Bölüm -2- Davetsiz Misafir

128 13 1
                                    

Han geleli 1 hafta olmuştu bile. Çabuk uyum sağlamıştı kampa, kulübedeki kardeşleriylede oldukça iyi geçiniyordu ama eskisi gibi değildi, yani o eğlenceli ve güleryüzlü Han yoktu artık. Başına geçenlerden sonra bunlar normaldi bence. En iyi arkadaşı ölmüş evi ve sevdikleri yok edilmişti. Ona kampı gezdiriyor olabildiğince onun yanında durmaya çalışsam da önceliğim Pelin'di.

Pelin 9 aydır durumu daha da kötüye giden bir hali vardı. İntihar etmeye çalışması bir yana kimseyle konuşmuyordu, kimseye tepki vermiyordu, rengi solgundu. Onu her ziyaret ettiğimde bana boş boş bakıp arada bir ''Eninde sonunda kurtulacağım bu sefil hayattan. Boşuna uğraşma Buse.'' diyordu. Her ne yaparsam yapayım onu gülümsetemiyorum en ufak bir hareketlilik bile olmuyordu yüzünde.

Kahvaltıda yine Han'la başbaşa oturuyordum. Bana artık o felaketi anlatmak yerine Hector'la çıktığı maceraları anlatıyordu.

''Tabi ondan sonra Hector da şunu söyledi -Ya bu yay ok ne kadar saçma, eğer hızlıysan ve güçlüysen hepsini tutarsın. Gereksiz diyorum sana- işin ilginciyse dediğini yapıyor olması...'' Han'ın sözünü Ayazıt kızlarından Gizem, Sümeyye ve Dilara üçlüsü telaş içinde bozdu ve sesleri titreyerek hep bir ağızdan konuşmaya başladılar. Hiçbir şey anlamadığım için elimi masaya sertçe vurdum ve ''Yeteer! Hepiniz bir anda konuşmayın. Biriniz adam gibi açık açık konuşsun ne oldu?'' Sözü Kulübelerinin lideri Gizem aldı ve ''Buse P..Pelin sabaha karşı bileklerini kesti son anda yetişmeseydik ölecekti, şimdi revirde ama durumu hiç iyi değil.''

Korkudan elim ayağım yer yanım tutulmuştu. Felç gibi etki etmişti hareket edemiyordum. Gözüm bir anda karardı ve kendimden geçtim. Uyandığımda Pelin yanıbaşımda bana bakıyordu. Kendimi toplayıp doğrulup onun yatağının kenarına oturup elini tuttuğumda eli buz gibiydi. Bileklerinde iz yoktu, Bügü Tegin izleri büyü ile yok etmiş olmalıydı ama Pelin şu an ölüden farksızdı ve içimden bir ses bu gece de kendine bir şey yapacağını söylüyordu.

Yataktan kalkıp kapıya giderken Pelin arkamdan seslendi ''Nereye gidiyorsun?'' Arkamı dönüp gözlerine baktım ve ''Seni geri getirmeye'' diyebildim. Pelin sırtını doğrultup bana baktı, gözünden damla damla yaşlar akarken ''Beni geri getirmek mi? Ben 9 ay önce onunla birlikte öldüm. Onun göğsünü delip geçen 5 mızraktan sonra yüzlercesinin üstüne çullanmasıyla öldüm. Ölmeden önce kardeşlerini ve beni emanet ettiğini söylediğinde öldüm ben. Beni asla geri getiremezsin. Neden beni şimdi öldürüp beni serbest bırakmıyorsun, bana yapacağın en büyük iyilik bu olurdu. Beni sürekli durdurarak sadece bana işkence ediyorsun. Dediğim gibi beni kimse anlayamaz senden de beni anlamanı beklemiyorum zaten ama beni hayatta tutmak hiçbirinize bir şey kazandırmaz, izin ver diğer tarafta onunla buluşabileyim. En azından en iyi arkadaşım olarak bana son bir iyilik yap.'' diyerek gözlerime bakıyordu o da.

Ne diyeceğimi bilemiyordum, gerçekten ikilemde kalmıştım çünkü sonunda 9 ayın sonunda bana içini dökmüştü biraz da olsa. Haksız olduğunu söyleyemem tek istediği Hector ile diğer tarafta buluşmaktı ama Hector bunu istemezdi, kendisi yüzünden Pelin'in de kendi canına kıymasını istemezdi. Bir şey demeden dışarı çıktım, kapıda bekleyen Han hemen kollarıyla titreyen bedenimi sardı ve sakinleştirmeye çalıştı beni. Birçok şeyden emin değildim hayatımda ama Han'ın yanında güvende hissediyordum. Saçlarımı okşayıp sakin olmamı söylüyordu sadece. Ona biraz yanlız kalmam gerektiğini söyleyip kulübeme çıktım.

Yatağıma yatar yatmaz geceleri yaptığım gibi ağlamaya başladım, Hector'u herkes bir canavar olarak görüyor herkes ondan korkuyordu, haklı sebepleri de vardı. Sonuçta yenilgisiz arena şampiyonuydu ve bu ünvanı 10 yaşında kamptaki ilk maçında kazanmış, yaklaşık 10 yıldırda bu ünvanı korumuştu. Yüzlerce kişiyi öldürerek... Ama hiçkimseyi arena dışında öldürmemişti, tabi Pelin'le tanıştığım gün çok yakındı ama o gün bile öldürmemişti. Onun öldüğünü öğrenince Bügü Tegin tüm kampı çevreleyen büyüler yapmaya başlamıştı. Hem de 3 ay boyunca ayrı ayrı büyüler yapıyordu çünkü o da ben de biliyorduk ki Hector sadece arena şampiyonu değil dışardaki yaratıklardan ve Tepegözler'den de kampı koruyabilecek yegane kişiydi.

Türk Melez Kampı 2Where stories live. Discover now