Aşiret Paket

32

Duş alıp yüzümdeki zaten mahvolmuş olan makyajı tamamen sildim ve yatağımın üstüne attım kendimi.

Derin bir nefes aldım ve gözlerimi yumdum sıkıca. Aklıma hücum eden anlarla birlikte dudağımın kenarı kendiliğinden kıvrılırken, telefonumdan soft bir şarkı açtım ve yeniden yumdum gözlerimi.

-flashback-

"Kanka bak bende ne vaar!" Diye kudura kudura yanıma gelen Yiğit ile önümdeki fizik testini kapattım ve ona odaklandım.

"Ne varmış sende?" Diye sordum hiç umurumda olmazken. Yiğit üç şey söylüyorsa ikisi yalan, biri de belirsizdi.

Umursamayan ifademe göz devirdi ve oturduğum sıraya gelip götünü bana vurdu. "Höst amına koyayım, rahat dursana oğlum." Dedim ellerimle onu iteklerken. "Hem hani sende ne vardı, onu söyle?" Dedim tek kaşımı kaldırarak.

Muzurca güldü. "Kantine gidek anlatacam orda. Hem Eda ile Gökçe de bizi bekliyor zıkkımlanmak için." Dedi ayaklanırken. Kafamı sallamış ve peşine takılmıştım. Zaten başıma ne geliyorsa bu malın peşine takıldıgım için geliyordu ama akıllanmıyordum ki.

Kalabalık olan kantine girdiğimizde, beden dersinden dolayı giydiğim gri eşofmanı çekiştirdim belimden düşmemesi için. Eşofman neredeyse kasıklarıma kadar aşağıdaydı.

Eda ve Gökçe'yi görmemle birlikte, oturdukları masaya doğru ilerledim. Yiğit salagı beni bırakmış, yemek almaya gitmişti. Ilerlerken üzerimde hissettiğim bakışlarla, kalabalık arkadaş grubuna doğru döndüm. Alışkın olduğum bakışlarla karşılaşınca gülümsememek için kendimi zor tutmuş, kafamı eğerek arkadaşlarımın yanına çökmüştüm.

"Cümleten sea." Dedim üzerimdeki bakışların heyecanıyla.

Gökçe, elini Eda'nın ensesine geçirdi sertçe. Üstümdeki gözleri unutmuş, yüksek bir kahkaha atmıştım. "Noluyor amına koyayım." Dedim gülerek masaya eğilmişken.

"Ananınki oluyor, bir şey yapsana lan!" Diye bana ulaşmaya çalışan Eda ile kendimi geri çektim ve gülmeye devam ettim.

"Kanka Allah carpsin benim suçum yok. Bu salak durmadan vuruyordu, nasıl oluyormuş görsün diye koydum ensesine." Dedi ve güldü.

Onlar aralarında tartışmaya devam ederken Yiğit masaya gelmiş, elindeki yiyecekleri torbadan dökercesine masaya dökmüştü. Bakışlarımı arkadaşlarıyla konuşan çocuktan çektim ve Yiğit' e baktım. İma ile gülüyordu.