~6. Bölüm~

52 8 1
                                    

Oy sınırı:15

Sabah uyandığımda saat öğlen ikiydi. Erken uyanıp saate bakıp yeniden uyumuştum. Ama bu kadar uzun uyuyacağımı düşünmemiştim. Daha çok gecikmeden hemen rutin işlerimi hallettim. Lavabodan çıktıktan sonra koltuğun üzerindeki giysileri gördüm. Yağız getirmiş olmalıydı. Sıra bunları giyip rol yapmaktaydı.
Son defa aynada saçıma baktıktan sonra aşağıya indim.

Etrafta kimse yoktu. Mutfağa ilerledim. Buzdolabından bir şeyler çıkarıp atıştırdım. Tabakları bulaşık makinesine yerleştirip bahçeye çıktım. Yağmurdan sonra ferah bir hava vardı.

-"Kızım ne yapıyorsun orada. Bir bardak al da gel"- Şükran babaanne bahçeden seslendi. Oyun şimdi başlıyordu. İnşallah üstesinden gelirdim.

İçeriden bir bardak alıp babaannenin yanına gittim. Karşısına geçip oturdum.

-"Gel güzel kızım benim. Bitki çayı koy kendine de konuşalım".

Dediğini yaptım. Yüzünde bir tebessüm oluştu.

-"Hadi anlat bakalım kimsin. Malum bizim sıpa ismini bile kıskanıyor da onu bile söylemedi"-kendimi gülmemek için zor tuttum. İsim bile düşünmemiş ama şimdi babaanne gelin diyor.

-"Adım İrem efendim".

-"Aaa efendim ne kızım bana babaanne de lütfen. Anlat bakalım nasıl tanıştınız, ne zamandır birliktesiniz?"

-"Biz bir iş çıkışı karşılaştık. Ondan sonra kader yollarımızı defalarca kesiştirdi. Bir gün bir kafede yeniden karşılaştık. O gün oturmak için boş masa yoktu ve Yağız masasına oturmamı rica etti. O günden sonra işte her şey ilerledi".

-"Bak bizim sıpaya hiç bir şey anlatmadıki. Zamanı gelince deyip geçiştirdi hep. Su gibi kızı bulmuş daha ne yapsın. Peki ailen, annen, baban ne yapar? Kimlerden?"

Bu soruya nasıl cevap vereceğimi bilmiyordum. Bir ailem vardı ama artık benim için yoktu. Var dersem sorar hatta tanışmak ister ki bu mümkün bile değil. Yok ta dersem bilmiyorum. Ne yapacağım.

-"Onun tek ailesi benim babaanne".
Arkamdan gelen sese döndüm. Yağız gelmiş ve babaannesinin elini öpmüştü.

-"Neden, oğlum? Biliyorum kızı seviyorsun, biz de onun bir ailesiyiz de bu ne demek oluyor şimdi?"

-"Bir ailesi yok. İlla söylemem mi gerek babaanne. Bir tek annesi var onunla da konuşmuyorlar yıllardır. Bence özel meselelere giripte moralimizi bozmayalım".

-"Ama olur mu öyle şey. Neden annenle konuşmuyorsun? Evlat anneden ayrılır mı?"

-"Babaanne hiç bir şey bilmiyorsun ve kalbini kırmak istemiyorum. Konuyu kapatıyoruz ve İrem benimle geliyor".

Benim yerime de konuşmuştu. Sadece onları dinlemiştim. Bu adam babaannesinden korkup böyle bir yalan söylememiş miydi? Ne diye şimdi dikleniyordu.

-"Kızı alıp nereye götürüyorsun Yağız?"

-"Bir davete gideceğiz babaanne. Yanımda bir kız olmasını istemiyor muydun? Al işte artık dileklerin sırayla gerçekleşiyor".

-"Öyle olsun o zaman. Ben de bir kaç saate eve döneceğim. Seninle de çok konuşma fırsatımız olmadı ama uzun uzun konuşuruz bir gün".

-"Mardin'e mi dönüyorsun yoksa burdakine mi?"-diye Yağız sordu. Ben neden şu anda sakin sessiz onları dinliyordum ki acaba.

Valla ben de bilmiyorum. Başrol sanki benim.

-"Mardine dönüyorum. Gidip haber salayım ağalara. Çok yakın zamanda evleniyorsun. Bir yerden başlamak lazım".

~SANA SAKLI~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin