41. Benden Sonra Lucifer

666 24 0
                                    

(Bu kısım Lucifer'ın bakış açısıyla anlatılacaktır)

Anlık bir zayıflık anı yaşadım, kısa bir an da olsa kendimden geçtim. Odanın ortasında dikilip, ne yaşamış olduğumu düşünürken bir şey hatırlayamıyordum. Çok az uyuyabilen biri için normal sayılsa da bu ara kendimi çok yorduğuma karar verdim. Ama içimde korkunç bir boşluk vardı, sanki bir boşluğa düşmüştüm. Zaman bazen bizim için geçmez, tam olarak böyle bir ana sıkışmıştım. Hiçlik ve yokluk duygusu yaşıyordum. Karanlığım da artmıştı, bu her zaman benimle olan karanlıktan farklıydı. Sanki çok önemli bir şeyi unutmuştum. O şey, her neyse sonsuza dek benden alınmış gibiydi. Odanın kapısı çalındı.

- Girin.

İçeriye Gustav girdi. Kişisel hizmetçim Gavin ile akşam yemeğini hazırlamaya geldiler.

- Kralım, iyi akşamlar.

Onlara başımla selam verdim. Sırf yerimden hareket etmek için banyoya gittim. Yüzüme su çarptım. Gavin kapıya geldi.

- Kralım masanız hazır. Sizin için balık hazırlattım. Duşa girecekseniz suyu şimdiden hazırlayayım mı?

- Olur Gavin. Bu arada ben bugün ne yaptım? Odada mıydım?

Sorumla şaşıran Gavin, kısa bir durgunluk yaşadı.

- Kralım, bugün günlük işlerinizi odadan yürüttünüz. Cehenneme inmediniz. Kahvaltı haricinde, odaya ilk defa geliyorum.

- Anladım Gavin. Bugün yaptıklarımı hatırlamakta güçlük çekiyorum. Sanırım uykusuzluk beni yordu.

- Kralım iyi misiniz, ilaç hazırlatmamı ister misiniz?

Gözlerimin koyuluğu arttı. Sinirli, sert bakışlarımla karşılaşan Gavin, hemen başını öne eğdi. Zaten istediğim haddini ve yerini hatırlamasıydı. Güç burada her şeydi. En güçlünün kim olduğu unutulmamalıydı.

- Hadsizliğim için beni bağışlayın efendim.

- Önemli değil Gavin. Küveti hazırlayıp gidebilirsin. Bu akşam dinleneceğim.

- (Hâlâ başı yerdeydi) Başka bir şey ister misiniz kralım?

- Yok, çıkabilirsin.

- Tabi kralım. Afiyet olsun.

Banyoya geçti, küveti temizleme sesi duydum. Yavaşça masaya oturdum. Balık, balık sosu ve salatadan oluşan menümü, sessizlik içinde yavaşça yedim. Penceremden görünen ağaç manzaram, yeterince iyi görünmedi, bir şeyler eksikti. Bu manzaraya ekleme yapsam iyi olacaktı. Acaba ne eklesem? Belki ağaçları çoğaltırdım. Bunları düşünürken yemeğimi sessizce yedim. Bu arada Gavin çoktan işini bitirmiş küveti doldurmuştu. En sevdiğim banyo tuzunun kokusunu alıyordum. Okyanus kokusu beni hep ferahlatırdı. Giysilerimi çıkarıp, yatağın üzerine bıraktım. Küvete ilerledim, sıcak suya kendimi yavaşça bıraktım. Banyo tuzunun kokusu, burnuma dolarken, bedenim sıcak suyun etkisiyle çoktan gevşemişti.

Beni rahatsız eden o etki, his ya da her neyse hâlâ içimdeydi. En azından bedenim gevşemişti. Nedenini anlamasam da karanlığım çok yoğundu. Gözlerimi kapadım. Anlayamadığım öfkenin de içimden akması için çabaladım. Kendimi sıcak su ve banyo tuzunun dinlendirici etkisine teslim ettim. Ya çok az uyuyan ya da hiç uyuyamayan biriyim. Cehennem kralı için normal denebilirdi, ben geceleri çok severdim. Karanlık hep benim içimde, bir parçamdı. Ayrıca gecelerin sessizliği beni yaratıcı kılıyordu. En önemlisi de gecenin karanlığında gerçek benliğimi saklamak zorunda kalmıyordum. Birileri tarafından kabul görmem, düşüncelerimin akışına yön vermem ya da düşüncelerimi durdurmam gerekmiyordu. Kendi mahkememde kendimi yargılayıp, suçlu buluyor, kendimden intikam alabiliyordum. Kimse karışamıyordu.

RUH LEKESİ(düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin