31. Dövme ve Kilit

744 32 0
                                    

Arkasında bıraktığı karanlığa hapsoldum. Canım dünden daha fazla yanıyordu. Yavaş hareketlerle kalkıp, banyoya ilerledim. Suyu açtığımda, engel olamadığım yaşların akmasına izin verdim. Bedenim hıçkırıklarımla sarsıldı. Gözyaşlarımın suyla akıp gitmesine izin verdim. İstediğinde herkes kolayca gidebiliyordu. Bu sadece bana bahşedilmeyen bir özellikti. Arkada bırakılması, vazgeçilmesi en kolay ben miydim? Kalbim isyan bayrağını açtı. Yeter! Artık kimseye izin vermeyecektim. Toparlanmalıydım. Acı çeksem de acımı belli etmeyecektim. Yaralanmamak için zırhlarımı kuşanacaktım.

Verdiğim kararla kendimi daha iyi hissettim. Suyu kapattım, dolaptan gri bir kot pantolon ve şık bir siyah bluz aldım. Hafif topuklu sandaletleri de giydikten sonra aynanın karşısına geçtim. Gözlerim çok kızarmış ve şişmişti. Dünden beri gözyaşlarım kurumuyordu. Çekmeceden makyaj malzemelerini çıkardım. Yüzüme ve gözlerime kapatıcı sürdüm. Ayrıca gözlerime kalem çekip, rimel sürdüm. Koyu kadife renk bir ruj bulup, dudaklarıma sürdüm. Güzel görünüyordum.

Aynada kendime baktım, Lucifer'a bağımlıydım. Kendimi bu bağımlılıktan kurtarmaya söz verdim. Dışarı çıktığımda, masanın başında ayakta duran Lucifer'ı gördüm. İçimde hâlâ açık olan isyan bayraklarıyla gururum ayaktaydı. Bu sayede dik duruyordum. Lucifer beni ve vücudumu inceledi. Yanıma yaklaştı, gözleri yüzümde en çok dudaklarımda gezindi. Yutkundu. Biraz önceki halinden eser yoktu. Giydiği zırhı çoktan çıkarmıştı.

- Harika görünüyorsun.

Önce ellerimi tuttu, sonra elleri kollarımda gezindi. Varla yok arası dokunuşları içimi titretti. Ama gurur ve acı tam göğsümün ortasındaydı. Bu sefer aramızda benim zırhım duruyordu. Sağ eli belimi kavrarken, sol elini çeneme götürdü.

- Öpülesi dudaklar derinden etkiliyor ve çok büyük çelişki oluşturuyor. Sanki sürdüğünüz ruj ve dudaklarınızın etkisi bizi sınıyor, ama yazık ki rujlar dağılmak zorunda kalıyor.

Parmağıyla rujumu dağıtıp, güldü. Dudaklarıma yaklaştı. Gözlerini kapatan o oldu. Gözlerim açıktı. Acım hâlâ nabız gibi ruhumda atıyordu, bedenimde yankılanıyordu. Dudaklarıma yaklaşan, tutkulu Lucifer'ı izledim. Zırhı olmayan, kendini tamamen bana bırakan bu Lucifer, deminki Lucifer'a tamamen zıttı. Peki diğerini tanımak ister miydim? İsterdim. Ama beni bırakabilen yanıyla tanışmak istemezdim. O kısım yoğun bir karanlık içindeydi, o kısmına erişemiyordum. Yine de söyledikleri aklıma geldi. Bir kişi seni bırakabiliyorsa onu durdurmaya çabalama, zaten seni bırakmıştır. Ben Lucifer'ı da durdurmazdım. Ne yazık ki o da beni bırakabilecek potansiyeli içinde taşıyordu.

Yavaşça dudaklarımı öpen yumuşacık dudaklarımı dikkatimi dağıtınca, düşüncelerimden sıyrıldım. Gözlerimi kapamadan, beni inceleyen siyahlarını gördüm. Kahretsin! Hepsini duymuştu. Karşımdaki Lucifer'dı. Bana ne zaman kendini teslim edecekti ki? Hiçbir zaman. O sırada beni sertçe kendine çekti, dudaklarımı ısırarak öperken kavruldum. Acımı alırcasına öpüyordu, ona olan ihtiyacım ve tutkum asla bitmeyecekti. Gerçekten cehennemimsin Lucifer. Hep seninle sınanacağım. Sen de yok olup, var olacağım. Ben hareket etmesem de dudakları ısrarcıydı, öpüşüne tamamen teslim olmamı bekliyordu. Direncim kırıldığında elimi boynuna koyup, onu kendime çektim. Ölümüm kimseden değil, senden kaynaklı olacak. Beni mahvediyorsun Lucifer.

- Sen de beni.

Fısıltı gibi söylediği bu cümle sonrası zırhım üstümden kaydı, camdan yapılmışçasına aramıza düşüp, paramparça oldu. Sesi sadece kulaklarımda değil, kalbimde de duyuldu. Beynim sesten düşünme yetisini anlık yitirince bedenim beni dinlememeyi seçti. Ayaklarımın ucunda yükselip boynuna sarıldım, öpüşüne teslim oldum. Dudaklarım onun dudaklarıyla hareket ederken bir anda durdu, nefesi kesilmiş gibi.

RUH LEKESİ(düzenleniyor)Där berättelser lever. Upptäck nu