13. Bölüm ~SÜRPRİZ

70 4 1
                                    

Sabah saatlerinde uyandım. Gece hava o kadar sıcaktı ki Namjoon hyung olmasyadı çıplak uyuyabilirdim. Uyandıktan sonra banyoya gittim, şaçlarım terden alnıma yapışmıştı. Duşa girmem gerektiğini farkettim. Zaten bugün depoya gitmeyecektim. İş yoktu, sanırım Suga hyung da gitmeyecek...

Üzerimdeki eşofmanı çıkararak duşakabine girdim. Musluğu kaldırmam ile soğuk suyun bedenime çarpması bir oldu. Soğuk su titrememe sebep olurken serinlediğim için cidden duşumdan oldukça zevk alıyordum.

Yaklaşık 10 dakika sonra duştan çıktım. Siyah havlumu karnıma bağlayıp çıktığımda  Namjoom hyungun uyanmış olduğunu gördüm.

Nm: Depoya geliyor musun?

Jk: Bugün gelmesem? İşim yok zaten.

Nm:Tamam işin yoksa gelme. Suga da gelmiyecek zaten.

Namjoon hyung kalkıp hazırlandı ve onun ardından ben de soyunma odasına girip üzerime sadece siyah bir şort giyinip çıktım. Hava ciddi amlamda sıcaktı.

Odamdan çıktım, Suga hyung ve Jin hyungun odasına doğru ilerledim. Sanırım Jin Hyung Namjoon hyung ile çıkmış ve tabii ki yatağını dağınık bırakmıştı. Suga hyung ile Jin Hyung aynı odada kalmak için yaratılmışlar resmen. Ne kadar dağınıklar...

Jin Hyungun yatağını toplayıp odadan çıktım. Mutfağa gittim, bugün kahvaltıyı ben hazırlayacaktım.

Sara'dan

Sabah gözlerimi açtığımda gözlerim ilk önce duvardaki saate kaydı. Saat sekiz buçuk. Oh! Normalde saat ona gelmeden uyanmazdım. Ayağa kalkıp yüzümü yıkadım ve dişlerimi fırçaladım. Daha sonra odadan dışarı çıktım. Herkes işe gitmiştir diye düşünüyordum fakat aşağı kattan mükemmel kokular geliyordu. Hansel Abla falan mı geldi acaba...

Aşağı kata indkiçe kokular yoğunlaşıyordu. Hâlâ uykum vardı fakat bu kokunun sebebini öğrenmeden uyuyamazdım. Ellerimi yumruk yaparak gözlerimi ovuşturturdum. Uykumun açılması adına gözlerimi ovuşturarak mutfağa ilerledim.

Sara: Bu kok-

Jeon üstü çıplak bir şekilde bana baktı. Arkası dönüktü, tezgahta birşeyler yapıyordu. Bu kokunun sahibi o muydu yoksa?

Gözlerimi çıplak sırtında gezdirdim. Çok güzel bir görüntü.(⁠´⁠∩ᵕ∩⁠'⁠)

Sara! Kendine gel!!

Hemen gözlerimi kaçırdım.

Sara: Şey, bu koku ne?

Jk: Sana kahvaltı hazırladım.

Tam Jeon sözünü bitirdiğinde fırından ses gelmişti.

Jk: İşte, pizzamız pişti.

Jeon elindeki mutfak eldiveni ile fırından pizzayı aldı. O an bana önünü döndüğünde omzunda bir sargı bezi ve vücudunda onlarca derin çizik, yara, yanık izi gördüm. Ne kadar acımıştır...

Jk: Pizzanın yanında tteokbeokki de yaptım. Sever misin?

Sara: E-evet.

Vücudu cidden çok güzeldi. Bakmadan edemiyordum. Fakat sanırım yaklandım. Jeon sırıtıyordu. Hemen başka yerlere bakmaya başladım.

Jk: Bakabilirsin. Sorun değil, ben kızların vücuduma bakmasına alışığım.(⁠ ⁠ꈍ⁠ᴗ⁠ꈍ⁠)

Egoist!

Sara: N-ne bakıcam ben sana ya?!

Jk: Kkkk. Neyse sen otur da ben Suaga hyungu çağırayım.

Jungkook'tan

Yukarı kata çıktım ve Suga odanın odasına girdim.

Jk: Hyung!!!! Uyan! Ahhh! Yaralandım, yardım et!!!

Suga: Noluyo lan?! Ne yarası?!!!

Suga yataktan fırlayıp etrafa endişe ile baktığında kahkaha atmaya başladım.

Suga: Lan or**** çocuğu, ödüm patladı it.

Jk: Normal uyandırsam uyanacak mıydın?

Suga: Hayır.(⁠~⁠_⁠~⁠メ⁠)

Jk: Her neyse mutfağa gel. Pizza ve tteokbeokki yaptım.

Suga: Geliyorum tanrının belası olarak doğan p*ç.

Jk: Hyung ayıp oluyor.

Suga: Hadi lan s**tir git.

Mutfağa indim. Sara hâlâ uslu uslu oturuyordu. Karşısına oturdum.

Jk: Ben geldim.

Sara: Hoşgeldin (⁠◔⁠‿⁠◔⁠)

Jk: Suga hyungun ayılması birkaç asır sürer. Biz başlayalım.

Sara: Tamam.

Sara'dan

Pizzadan bir dilim aldım ve yemeye başladım. Daha sonra tteokbeokkiyi de taddım. Jeon'un eli cidden lezzetliymiş.

Sara: Jeon, birşey soracağım. Ama doğruyu söyle.

Jk: Tamam, sor.

Sara: Vücudunda neden bu kadar çok yara var?

Jk: Yaralandım.

Sara: Ne? Sen ciddi misin? Cidden yaralandın mı? Hiç belli olmuyor.

Jk: ಡ⁠ ͜⁠ ⁠ʖ⁠ ⁠ಡ

Sara: Jeon, yaralandığını görebiliyorum. Nasıl oldu bu yaralar?

Jk: Zamanı gelince öğreniceksin.

Sara: Pfff....

Suga: Geldim A*ına kodu-

Suga: Yenge? Pardon burda olduğunu bilmiyordum.

Aşşşşşşşşşşırı derecede gülesim gelmişti. Fakat kendimi tutmalıydım. Sakin ol Sara... Kendini tut, kendini tut...

Jeon: Gel CANIM hyungum gel, buraya otur.

Suga Jeon'un yanına oturdu. Jeon Suga'nın tabağına pizza koyarken konuştu.

Jk: Zehir zıkkım ols- ÖHÖ ÖHÖ! Yani şey, afiyet olsun hyungum.

(Kahvaltı bitiyor. Beraber salonda oturmaya geçiyorlar.)

Sara: Jeon, telefonumu neden getirmiyorsun?

Jk: Ah! Doğru, onu unuttum.

Jeon ayağa kalkıp üst kata çıktı. Yaklaşık 5- 10 dakika sonra geri geldi ve bana elindeki tamir edilmiş, kılıfı yenilenmiş telefonumu uzattı.

Sara: Oh! Teşekkürler(♡⁠∀⁠♡⁠)

Jk: Rica ederim güzel kız, ne demek.

Jk: Biyere mi çıksak?

Suga: Nereye?

Jk: Benim aklımda bir yer var ama.

Suga ve Jeon birbirlerine bakıp gülümsediler.

Sara: Nereye gideceğiz?

Jk: Sürpriz olsun. Hadi kalk hazırlan.

Sara: Yaaaa Jeon, hadi söyle.

Jk: Hayır Sara, mızıkçılık yapma, hadi kalk.

Oflayarak ayağa kalkıp yukarı kata çıktım. Arkamdan Jeon ve Suga da kalkıp kendi odalarında hazırlanmaya başladılar.

Acaba nereye gidecektik...?

---∆-------∆-------∆-------∆-------∆-------∆-----
Askolar bu aralar fazla bölüm atamıyorum malum LGS falan... Her neyse 745 kelime bence baya iyi. Hafi öptümmmm.

Jungkook ile hayal et (Mafya ve sokak kızı)Where stories live. Discover now