bölüm6

2.6K 57 7
                                    

Yarım saat içerisinde yemek işini bitirmiştim. Ama Onur hala aşağıya inmemişti. Her halde çok yorgun olucak ki, biraz dinlenmek istemiş. Sofrayı hazırlayarak salona geçtim. Koltukta oturarak biraz beklemeye başladım. Sıkılınca dolapları kurcalamaya başladım. Televizyonun yanında olan dolabın çekmecelerini karıştırdığımda bir resim albümü buldum. Açıp içindekilere bakmaya başladım.
İlk fotoğrafta bir kadın erkek ve küçük bir erkek çocuğu vardı. Belkide bunlar Onurun anne ve babasıydı.Dikkatimi çeken bir şeyde benim Onurun annesine çok fazla benzememdi.Hatta kadının gözündeki gözlükler yüz ve vücut hatları nerdeyse benimle bire-bir aynıydı. Sayfaları tek tek çevirdikçe farklı farklı fotoğraflar vardı. Bu fotoğraflara bakarsak Onurun mutlu bir çocukluğu olmuş. Nerdeyse bebekliğinden 10-12 yaşlarına kadar olan bir sürü fotoğraf vardı. Son fotoğrafa baktığımda ise bir anlık şok yaşadım. Fotoğrafta kanlar içinde yerde uzanmış iki kişi vardı. Bunlar Onurun anne ve babasıydı. Fotoğrafın altında tarih yazılıydı."03.30.2009"
Merdivenlerden gelen ayak sesleriyle elimdekini hemen çekmeceye bırakıp koltuğa oturdum.
-Psikolok hanım. Buradan nefis kokular geliyorr. Cidden çok açım.
-Ahh evet her şey hazır.
Yüzümdeki ifadeyi gizlemeye çalıştım. Onur bana yaklaşarak eliyle çenemden tutarak başımı yukarı kaldırdı.
-Bir şeymi oldu?
-Ha hayır. Of lanet olsun istemeden kekelemiştim.
-Damlaa. Eminmisin?
-Evet. Ben sadece çok açım hadi bir şeyler yiyelim. Onur çok fazla buna inanmasada daha fazla israr etmedi. Yemekleri tabağa yerleştirip servis yaptım. Bende çok açtım. Tamda iştahla yemeye başlayacağım sırada Onurun sesini duydum.
-Bekle.
-Neden? Dedim ona şaşkınlıkla bakarak. Tabağını alarak yanıma geldi. Tam dibime kadar gelip oturdu. Önümde duran yemeğimi çatala alarak bana kendisi yedirmeye başladı.
-Onur saçmalama kendi yemeğimi kendim yiye bilicek yaştayım.
-Sana fikrini soran olmadı psikolok hanım. Dedi kaşlarını çatarak. Ne kadar ısrar etsemde faydası yoktu. Bana kendisi yedirmeye başladı. Aynısını benimde ona yapmamı söyledi.
-Hadi psikolok bende çok açım.
-Onur ciddi misin?
-Şaka yapıyor gibi bir halim mi var?
Tanrım bu adam tam bi deli.
-Genelde her kes öyle der.
-Nee bunu seslimi söyledim?
Gülerek evet dedi. Bende kendi salaklığıma gülmüştüm. Elime çatalı alıp bende Onuru yedirmeye başladım. İkimizde doyduktan sonra masayı beraber topladık. Bu adamın mafya olduğuna eminmiyiz? Çünki çok kibar.
Gelen telofanla salona gidip konuşmaya başladı.
-Nee? Nasıl yani kaçtı? Size o adamı öldürmenizi söylemiştim. Beceriksizler.
O kadar yüksekten bağırıyordu ki sesini kolayca duya biliyordum. Ve evet cidden mafyaymış. Anlamıyorum bu insan kendisinde iki farklı kişilik mi bulunduruyordu?
-24 saat içerisinde o adamın ölüsünü görmek istiyorum. Yoksa hepinizi kurşuna dizerim. Beceriksiz herifler. Ses kesildiyinde hemen kendi işimle ilgileniyormuş gibi yaptım. Yanıma geldiğinde resmen  gözlerinden alev çıkıyordu. Ne oldu diye sormaya korksamda bir an cesaret edip sordum.
-Ne oldu Onur? Neden bu kadar sinirlisin. Bir an o alev çıkan gözlerini bana dikerek hiç beklemediğim anda bağırmaya başladı.
-Sana ne lan sana ne? Sana hesap mı vericem.
O kadar yüksek bağırmıştı ki kormuştum. İstemsizce gözümden yaş akmaya başladı.
-Ben ben sadece merak ettim ve endişelendim. Bunu diyip koşarak yukarıya çıktım. Her halde pişman olucak ki arkamdan gelmeye başladı.
-Damla. Damla bak ben cidden çok özür dilerim. Sesi baya yumşalmıştı. Pişmanlığı sesinden anlaşılıyordu. Ama yüzüne bakmadan hemen koşup ikimize ait olduğunu söylediyi odaya gittim kapıyı kilitleyip yatağa uzandım. Cidden çok kokmuştum. Nerdeyse 15-20 dakika sonra kapıyı tıklattı.
-Damla bende anahtar var. İzin verirsen gire bilirmiyim?
Hala ağlamaya devam ediyordum. Titrek sesimle 'gele bilirsin' dedim.
Yatakta biraz dikleşerek sırtımı yatağın baş kısmına yasladım. Gelip yanımda oturarak konuşmaya başladı.
-Bak Damla. İlk olarak bu yaptığım için özür dilerim. Ben cidden sinirlendiğimde kendimi kayb ediyorum. Bu yüzden senin yanında sinirlenmemek için elimden gelen her şeyi yapıyorum. Seni incitmekten çok korkuyorum ve farkındayım az önce seni baya bi incittim. Ama lütfen ağlama senin her bir göz yaşın benim yüreğimden sökülüp atılan bir parça gibi.
Göz yaşlarımı eliyle sildi. Şu an şaşkın şaşkın ona bakıyordum. Bunları şu az önceki canavara dönüşen adam mı söylüyordu?Konuşmaya devam etti.
-Benim bu hayatta hiç kimsem yok. Bir kardeş gibi dostum olan Görkem var bir de sen varsın be güzel yüzlüm. Biliyorum kenardan bakınca korkulu  biri olarak görünüyorum. Sinirlenince de tam bir canavar oluyorum.
Hafif tebessüm etti ama bu tebessüm içinde kırgınlık ve acı olan bir tebessümdü.
-Belkide bu görünümüm yüzünden hiç kimse beni sevmedi. Eminim ki sende sevmeyeceksin. Sorun deyil be güzel yüzlüm. Ben sevilmemeye alıştım.
Bunları söylerken acı gülümsemesine devam ediyordu. Gözleri dolmuştu. Bu adam çok kırılmış belli. Dayanamadım ve bir anda kendimden hiç beklemediğim bi şeyi yaptım. Kollarımı onun boynuna dolayarak ona sıkıca sarıldım. O da bu yaptığıma şaşırıcak olmuş ki bi an donup kaldı. Sonra o da kollarını belime dolayarak bana sarıldı. Kafasını boynuma gömdü. Sanırım ağlamaya başlamıştı. Boynumda göz yaşlarını hiss ede biliyordum. Kollarımı çekmeden hafif ondan uzaklaştım. Kafasını ellerimin arasına alarak yüzlerimizi aynı hizaya getirdim. Ağlıyordu. O da bende ağlıyorduk. Hafif gülümseyerek dedim.
-Koca oğlan ağlıyor mu? Aman tanrım sen gerçekten koca bir bebeksin. Söylediklerime o da gülümsedi. Yeniden kollarımı boynuna doladım.
Boğuk sesiyle konuşmaya başladı.
-Seni çok seviyorum Damla. Sen benim her şeyimsin.
-Seni sevmeme zaman ver Onur.
-Beni sevmen için her şeyi yapıcam Damla.

Yarım saat sonra...
Onurla ağlama törenimizi bitirdikten sonra film izlemeye karar vermiştik. Ben koltukta oturmuştum. Onurda kafasını dizlerimin üzerine koyarak uzanmıştı. Filmin sonlarına doğru Onur uyuya kalmıtı. Uykusunda konuşuyordu. Televizyonun sesini kısarak onu dinlemeye başladım.
-Anne, anne çabuk gel. Babam kendini öldürücek. Baba baba lütfen yapma, yapma. Bu sen değilsin babacım. Yapma baba. Seni seviyorum baba lütfen kendine zarar verme. Anne anne dikkat et. Anne! Babaa ne yaptın annemi öldürdün. Anne anne. Hayır hayır baba yapma beni kimsesiz bırakma baba babaaa.
Terler içinde uykusundan uyandı. Hemen kalkarak oturur bi pozisyona geldi. Koşarak mutfaktan bir bardak su getirerek ona verdim. Tek dikişte içti.
-Yine istermisin diyerek sordum
Başını olumsuzca iki yana salladı.
-Kabus gördün her halde.
-Ara sıra oluyor. Bunun için tedavi oldum ama bazen oluyor işte.
Soru dolu gözlerle ona bakıyordum. Bunu anlamış olucak ki ben sormadan o konuştu.
-14 sene önce... Babam sayılır seçilir bir iş adamıydı. Kocaman bir şirketi vardı. Şirketi amcamla beraber işletiyordu. Amcamın pek güvenilir bir adam olduğu söylenilemezdi. Annem ve babam evliliklerinin 15ci yıl dönümünü kutlamak için şehir dışına tatile gitmiştiler. 10 günlük tatilden döndükten sonra her şey berbat bi hale bürünmüştü. 10 gün içinde amcamın yediği haltlar yüzünden şirket batmanın eşiğine gelmişti. Amcam denilen o herif şirketten 3milyon dolar çalarak ailesiyle birlikte yurt dışına kaçmıştı. Babam iflas etmişti. Şirket,evler, arabalar her şeyimizi kayb etmiştik. Bir gece babam dayanamamıştı. Çok içmiş ve intahar etmeye karar vermişti. Biz o sırada annemle yukarı kattaydık. Ben su içmek için aşağı indiğimde babamı kafasına silah dayamış bir şekilde gördüm. Hemen annemi çağırdım. Annem koşarak gelip babamı öyle görünce panik oldu. Silahı elinden almaya çalıştı ama babam karşı çıktı. Açılan ateş sesiyle gözlerimi kapadım. Gözlerimi açtığımda annem kanlar içerisinde yerde yatıyordu. Ardından bir silah sesi daha. Babam kendi kafasına sıkmıştı.
Bunları söylerken çoktan gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı bile. Ne diyeceğimi bilemedim ve yapa bileceğim tek şeyi yaparak ona sarıldım. O da bana karşılık verdi. Bir elini belime dolarken diğer eli saçlarımı okşuyordu. Titrek ve kısık sesiyle konuşmaya başladı.
-Damla sen anneme çok benziyorsun güzel kızım. Seni ilk gördüğüm andan beri sana aşığım. Lütfen beni sensiz bırakma. Bu koca bebeği sesiz bırakma çilek kokulum.
Bu sözlerle ona daha da sıkı sarıldım.
Ben bu adama aşık oluyordum galiba.

1174 kelime. Galiba kendi rekorumu kırdım. Uzun bir bölümdü arkadaşlar. Eminim ki yazım yanlışlarım olmuştur. Şimdiden sizlerden özür diliyorum. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum canlarım.❤

Psikolog(Tamamlandı)Where stories live. Discover now