24. Evin Kalbim

178 26 0
                                    


Uyandığımda Lucifer beni izliyordu. Gülümsediğimde dudağının sol kıvrımı kalktı. Gamzesi belirginleşince orayı okşadım.

- Günaydın melodim.

- Günaydın Lucifer.

- Kendini nasıl hissediyorsun?

- Bilmem, ama uyumak iyi geldi.

- Sevindim.

Gözlerinde derin bir tutku gizliydi. Dudaklarımı okşarken alt dudağını ısırdı.

- Uyurken seni izlemeye bayılıyorum.

Utanmıştım. Chris dışında beni seven tek kişi Lucifer'dı. Yalnız daha önce hiç bu duyguyu tatmamıştım. Yasak olan bir duyguyu yaşayacağımı ise hiç düşünmemiştim. Ve şu an Lucifer tarafından beğenilmek, böyle bir aşkla sevilmek ve arzulanmak gururumu okşuyordu. Ona aşıktım, tüm benliğimdi. Hatta benliğime, kalbime ve mantığıma hükmedebilen tek kişiydi. O da beni aynı şekilde seviyordu. Her şeyin karşılıklı olması olağanüstüydü. Onda kaybolmak zorunluluk değildi, bunu yapmaya zaten gönüllüydüm. Yüzümü okşadı ve alnımdan öptü. Zoraki bir şekilde kendini geri çekti.

- Kahvaltı ettikten sonra kütüphaneye gidelim. Tüm günümü senin için ayırdım.

- Teşekkür ederim Lucifer.

Bu sefer dayanamayıp eğildi ve dudağımın sol kenarına bir öpücük kondurdu. Beklediğim öpücük bu değildi, yüzümden geçen hayal kırıklığını gördü ve sol dudağının kenarı yine kıvrıldı. Oynamayı seviyordu. Yataktan kalktığında üzerinde sadece iç çamaşırı vardı. Vücudu o kadar güzeldi ki. Üçgen bir vücut ve kaslar... Ne yaptığının gayet farkında olan o rahat ve umursamaz tavırları ise... Yakıcıydı. Üzerimdeki etkisinden tamamen emindi, bunu benim için yapıyordu. Kaslarını gererken kafasını yavaşça çevirdi ve bana baktı. Onu incelediğimi görünce gerçekten gülümsedi.

Başımı döndürüyordu, bir an nefes alamadım. Beklediği tepkiden fazlasını ona sunmuştum. Alt dudağımı ısırdım ve onu baştan ayağa tekrar inceledim. Soluksuz kalmıştım.

- Sanırım gördüklerin hoşuna gitti.

Ona bir yastık fırlattım. Yakaladı.

- Pislik!

- Ama seninim.

Bunu demesiyle yine dağıldım. Üzerimdeki etkisi fazla yoğundu. Şu an onu öpmek için neler vermezdim? Yüce Tanrım! Bakışları değiştiğinde ve üzerime neredeyse atlayacak şekilde geldiğinde tek yapabildiğim kendimi ona bırakmak oldu.

Dudaklarımdan öptüğünde ise sadece ona karıştım. Aşk, arzular ve Lucifer içimde büyük bir alan kaplıyordu. Biraz geri çekildi ve kulağıma eğildi.

- Hâlâ yarım saatimiz var. İyi değerlendirilebilecek bir vakit, ne dersin?

- Yapma Lucifer. Üzerimdeki etkini biliyorsun.

Gözlerimi açıp ona baktım.

- Beni sürekli dinliyorsun.

- Bunun için pişman değilim. Ayrıca bu etki tek taraflı mı zannediyorsun?

Üzerime çıktığında mantığım yitmişti.

- Lucifer şartları zorlama. Beni de...

- Yoksa ne yaparsın melodim?

Bana meydan okuyordu. Fakat bilmediği şey ben bu oyunu oynarsam ikimizi de kül ederdim. Olağanüstü kokuyordu, ayrıca değişim geçirdiğimden beri gücüm kadar içimdeki hisler ve arzular da artmıştı. Yanlış olduğunu bildiğim en cazip şeydi. Fakat bu evrende ne tam olarak doğruydu ki? Son zamanlarda doğru bildiklerim bile yanlış çıkmıyor muydu?

RUH LEKESİ(düzenleniyor)Where stories live. Discover now