25. Pişmanlığın İzleri

909 44 0
                                    

Oy ve yorumlarınızla destek olursanız sevinirim arkadaşlar.

Yıldızlar hep parlasın.



Bir süre öylece kaldık. Kollarında en azından nefes alabiliyordum. Ayrıca tüm o düşüncelerinden ağırlığı da üzerimden kalkmıştı. Yine de içimde bir yer sızladı. Özlem... Chris'i çok özlemiştim. Bir anda kabuğuma çekildim. Onun nasıl olduğunu, beni özleyip özlemediğini merak ettim. O da benim değerlimdi. Keşke onu, hayatını, hiçbir şeyi riske atmadan bir kere daha görebilseydim. Lucifer acı dolu gözleriyle beni inceliyordu.

- Bugün işimiz erken biterse, Chris'in buraya gelmesi için gereken izinleri hallederim. Olur mu?

Chris'i görme ihtimali bile beni mutlu etmişti. Ama her durumda Lucifer'ın yanımda olması ve benim için hep bir şeyler yapması... Lucifer benim kahramanımdı. Bacaklarının arasına gelip durdum ve ona sarıldım.

- Harikasın, teşekkür ederim.

- Bir şey değil. Ayrıca tüm kötü düşüncelerden sıyrıl. Ve elbette her durumda ve koşulda yanında olacağım melodim. Seni asla yalnız bırakmam. Tam tersi olsa sen de beni bırakmazdın. Hem madem sen düşüncelerinde özgürsün o zaman ben de eylemlerimde serbestim.

Konuşacaktım, izin vermedi.

- Kollarımdayken konuşamazsın.

Beni bir kere daha yatırdığında üzerime geldi. Beni öptü. Deminki öpücüğümüzden daha yoğundu. O ruhuma ve kalbime ışık getiriyordu. Birden fırtına bulutları dağıldı ve içimde güneş açtı. Dudaklarımız uyumlu bir şekilde hareket ederken onda kayboldum. Geri çekilene kadar ben de onu öptüm.

- Sen kendini tutabilirsin, ama ben tutmak zorunda değilim.

- Benim de kendimi ne kadar engelleyebileceğimi bilemeyiz, değil mi?

Kollarımı boynuna doladım ve onu kendime çektim. Bu sefer ben onu tutkulu bir şekilde öperken mutlu olduğunu biliyordum. Üzerimden kalktığında gülümsüyordu. Benimdi, ben de ona aittim. Karşılıklı sevmek, birbirini bu sevgiyle incitememek evrendeki en güzel şeydi. Tutkular aşkımızdan kaynaklıydı ve bu en özeliydi.

İnsanlar Dünyası'nda sevmeyi sadece tutkularla, şiddetle, sapkınlıklarla, takıntılarla aşağılayan, sevginin değerini düşüren insanları hatırladım. Ne büyük acizlikti. İnsanlık, daha önemlisi sevgi dışı bir durumdu.

Oysa sevmek, karşı tarafı senden daha üstün kılmak, sevileni incitememekti. Sevgi içinde sadece güzel duyguları, güzellikleri barındırmalıydı. Sevilene zarar verme düşüncesini dahi aklından geçirememekti. Oysa ne çok şey kirlendi, nasıl kirletebildiler? Lucifer bunları mı görmüştü ya da tahmin etmişti? İnsanların kalplerindeki siyah noktayı ve bunun yol açabileceği sonuçları önceden mi tahmin etmişti?

Kolayca kandırabilenler vardı, kandırılabilenler, kötüler, en kötüler vardı. Lucifer, belki de kurtarılamayacakları görmüştü. Belki onlar da benim gibi hatalı doğanlar, yaratılmaması gerekenlerdi. Hem dünya hem cennet için yanlıştılar. Görüntü hızlıca değişti, bir sarmalın içine çekildim. Bulunduğumuz andan uzaklaştım, zamanda yolculuk yaparcasına bedenim, zihnim ve ruhum içinde bulunduğumuz anı aştı. Her şey zamansız bir noktadan görüp duymaya başladım.

Yüce Efendimiz biliyordu, herkesten hatta her şeyden önce sırra vakıftı. Sırrı O yaratmıştı. Yarattıklarına sevgi beslese de o da zaafları öngörüyordu. Bazıları bunu yenebilecek güçte olsa da çoğu başaramayacaktı. Bu zayıflıklar insanlara mahsustu. Tüm bunlar nedeniyle cehennem gerekliydi.

RUH LEKESİ(düzenleniyor)Where stories live. Discover now