bölüm13

1.3K 30 9
                                    

Vote ve yorumlarınızı bekliyorum❤

Günler böyle geçib gidiyordu. Çoğu zaman şirket işleriyle ilgileniyordum. Onurun büyük çabalarla büyütdüğü bu baba yadigarı şirketin batmasına izin veremezdim. Onun için en azından bu kadarını yapmalıydım. Şirket işlerinden geri kalan zamanda da oğlumla ilgileniyordum. Aras çok akıllı bir çocuktu. Dersleri harikaydı. Asla beni yormaz ve üzmezdi. Babası görse onunla gurur duyardı. Ama oğluna doyamadan gitti bu dünyadan.
Bunları düşünürken gözümden iki damla yaş indi. Hoş, zaten Onur gittiği günden itibaren gözümden yaş akmadığı gün yok ya. İş çoğu zaman bunaltıyordu. Yoruyordu. Amma Onur için en azından bu kadarını yapmam gerekiyordu. Tabii Arasım daha küçük. Büyünce bu işlerin başına o geçicek. Babasının emanetine sahip çıkıcaktı.

Bu gün işten biraz erken çıkıp Arası okuldan almaya gidicektim. Belki anne oğul biraz vakit geçiririz. Hem Aras buna çok sevinirdi. Bu yüzden işlerimi çabucak hall edip şirketden çıktım.
-Gidiyorumusunuz Damla hanım?
-Evet Pelincim bu gün erken çıkıcağım.
Bu asistanım Pelindi. Şirketdeki gözüm kulağım diye biliriz. İşinde çok başarılı bir kızdır kendisi.
-Ha bu arada Pelin. Hasana söyle Arası almaya ben gidicem. Boşuna gitmesin okula kadar.
-Peki efendim.
Pelin ve Hasan nişanlılardı. Hasan Arasın şöförlüyünü yapıyordu. İkisi de çok tatlı ve iyi insanlardı.

Arabaya binip okula doğru yol aldım. Yarım saat sonra oradaydım. Kapıda durmuş oğlumu bekliyordum. Zil çalıdığında aras elinde şekerle geliyordu. Beni görünce çok sevindi ve koşarak bana gelip sarıldı.
-Anneee. Sen mi geldin.
Hemen atladı kucağıma.
"Yavaş oğlum düşücez. Çok büyümüşsün artık seni kucağıma alamıyorum" diye gülümsedim.
-Evet ben büyüyüp kocaman adam olucağım. Sendende uzun olucam annecim. Aynı babam gibi.
Bu söylediklerine hafif gülümseyip saçını okşadım.
-Tatlım o elindeki ne?
-Şeker annecim.
-Sana verdiğim parayla şeker mi alıyorsun sen? Sana o parayı acıktığında düzgün bi şeyler alıp yemen için veriyorum ya ben.
-Hayır annecim hayır ben almadım. Siyah maskeli ağabey verdi bu şekeri.
"Siyah maskeli ağabey mi?"diye sordum.
-Evet annecim siyah maskeli ağabey. 3haftadır her gün okula beni görmeye geliyor. Bana şekerde veriyor. Çoğu zaman saçımı okşuyup bana sarılıyor.
Kim bu maskeli adam? Neden benim çocuğuma böyle yakın davranıyor ki?
"Oğlum nasıl görünüyor senin şu maskeli ağabeyin anlatırmısın?"diye sordum.
-Kocaman büyük omuzları var annecim. Boyu da çok uzun. Elleride çok büyük. Benimle çak beşlik yaparken dikkat etmişdim. Hep siyah giyinir. Yüzünde maske ve başında da siyah bi şapka var.
-Peki hangi zamanlarda geliyor seni görmeye?
-3cü dersten sonraki tenefüste geliyor hep.
-Peki tatlım anladım. Ama seni tanımadığın adamlar konusunda uyarmıştım öyle değilmi?
-Biliyorum annecim ama bu adam çok iyi biri.
-Ne zaman tanıştınız peki?
-Bir ay önce sanırım. Benden büyük sınıflar benimle dalga geçip zorbalık yapıyordu. O ağebeyde bahçenin kenarındaydı. Beni görünce hemen geldi ve çocukların üstüne bağırıp onları kovdu. Ben ağlıyordum. Göz yaşlarımı silip "hadi ama koca adam,erkekler ağlamaz"dedi. Bana ismimi sordu. Bende Aras dedim. Aras deyince biraz düşündü. Senin ismini sordu annecim. Bende söyledim. O da bana sarıldı. Bana çoğu zaman oğlum der.
-Peki sen onun ismini sormadın mı tatlım?
-Sordum annecim ama "sen bana maskeli ağebey de"dedi.
-Peki tatlım anladım. Hadi şimdi bin arabaya gidelim.
Arası arka koltuğa oturtdum. Kendimde şöför koltuğuna geçip arabayı çalıştırdım. Aklımda bir sürü soru vardı.
Kimdi bu adam?
Neden her gün benim oğlumu görmeye geliyor?
Neden ona iyi davranıyor?
Neden benim ismimi sormuşki?
Neden oğluma oğlum diyor?
Bunları düşünürken çoktan eve varmıştık bile. Kapıyı açıp eve girdik. Aras hemen koşarak salona geçmişti.
Bir kaç saniye içinde salondan Arasın sesi geldi. "Anneannecimmm"
Annem mi gelmişti.?
Hemen salona geçtim. Annem Arasa sarılmıştı. "Torunum seni çok özledim" deyip oğluma sarılmıştı.
-Eğer hasret giderdiyseniz bir bana da sarılsaydınız annecim"dedim gülümseyerek. Annemde gülerek bana sarıldı.

Küçük bir uyarı bundan sonraki bölümlerin bazı kısımlarında Azerbaycanca cümleler olacaktır.Bildiğiniz gibi Damlanın annesi Azerbaycanlı. Bu yüzdende ara sıra Azerbaycanca konuşmalar olucaktır. Sizler için Türkce anlamlarını da yazacağım. Hadi devam edelim.

-Seni çok özledim. Neden geldiğini bana söylemedin?
-Qızıma və nəvəmə süpriz etmək istədim. Olmaz? (Kızıma ve torunuma süpriz yapmak istedim olamaz mı?
-Olar niyədə olmasın" deyerek  gülümsədim( olur neden olmasın diyerek gülümsedim)
Nə vaxt gəldin?(Ne zaman geldin?)
-Bu gün səhər İstanbulda idim. Biraz burada ki rəfiqələrimlə görüşdüm. 2saat olar gəlmişəm evə. (Bu gün sabah İstanbuldaydım. Biraz buradaki arkadaşlarımla buluştum. 2 saatdir evdeyim)
-Anladım annecim. Açmısın? Çay ve ya yemek istermisin?
-Yok kızım Esma hanım benimle çok güzel ilgilendi.
-Peki annecim. O zaman sen Arası götür elini yüzünü yıkayıp üstünü değişsin. Bende sofrayı hazırlayayım.
-Tamam kızım. Hadi Arascım gidelim.
-Peki anneannecim. Anneanne banada Azerbaycancayı öğretsenize. Annemle siz konuşurken ben anlamıyorum.
-Öğretirim birtanem öğrertirim.
Konuşa konuşa yukarıya çıktılar. Gülerek onları izliyordum. Annemin gelmesi güzeldi. En azından bir süreliğine Arasla bakıcısı değilde o ilgilenirdi. Hem Aras evde çok sıkılıyordu. Ben çoğu zaman eve geç geliyordum. Aras en azından anneannesiyle vakit geçirir.

Akşam yemeğimizi yedikten sonra Arasa ödevlerini yaptırıp uyumaya gönderdim. Anneannesinin anlattığı masaldan sonra uyuya kalmıştı. Annem arası uyutup aşağı indiğinde bende salondaydım. Onurla fotoğraflarımıza bakıyordum. Annem gelip omuzumu okşadı.
-Çox darıxırsan onun üçün elə deyil?(çok özlüyorsun onu öyle değilmi?)
-Hə ana. Getdiyi gündən bəri. Hər gün hər an onun üçün çox darıxıram. Hər an gəcəkmiş kimi hiss edirem. Hər telefon çalanda o zəng edirmiş kimi hiss edirəm. Hər qapı döyüləndə gələn o imiş kimi düşünürəm. Amma o heç vaxt gəlmir. (Evet anne. Gitdiği günden beri. Her gün her an gelicekmiş gibi hiss ediyorum. Her telefon çaldığında arayan oymuş gibi his ediyorum. Her kapı çaldığında gelen oymuş gibi düşünüyorum. Ama o hiç bir zamam gelmiyor) bunları derken dayanamayıp anneme sarılarak ağlamıştım.
-Çox yorulmuşam ana çox. Hər şey məni çox yorur. Arasa gülümsəmək,ona atasının yoxluğunu unutdurmaq çox çətindi. Ən çoxda Arasa atasının yoxluğunu xatırlatmamağa çalışarkən iliylərimə qədər Onur üçün darıxmaq. Bu daha çətindi. (Çok yoruldum anne. Her şey beni çok yoruyor. Arasa gülümsemek,ona babasının yokluğunu unutdurmak çok zor. En çokta Arasa babasının yokluğunu hatırlatmamaya çalışırken iliklerime kadar Onuru özlemek çok zor)
-Ahh benim güzel kızım. Benim bahtsız kızım. Genç yaşında kocanı,sevdiğin adamı kayb ettin. Hiç bilmediğin şirket işlerine atıldın. Oğlunla ilgilenmeye çalıştın. Tabii ki zordur.
-Evet öyle. Ama en azından iyi ki Görkem var o bana yardım ediyor.
-Haa evet. Görkem oğlum nerede onu hiç görmedim.?
-Şirket işi için yurt dışında. Ben Arası bırakıp gidemediğim için o gitti.
-Anladım. Bak ne diyorum kızım. Ben bize güzel bi kahve yapıyımda oturup anne kız dertleşelim.
-Çok iyi olur.
-Hadi şimdi sil o göz yaşlarını. Damadım senin böyle ağladığını görse çok sinirlenirdi değil mi?
"Evet ağlamama hiç dayanamazdı"dedim gülümseyerek.
Kahveleri yapdıktan sonra oturup annemle konuşup dertleştik. Ona bu gün Arasın anlatdıklarını anlattım.
-Nasıl yani tanımadığı bir adam Arası her gün görmeye mi geliyor? Hemde ona oğlum deyip ilgileniyor.
-Evet anne. Bende anlamadım. Nasıl birine benziyor diye sorduğumda yüzü görünmediği için yüzü dışındakı görünümünü anlattı bana. Kafasında bir şapka yüzünde de bir maske varmış.
-Bu çok garip kızım. Okula gidip bir baksan iyi olur. Kimdir nedir bilinmez. Allah korusun ya Arası kandırıp ona bir şeyler yaparsa?
-Haklısın anne. Yarın hafta sonu. Pazarertesi gidicem. Bakalım kimmiş bu adam.
-İyi yaparsın kızım. Hem biliyorsun. Rahmetlinin düşmanları çoktu. Allah korusun Arasa sana bir şey yaparlar.
-Biliyorum anne. İlgilenicem bu konuyla.

Merhabaaaaa. Nasılsınız canlarım? Bölümü beğendiniz mi? Yazım hatalarım için özür dilerim. Yeni bir bölümün daha sonuna geldik. Bildirmek isterim ki Damlanın annesi Azerbaycanlı ama Türkce de konuşuyor. Yani ara sıra Azerbaycanca ara sıra Türkce konuşacaklar. Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Vote ve yorumlarınızı esirgemiyin lütfen. Sizleri seviyorum❤❤

Psikolog(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin