade senin gibi bencil insanların onu bile isteye üzmesinin sonucunda doğan, çaresiz bir çözümdü.''

Gülümsüyor, tuhaf bir gülümseyiş bu. ''Annenden nefret etmiyorum.'' diyor ''Aksine her zaman ona karşı derin bir sevgi ve saygı besledim. Yalnız, o birçok seneler önce benim ona karşı beslediğim sevgiyi yok edecek kadar büyük bir kabahatte bulundu. O günden sonra seneler boyunca sorunsuz bir şekilde ilerleyen evliliğimizde çatlaklar oluşmaya başladı.''

''Senin bizi terk etmenden büyük bir kabahat işlemiş olamaz ya!'' diyorum öfkeyle ''Hem, madem o kadar büyük bir sevgi besliyordun anneme karşı, işlenen bir kabahatta nasıl hemen yok olup gitti?''

Babam yere, apartmanın merdivenlerine oturuyor. Onun yanına geçiyorum ben de, konunun uzayacağını anladığımdan. Cebinden bir paket sigara çıkarıyor, bir süredir elinde öylesine çevirdiği çakmakla yakıyor paketten aldığı bir dal sigarayı. Bana da uzatıyor bir tane, yakmamı ve sigaramdan ilk nefesimi çekmemi bekliyor sabırla.

''Annenle nasıl tanıştığımızı anlattım mı sana?'' diye soruyor alacağı cevabı bilerek. Başımı olumsuz anlamda sallıyorum ve ''Hayır, anlatmadın. Sen gittikten sonra annem de bana asla anlatmadı.'' diyorum.

Oturduğu yerde doğruluyor, yağmur yüzünden ıslanan saçlarını geriye itiyor. ''Belki daha önce bahsetmişimdir, bilmiyorum. Babam içkici herifin tekiydi. Bütün gün kahvelerden kahvelere dolanır, kumar oynayıp bizim it gibi çalışarak kazandığımız parayı har vurup harman savururdu. Akşam, eve döner ve havadan sudan nedenlerden annemi, ablamı ve beni canımızı çıkarana kadar döverdi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 13, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Yokuş AşağıWhere stories live. Discover now