Üvey baba

732 76 38
                                    

Merhabalar, özleştik sanki biraz ha? Ben özledim hepinizi havalar soğuyor dikkat ediniz efenim. Ayrıca okullar nasıl Umuyorum ki herkesin istediği gibi olur.

Hikayeye yorum yapmayı unutmayınız ve oy vermeyi de yorumlarınız benim motivasyonum o zaman kısa kesip ayrılayım.

Öptüm çehrenizden ;)

Davetten iki gün önce;

"Lanet olası işlerinden bıktım artık senin, şu halime bak kahretsin senin pisliklerinden gerçekten sıkıldım. Senden de kendimden de hatta tüm Jeon'lardan nefret ediyorum Dimitris Jeon. Senin pislik mücadelenden nefret ediyorum. Beni kullanmandan nefret ediyorum!"

Genç çocuğun yüzünden kanlar akıyor, yerde kan kusarken son kez isyankâr bir şekilde kendisine bir pisliksin gibi bakan üvey babasına bağırıyordu. Kral hiç düşünmeden kriz anıyla kenarda yüzü kanlar içinde cenin pozisyonunda yatan oğlanın üzerine kenardaki sandalyeyi atıp onun üzerinde  parçalanmasını sağladı. Jungkook'un o an can verecek gibi nefesleri kesik kesik çıkıyor kalan son gücüyle elleriyle başını siper ediyordu.

"Lanet orospu çocuğu, sen bana karşı mı geliyorsun lan! Uzun zamandır sana dokunmuyorum diye kendini bir bok mu zannediyorsun? Bir haltı da becer piç. Seni ne sikime bu zamanlara kadar büyüttüm ben."

Jungkook son kez kendisini zorlayıp patlayacak derecede ağrıyan kafasına aldırış etmeden son kez ayağa kalkmaya yeltendi fakat yüzüne doğru yediği yumrukla tekrardan sendeleyip yere düştü.

"Kim Taehyung'un elinden o önemli belgeleri alıp şimdiye dek onu gebertmen lazımdı. Fakat gelip bana onunla konuşmadığını söylüyorsun." Kral Jungkook'un saçlarından kavrayıp onu acıyla bağırttırarak dizleri üzerinde oturttu. Yüzüne tükürürcesine öfkeyle bağırıyordu. "Jungkook sana son bir şans daha veriyorum, bu sefer bana önemli bir şeyler bulamazsan yahut verdiğim işleri yapamazsan o zaman olacaklardan ben sorumlu değilim."

Jungkook saçlarından tutulmasıyla çığlık çığlığa Jeon Kral'ı tuttuğu yere elini attı. Daha fazla çekilirse saçları kopacaktı yapabildiği kadar güç uygulayıp Kral'ın eline vuruyor saçlarını serbest bırakması için yalvarıyordu. Dakikalar sonra Kral saçlarını şiddetli bir şekilde bıraktığında Jungkook yere yüz üstü kapaklandı.

Kral cebinden çıkardığı sigarayı dudaklarına yerleştirip masanın üzerinden aldığı kibritle yaktı. İçine derince bir nefes çekip sakinleşmek adına odanın içinde volta atıyordu. "Duydun mu orospu çocuğu, o büyükanneni de alır gebertirim ikinizi de gebertirim. Sakat sakat karşı da gelemez bana. Tam iki gün sonra Taehyung yemeğe gelecek, eğer yapmaya çalıştığımız şey başarısız olursa seni öldürürüm anladın mı?!"

Jungkook aniden kusma eşiğine gelip karnını tuttu fakat kendisini tutamadan yere doğru kan kustu. Nefes alamadan sırt üstü uzanıp yüksek tavanı seyretmeye başladı. Gözlerinden akan yaşlarla bulanık gördüğü tavanı Jeon Kral'ın konuşmasıyla beraber izliyor fakat bir zaman sonra bir şeyler duyamadığını anlayınca kulağına gelen cızırtılar komik geldiği için göz yaşları işlerinde sırıtıyordu. Jeon Kral son kez Jungkook'a bakıp odadan çıktı.

"Ahh Tanrım, al canımı da kurtulayım artık."

***

Gölün tatlı manzarası karşısında oldukça keyifle balık tutan genç temiz havanın tadını çıkarıyor; sabırla balıkları bekliyordu. Yaklaşan çığlıkları, ağlayış seslerini duydukça sinirleri bozuluyor, konsantre olamıyordu. Tüm balıklar kaçıyor hiç balık yakalayamıyordu. Başını çevirip sesin geldiği yere bakındı.

"Ne ağladın be arkadaş? Ne istedin balıklarımdan?"

Kan revan içindeki genç ağaçların arasından çıkıp kendini yeşil yaprakların üzerine sere serpe attığında işte tüm balıklar o vakitte buz tutmuştu.
Tek arzusu bir kaç balık olan genç tüm bu feryadın dost bildiği arkadaşına ait olduğunu gördüğünde gözlerine inanmak istemedi.

İMPARATOR Where stories live. Discover now