Bölüm 1

10.8K 620 128
                                    

Bir dizi, film veya magazin programı bulmak için televizyonda zap yapıyordu. Fakat bütün kanallarda haber bülteni ve bir şeyler anlatan muhabirler vardı. Olağan üstü bir durum olduğu belliydi. Savaş çıkmıştı da haberimi yoktu? Sonunda bir kanalda durmaya karar verdi. Muhabir heyecanlı heyecanlı bir şeyler anlatıyordu. Ne anlattığını anlamanın en kısa yolu alt yazıda geçenleri okumaktı. Dikkatini vermek için gözlerini kısarak okudu.

Keops piramidinin sırrı çözülüyor! ...

Bir anda şok oldu. Yaşadığı şokla gözleri kocaman açıldı. Yıllardır merak edilen, araştırılan piramidin sırrımı çözülüyordu? Muhabiri dinlemeye koyuldu.

"Birçok sırrı olan Keops piramidinin milyonlarca yıldır açılamayan gizli odası açılıyor. Bundan 5 yıl önce, uzun çalışmalar sonucu bir robot geliştirilmişti. Gizemli odaya ulaşmak için, dar tünellerde ilerleyen robot bir duvarla karşılaşmıştı. Bu yüzden çalışmalara ara verildi. Ve bugün aynı şekilde geliştirilen başka bir robotla diğer duvar aşılacak..."

Ashley muhabirin sözlerini dikkatle dinledikten sonra düşüncelere daldı. Keops piramidinin birçok sırrı vardı. Piramidin taban çevresinin, yüksekliğinin 2 katına bölünmesiyle pi=3.14 sayısını vermesi veya piramidin yüksekliğinin 1 milyarla çarpımının yaklaşık olarak Güneşle Dünyamız arasındaki mesafeyi vermesi gibi. O çağlarda bu bilgilere ulaşılması bir gizemdi. Fakat açılamayan odanın sanıldığı gibi büyük bir gizemi olduğunu düşünmüyordu. Esere zarar vermemek için itinayla çalışıyorlardı. Bu yüzden duvarlar öyle hemen delinip, yıkılamıyordu. Sihirle, büyüyle korunduğundan değildi. O odada muhtemelen firavunun değerli eşyaları, birkaç mezar veya hiyeroglif yazısıyla eski mısır kehanetleri yazan duvarlar bulacaklardı. Öyle altınlar olağan üstü şeyler yoktu. Bu oda biraz abartılıyor gibi geliyordu.

Muhabirin heyecanlı sesiyle düşüncelerinden sıyrıldı. Önceki robotun benzeri bir robotla ikinci duvar deliniyordu. Ardından içeri bir kamera soktular. Yayına robot ve kamerayı içeri gönderenlerin sesleri verildi. İşlerini yaparken bir yandan da muhabir edasıyla açıklamalar yapıyorlardı.

"Yine dar tüneller var. Bu tünelin önceki tünelden pek bir farkı yok. Uzunluğu bile aynı gözüküyor. Duvarlar kral odasında ki gibi granitten yontulmuş. Kameramız birkaç metre ilerledi... Bu... Bu da ne !"

Ses cızırdamaya başladı. Görüntü bir gidip bir geliyordu. Kameranın görüş açısına yukarıdan düşen nesneler girdi. Bunlar tuzaklardı. Yukarıdan bıçaklar düşüyordu. Konuşanların hepsi bir anda susmuştu. Neler olduğunu anlamaya çalışırken, içlerinden birinin paniklemiş sesi duyuldu.

"Kamerayı hemen geri çekin! ..."

Daha geri çekemeden kameranın görüş açısı karardı ve karıncalanmaya başladı. Aradan bir dakika geçmeden asıl muhabire bağlanıldı.

"Piramidin koridorlarına bubi tuzakları kurulmuş. Tuzaklar kameranın kablolarını kestiği için yayınımızı kestik. Şimdi yeni bir kamera gönderilecek. Hazırlıkların yapılması için yayınımıza ara vereceğiz."

Reklamlar biraz uzayınca Ashley sinirle kendi kendine söylenmeye başladı. "Milyonları ekrana kilitlediler. Şimdide çok iyi reyting yaptıkları için dakikalarca reklam veriyorlar." Söylenmesi bittiğinde jenerik müziği duyuldu. Yayın yine başlamıştı. Muhabir, yalandan bir gülümsemeyle konuşmaya başladı.

"Yeni kameramız ve çalışma ekibi hazır. Şimdi yeniden piramide bağlanıyoruz."

Ardından yine tünellere sokulan kameraya bağlanıldı. Kamera ilerlerken bıçakların önünde birkaç dakika durdu. Adam konuşmaya başladı.

"Bu bıçaklar normal bıçaklardan farklı bir maddeden yapılmış gibi gözüküyor. Ve çok keskinler. Bunları duvarı açtıktan sonra kollu bir robot yardımıyla alıp merkezimizde inceleyeceğiz. İlerlemeye devam edelim."

Birkaç metre daha ilerledikten sonra bir anda kameranın görüş açısı karardı. Kamerayı gönderen adamlar açıklamaya koyuldu.

"Alan dar olduğu için bir tane ampulle bile çok ısınıp yangın çıkarabilir. Bu yüzden kameranın gece görüşünü kullandık. Fakat şu an kamera bir nesneye çarptı. Işığı açmamız lazım."

Muhtemelen arkeolog olduğunu düşündüğü bir kadının konuşması duyuldu.

"Hayır! Işığı açmanıza izin veremem. Tüneller çok dar, sizin de dediğiniz gibi ampul hemen ısınıp yangın çıkarabilir. Bu esere zarar vermenize izin veremem"

Arkeologlar, bir eserin gizemini çözmek o esere zarar verecekse çözmemeyi tercih ederlerdi. Açıklamaları yapan kişi konuşmaya başladı.

"Orada ne olduğunu görür görmez ışığı kapatacağız."

Uzun bir konuşmadan sonra arkeolog ikna olmuştu. Işık açıldı ama hala karanlıktı. Kamerayı birkaç metre geriye çektiler. Çektikçe kameranın çarptığı şey aydınlanıyordu. Ashley o kadar heyecanlanmıştı ki kanepe de öne doğru eğildi, gözlerini kocaman açtı...

Bu bir duvardı. Yine bir duvarla karşılaşmışlardı. Doğru gördüğünden emin olmak için gözlerini kırpıştırdı. Yanılmamıştı. Asıl muhabire bağlanıldı.

" Tekrar bir duvarla karşılaştık. Bu beklediğimiz bir şey değildi. Bir kaç dakika sonra Mısır Eski Yapıtlar Konseyi Başkanı, basına açıklama yapacak..."

Kanal reklama girince Ashley kendine kahve hazırlamak için mutfağa gitti. Bir yandan da düşünüyordu. Hala bu gizemli odanın abartıldığını düşünüyordu. Ama artık azda olsa bu kadar korunan odada ne olabilir diye merak etmeye başladı. Kendi kendine tahminler yürüttü. En büyük ihtimal o odada kralın özel eşyaları vardı. O zamanlar hırsızlık çok olduğu için bu kadar tuzaklar ve duvarlarla gizlenmişti. Salona geri döndüğünde konsey başkanı bir masada oturmuştu. Sağında üç adam, solunda ise bir bayan iki adam oturuyordu. Adamlar araştırmayı yapanlardı. Kadında orada bulunan arkeologdu. Hepsinin suratı asıktı. Ortamda bir gerginlik vardı. Bu kadar büyük bir yayın yapıp sonuca ulaşamayınca hepsi gerilmişti. Masanın üstüne bir sürü mikrofonlar koymuşlardı. Flaşlar patlıyordu. Bütün kanallar başkanın açıklamasını bekliyordu. Başkan derin bir nefes aldıktan sonra konuşmaya başladı.

'' Yeni bir duvarla karşılaşmayı beklemiyorduk. Bunun için herhangi bir hazırlık yapmadık..."

Muhabirlerden biri yüksek sesle sordu. " Daha öncede bir duvarla karşılaşmıştınız. Yine karşılaşacağınızı düşünüp bir önlem almadınız mı?"

Başkan gergin bir şekilde konuşmaya devam etti:

" Bu sefer duvarın son olduğunu düşünüyorduk. Hesaplamalarımıza göre son duvar olmalıydı. Tünellerin bu kadar uzun olması bizi çok şaşırttı. Çünkü yapının boyutu, alabileceği tünel ve tünelin metresi belli. Araştırmalarda küçük bir hesap hatası yapmış olabiliriz. Bu yüzden şimdilik bu çalışmayı durdurmak zorundayız. Araştırmalarımız sürdürülecek. Bu odayı keşfetmek için yeni yollar bulacağız. Ve bu sefer önümüze başka bir duvar çıkmasına hazırlıklı olacağız. İlginize teşekkürler...''

Flaşlar daha sıklıkla patlamaya başladı. Muhabirlerin hepsi sorularını yöneltmeye başladılar;

" Bir sonraki araştırmalara ne zaman başlayacaksınız?"

" Yayınınızda sorunlar çıkması herkesi hayal kırıklığına uğrattı. Neler düşünüyorsunuz ?"

" Bu olaydan sonra istifa edeceğiniz konuşuluyor. Bu bilgi doğrumu?"

Son soruyu duyduğu anda kaşlarını çattı. Burnundan solumaya başladı. Bu soruya çok kızmıştı. Hiçbirini cevaplamadan bir hışımla yerinden kalkıp salonu terk etti. Yanında oturanlar şaşkınlıkla arkasından bakakaldı. Bu sefer muhabirlerin soruları onlara yönelmişti. Fakat onlarda cevaplamadan yavaş yavaş kalkarak salonu terk etti. Başkan konuyu uzatmadan küçük bir açıklama yapmıştı. Çok büyük hayal kırıklığına uğradığı belliydi. Haklıydı da. O kadar uzun zamandır çalışma yapmışlardı. Ashley önceki çalışmalarının 5 sene önce olduğunu düşününce bir dahaki çalışmalarında en az 5 sene sonra olacağını tahmin etti. Merak edenler beklemek zorundaydı...

Geyna-Layon'un FısıltısıWhere stories live. Discover now