Arkamdaki nefes tabancayı kafama dayadı ve şöyle dedi.
"Ateş abinin selamı var."
Gülümsedim. Bu olay gittikçe eğlenceli olmaya başlıyordu. Adam silahla ateş edecekken arkamı aniden döndüm ve kolunu bir hamleyle sola kırdım. Tabancayı elinden alıp tekmeyle yere yatırdım. Hemen arkamdan yumruk sallayan adamın yumruğundan sıyrıldım ve özel bölgesine tekme attım. "Ateş abinize benden selam söyleyin nasıl olsa aynı cehenneme gideceksiniz."diye bağırdım. Hem eğlenceli hem de sinir bozucuydu. Aptal herif beni öldürtmek için göndere göndere bu acemi herifleri mi göndermişti? 2 kişi yani? Ve bam bam bam. Kafalar mermilendi. Arkamdan başka bir ses duydum ve hemen arkamı döndüm. 1 adam kaçıyordu. Büyük bir ihtimalle olanları anlatırdı önlem falan alırlardı ama çok geç. Bam...
Tam isabet. Pardon 3 kişi mi yani? Alparslan Bey beni çok fazla küçümsemiş demek ha. Böyle devam ederse sıkılırım ama ben. Alparslan Beyciğimize yapacağım minik oyunu düşündükten sonra arkama bakmadan çıktım. Alparslan Beyciğimizin korumasının arabasıyla yola koyuldum.
.....
Nihayet duşumu alabilmiştim ve kahvemi içiyordum. Sağ kolum olan Hilmi'yi aradım.
-Göreve başlayabilirsiniz.
Hilmi-Tamam patron.
Dediğinde kapattım. Ateş Beyciğimizin galerisini gösteren kameraları laptop ile hemen açtım ve izlemeye başladım. Çok eğlenceli olacaktı. Eyşancığım sağ olsun güvenlik sistemini devre dışı bıraktı. Adamlarım hemen içeriye daldılar ve sırayla arabaları çıkardılar. Ayy şu siyah bmw çok hoş. Kendime alırım ben onu. 1 saate galeri bomboştu. Adamlarıma verdiğim notu da Hilmi duvara yapıştırdı. Notta "Kendini kurt sanan kuzunun hazin sonu" yazıyordu ve altında da "İ.S." yazıyordu. Planım işlemişti ve geriye bir tek onun haber alıp gelmesi kalmıştı. Ama şuan haber alabileceğini sanmıyorum çünkü saat gece 04.13. En iyisi yatmak.
....
Noluyor lan daha güneş doğmadan. Telefonum çalıyordu. Offf susmak bilmiyor. Gözümü araladım ve telefonu alıp kim olduğuna baktım. Siktir Ateş Alparslan Beycik haberi almış. Telefonu açtım ve hoparlöre aldım.
-Alo. Kuzuyu yiyen kurtun malikanesi buyrun.
Ateş-Siktir oradan Melek!
-Birkaç tane arabanı ödünç aldım diye küfüre başvurma hemen.
Ateş-Birkaç derken. İzel bir tane bile bırakmamışsın.
-Aaa unutmuşum(!)valla bırakacaktım.
Ateş-Benimle dalga mı geçiyorsun amına koyayım.
- 1. si evet 2. si koyamazsın.
Ateş-İzel Sarca arabalarımı derhal geri getir!
Ay ne de güzel kükrüyor. Canım benim.
-Aa ama ben sadece almayı biliyorum(!). Nasıl geri getireceğim?
Salağa yatmak çok iyi bir şey. Kesinlikle denemelisiniz.
Ateş-Görüşeceğiz kızım.
-Tabi efendim.
Dıt dıt yüzüme kapattı odun ayısı. Neymiş gösterecekmiş bok gösterirsin. Ayh götüm neyse ben uykuma kaldığım yerden devam etmeliyim. Çünkü saat daha 06.08!
...
Alparslan'dan
Yüzüne kapatmıştım. Resmen benimle dalga geçiyordu. Küçük şımarık kız. Ne yaptığını biliyor mu acaba? Ama bende ona yapacağımı biliyordum. Sıktığım yumruklarımı daha fazla sıktım ve plan bile yapmadan şirkete doğru yola çıktım.
...
İzel'den
Siktiğimin Eyşan'ı susmak bilmiyordu! Sabahın köründe gelip daha horozlar ötmeden beni uyandırması yetmiyormuş gibi birde Alparslan'ı öldürme planları sunuyordu. Eyşan bana malmışım gibi baktı ve "İzelciğim beni kıçına dinletmeye devam edersen gebereceksin yavrum."dedi. Ben kendimi o kendini mafya sanan Alparslan'a öldürtür müyüm hiç? "Eyşancığım seni bugüne kadar hep kıçıma dinlettiğimi biliyorsun. Ama hep kendi planlarımla başarılı olduğumu da biliyorsun." "He biliyorum."dedi salak. "Mal o zaman niye kendi kendine plan kuruyorsun?" "İzel yardımcı olmaya çalışıyorum ama sen hep dediğim dediksin. Bence yolunu değiştirmeyip kendi yolundan gitmeye devam edersen boku yemen yakındır benden söylemesi bak abla sözü dinle." Ne saçmalıyordu amına koyayım. "Kestirme yerine bildiğim yolu tercih ederim Eyşan."dedim artık anlamalıydı ben buydum ve bu olmaya da devam edeceğim. "Peki aşkım sen bilirsin ama dikkatli ol."dedi bebek ya. "Zaten bugün onun planın anlamaya çalışacağım. Yarın işi bitmiş olur diye düşünüyorum."dedim bugün şirkette son günüydü iyi geçirsindi. "Desene İzel Sarca geri döndü."dediğinde ona saçımı savurarak havalı bir bakış sundum ve sırıttım. İkimizde oturduğumuz koltuktan kalktık ve giyinme odalarımıza gittik. Bordo ve kırmızı karışımı rujumun üstünden son kez geçtiğimde ise hazırdım.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
(İzel'in kombini)
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
(Eyşan'ın kombini)
Eyşan ile birbirimizi öve öve arabaya bindik. Yola çıktık ve 12 dakikaya şirketin otoparkındaydık. Arabayı parkettim. Eyşan ile topuklularımızı yere vura vura yürüyorduk. Eyşan telefonunu unuttuğunu söyleyip geri döndü ve bende onu beklemeye başladım. Arkama bakıp arabama öpücük attım aslında ama Eyşan kendine sanıp öpücük attı ve tam o sırada Alparslan otoparka giriş yaptı. Aracından indi ve "İzel arabalarım nerde amına koyayım?"diye kükredi. Hoşuma gitmişti. "Nerden bileyim ben belki koleksiyonumda belki çöpte."dedim resmen dalga geçiyordum ve onun sıfat-ül eşgali içten içe gülmeme sebep oluyordu. "İzel benim sınırlarımı zorlama yoksa seni geberteceğim."dedi bok gebertirsin. "Gebertsene hadi ne duruyorsun?" Tahmin ettiğim gibi elini silahına götürdü ve kafama doğrultup silahın emniyetini açtı. "Ne klişe adamsın Alparslan Lerzanoğlu."dedim ve bende silahımı çıkarıp alnına doğrulttum ve emniyetini açtım. "Senin de benden pek farkın yok İzel Sarca."dedi kendini ne sik sanıyorsa artık çok olmaya başladı. "Ee hadi ateş etsene Ateş Alparslan nasıl olsa ikimizde gebereceğiz değil mi?"dedim ve arkamdan gelen topuklu ses "Hayır o geberecek."dedi. Ona kahramanımsın bakışları attım ve "2'ye 1"dedim. Biz sırıtırken bir ses daha yükseldi. Ses "Hayır 2'ye 2"demişti ve sesin sahibine baktığımda Volkan olduğunu gördüm. Volkan Eyşan'a,Eyşan Alparslan'a Alparslan bana ve ben ise Volkan'a silah doğrultuyordum. Birimiz ateş etse hepimiz geberir giderdik. Ve birden silah sesi duyuldu.
