heaven is a place on earth with you

436 65 125
                                    

yorumlar cok dusuk kiricisiniz😔👎👎👎






"YUTA BACAĞINI GÖTÜNE SOKUCAM YETER" sunoo kaşlarını çatarak bir yandan kardeşine ölümcül bakışlar gönderiyor bir yandan da elindeki çantaya eşyalarını sığdırmaya çalışıyordu.

peki bu ana nasıl geldik diye sorarsak ilk önce geçmişe doğru gitmemiz gerek. evet biraz geri saralım. tamam! işte burası.

sunoo kardeşinin konser teklifini hiç düşünmeden kabul etmişti çünkü son zamanlar anne ve babasının kavgaları oldukça artmıştı. sunoo her ne kadar kardeşini uzak tutmaya çalışsa da kardeşi artık her şeyin farkındaydı. her kavgalarında olduğu gibi sunoo kardeşini odasına çekip yeni aldığı albümleri dinletiyordu ve ailesinin sesi duyulmasın diye sesi oldukça açıyordu. bazen kavgaları o kadar şiddetli oluyordu ki kulaklığını kardeşine takarak kendisi de dinliyormuş gibi yapıyordu. ama aslında sunoo ailesinin kavgalarını dinliyor ve eğer büyürse diye kardeşiyle evden çıkmak için tetikte bekliyordu.

sunoo kardeşine gerçekten düşkündü kendisinden oldukça küçük olduğu için onu bebek gibi görüyor bütün kötülüklerden korumaya çalışıyordu. fakat sunoo'nun gözünde böyledi çünkü yuta ortaokul sondaydı ve yaşıtlarına göre oldukca olgun bir çocuktu fakat abisinin yanında tam bir bebeğe dönüşüyordu onun ilgisinin üstünde olmasını seviyordu. sunoo ise ailesinden görmediği ilginin ve sevginin fazlasını kardeşine vermeye çalışıyordu.

yuta henüz küçük yaştayken bir sürü hastalık atlatmıştı. sunoo bu yüzden daha kendisi büyüyememişken kardeşini büyütmeye çalışıyordu. bu noktada ailesinin ilgisizliği de hiç yardımcı olmuyordu. fakat her şeye rağmen bunlardan asla şikayetçi değildi sunoo kardeşini gerçekten çok seviyordu. yuta da aynı şekilde abisine oldukça hayrandı.

sunoo yuta'nın kafa dağıtmasına ihtiyacı olduğunu düşündüğü için arkadaşlarıyla gitmesine izin vermişti. daha sonra araştırdığı üzere konser alanına gidiş yolu oldukça tenha olduğu için kardeşini götürmeyi teklif etmişti yuta da utana sıkıla kabul etmişti.

şimdi ise sunoo yuta için gerekli olan şeyleri çantasına sıkıştırmaya çalışıyordu bunlar; terlerse diye yedek tişört, ıslak ve kuru mendil, çok hızlı soğuk kaptığı için kalın bir hırka, acıkırsa diye atıştırmalık, midesi bulanırsa diye tuzlu çubuk kraker. sunoo çantayı zorla kapatarak kardeşinden gelen tekmelere karşı yastıkla kendini savunmaya çalışıyordu. yuta ise abisinin ona zorla giydirdiği ayıcıklı kazakla abisinden intikam almaya çalışıyordu. çünkü yuta'nın amacı kendince daha havalı şeyler giyip sınıf arkadaşlarını etkilemekti sunoo ise kardeşinin yalnizca hasta olmasını istemiyordu.

sunoo ve yuta hazırlandıktan sonra aşağıda oturan babaların haber verip ayakkabılarını giymeye gitmişlerdi. babasının ise çok umursadığı söylenemezdi. babasının bakış açısına göre çocuk bakmak demek ona para verip ihtiyaçlarını karşılamak demekti. ama asla sevgiden ya da çocukların duygularından haberdar değildi.

yuta ve sunoo konser alanında yuta'nın arkadaşlarını beklerken jihyo ve sunghoon arkalarından gelerek onlara selam vermişti. evet bu sahnede sunoo'nun neden feels geçirip çıldırmasını görmedik? çünkü sunoo şu an konser alanında tanıştığı çocukla oldukca hararetli bir sohbet içine girmisti. sunghoon kaşlarını çatarak küçüğün neden ona bakmadığına anlam verememişti daha sonra yanında gördüğü esmer çocukla sinirleri daha da artmış yüzü gerilmekten kırışmıştı.

daha sonra sunoo'nun dikkatini cekmek için yüksek sesle konusarak "AAA YUTA SEN OLMALISIN JIHYO SENDEN BAHSETTI ÇOK YAKIN ARKADAŞMIŞSINIZ" "iyi de abi ben sana jihyodan bahsetmedi-" sunoo gülerek kardeşinin ağzını kapatmış ve "haha şakacı seni çok şakacısın kardeşim diye demiyorum"

daha sonra sunoo duyduğu tanıdık sesle kardeşinin olduğu tarafa dönmüş ve bağırarak "AA AŞK BAHCEM SENDE MI BURDASIN OHA INANMIYORYM RESMEN RUH EŞİYİZ!" sunghoon gülümsememek için dudaklarıni kemirirken sunoo'nun yanındaki esmer genç, "sunoo bu kim?" dedi sunoo da parıldayan gözlerle cevap verdi "bu benim aşkım, ilerideki 49 çocuklarımın babası, ruh eşim,  aşk bahcem, canımın içi-" sunoo devam ederken sunghoon küçüğün ağzını eliyle kapatıp

"ben sunghoon sınıf arkadaşıyız" diyerek kendini tanıttı. ardından esmer genç de kendini tanıttı. "memnun oldum bende jay sunoo ile küçüklükten tanışıyoruz burda görünce selam vermek istedim"

sunoo arkadaşı jay'e sunghoon'u anlatırken gözleri parlıyor heyecandan sürekli ellerini sallıyor ve yerinde duramıyordu. jay ise yılladır tanıdığı arkadaşının minik kalbini böylesine çarpıtran kişiyi çok merak ediyordu fakat bir türlü fırsat bulup tanışmamışlardı. çünkü sunoo ilk önce cesaretini toplamasını beklemişti.

dışardan bakıldığında sunoo'nun sunghoona olan "2 günlük" aşkı çok basit görünebilirdi fakat sunoo için kalbine bile sığmayan bir sevgiydi. sunoo küçükken ailesinin kavgalarında geceleri uyumayıp kapının önünde oturup onları dinliyordu. eğer de olursa kavga ederlerse diye. kavga ederlerse de ne yapabilirdi ki küçücük bedeniyle? ama sunoo ona rağmen sabahlara kadar uyumazdı. böyle olunca tamamen çökmüştü. yemek yiyemiyordu, sürekli ağlıyordu. bu süre içinde küçük kardeşine yeterli ilgiyi gösteremediği için de bir karar vermişti.

bütün duygularını içine atacak ve kardeşi için güçlü olacaktı. bu verdiği karar yüzünden çoğu duygudan mahrum kalmıştı. liseye kadar arkadaş edinememişti, gerçek mutluluğun bile ne anlama geldiğini tam olarak anlayamıyordu.

ama liseye geçince ona küçük gamzeleriyle kocaman gülümseyen arkadaşı jungwon ile tanışmış ve kısa süre içinde arkadaş grubuna girmişti. böylelikle arkadaşlığın da ne demek olduğunu anlamıştı. fakat duygularını o kadar çok bastırmıştı ki kalbinin bir kardan adamdan farksız olduğunu düşünmeye başlamıştı. bütün sevgisini küçük kardeşine verirken hiç tereddüt etmemişti.

uzun zaman sonra-daha doğrusu ilk kez- sunghoon onun kalbinin yeniden çarpmasına neden olmuştu. bu yüzden jay arkadaşının yüzündeki gülümsemeye neden olan kişiyi gerçekten sevmişti.

şimdi ise sunghoon, parlak gözleriyle, yumuşacık ve tombul yanaklarıyla sürekli zıplayan çocuğa büyük bir hayranlıkla bakıyordu. renkli renkli ışıkların sunoo'nun teninde bile kusursuz göründüğünü düşünüyordu. daha sonra sunoo şarkının,

it's you, it's you, it's all for you
everything i do
i tell you all the time
jeaven is a place on earth with you
tell me all the things you wanna do

kısmı geldiğinde 'heaven is a place on earth with you' (cennet seninleyken dünyada bir yer)  yerini sunghoon'a bakarak söylemişti ardından gözlerini tekrar sahneye çevirmişti. sunghoon ise kalbinin bu kadar hızlı atmasını ve avuç içlerinin terlemesine anlam veremiyordu.

çünkü ikisi de aşkı birlikte öğreniyorlardı.




















::
bu bolumde sunoo'nun ic dunyasini biraz gosterdim bi dahaki bolumler sunghoon'un duygularini daha ayrintili isleyecegim

cok sevgi pitircigi sunghoonlu bolumlere az kaldi!!!(ayrica kaosa da)

AY RESMEN DUYGUSAL BI TOPUM DOKUNSANIZ AGLARIM

ogunlerinizi atlamayin!!
opuyorum!!💗💗🤏🤏

do you see me? | sunsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin