f

719 53 48
                                    

Isagi, şirketin biraz daha durulmasını ve sonuçları bizzat öğrenmeyi istediği için otele dönmek gibi bir düşüncesi yoktu. Saklanmak ve kalabalıktan uzak kalmanın en iyi yolu da kesin olarak lavabolardı.

Durumun farkında olmadan, neden durduklarını bilmez hâlde maskesi ile oynamaya başladı Rin. Neden gitmiyoruz, diye sorabilirdi ama sormak yerine kendisi tek başına da gidebilirdi. Isagi ona kal demiyordu, Rin'de neden kaldığını bilmiyordu.

"Konuşmak istediğin bir şey var mı, Rin?" derken başını hafif yana eğdi ve sakince gülümsedi Isagi. "Bence konuşmamız gereken çok şey var." Gözlüğünü düzeltmiş, gözlerini hafif kısmıştı.

Rin, Isagi'nin her ifadesi ile hareketinde afallıyordu ve bunu belli etmemek için harcadığı çaba arasında diyeceklerini bile unutabiliyordu.

Maskesinin kenarını çekiştirmiş "Ne gibi?" kısık çıkan sesinin ardından hafifçe öksürmüştü.

Isagi, büyük adımlarını Rin'in tam önünde durdurup da uzun bedeni kapı ile arasında bıraktığında başını az da olsa kaldırdı.

"Beni neden bekledin?" gergin olmasa da sesi, gülümseyen yüzü aksine ciddiydi. "Sana maçın bittikten sonra otele dönüp dinlenmeni söylemiştim." Isagi, Rin'i maçının olduğu odaya kadar götürüp bırakmış ve ardından kendi maçının olacağı bölüme gitmişti. Yine de Rin'in onu beklemesi şaşırtıcıydı.

Isagi'nin hiç beklemediği şekilde, "Dostunu yakın, düşmanını daha.." olayı dalgaya alarak mırıldanmıştı Rin. Yine de cümlesini tamamlayamadan Isagi tarafından kabinin içine itilip duvara yaslanması, susmasını sağladı.

O kadar ani ve sert olan itişe rağmen sırtı, Isagi'nin eli sayesinde duvara çarpmamıştı. Kapı kilidi sesine kadar da ani hareketler yüzünden kapadığı gözlerini açamadım Rin.

Birbirlerine yakın olmaları sanki o an sadece Rin'in umrunda gibiydi ve Isagi başka bir şeye dikkat kesilmişti. Rin'e sessiz olmasını işaret ederken gözlerini tekrar kapıya çevirdi Isagi.

"Onca iyi oyuncu varken Japon oyuncunun da sıralamaya girmesine çok şaşırdım." ingilizce olan konuşmayı Rin'de Isagi'de çok net şekilde duyabiliyordu.

Anlaşılan ikisinden biri ilk üçe girmişti fakat cümleler o kadar ucu açık dile getiriliyordu ki Isagi kim olduğunu anlayamıyordu.

Araya giren su sesinin ardından farklı bir sesin sahibi, "Yayınlarını çok defa izledim. Mavi kocaman gözleri var ve arada gözlük takıyor." demiş ve gelen tıkırtılardan anlaşıldığı kadarıyla yanlarındaki kabine girmişti.

Rin, Isagi'nin yayınlarda da gözlük taktığını bilmiyordu ama kedisinin aksine büyük olanın tamamen kafası başka yerdeydi. Elbette Rin bunu fark ettiğinde çoktan göz göze gelmişlerdi.

"Tamam, tebrik ederim." diye fısıldadı Rin, neden yaptığını bilmeden. "Beni geçtin anlaşılan ve istediğin şey her neyse vereceğim." Konuşurken Isagi'nin gözlerine uzun süre bakamıyordu, yine de sıkıştığı yerde kıpırdanmıştı.

Isagi, hâlâ dışarıda konuşmaya devam eden oyuncuları umursamamış ve ensesinden tuttuğu Rin'e uzanarak dudaklarını, maskenin üstünden ince dudaklara bastırmıştı.

Rin içten içe küfür edebiliyordu sadece. Dudaklarımı istediğini bilseydim bunu sen istemeden de verirdim, demek istiyordu Rin. Maskesinin üstüne kapanan dudaklar bir bakıma da sinirini bozmaya başlıyordu..

Yalnızca dakikalar süren ve birbirlerinin dudaklarının varlığını bile zor hissettikleri şey, çalınan kapı sayesinde bozulmuştu.

Derin nefesler alan Rin aksine Isagi geri çekilir çekilmez dolu dolduğunu belirtmişti lavabonun.

perdant 'rinisWhere stories live. Discover now