2

1.4K 155 40
                                    

Güzel bir bölüm olması dileği ile.

Başlıyorum.

---

İnsanlar çok şey sever ve isterler. İnsanlar parayı sever ve para isterler. İnsanlar sevilmek isterler, çok sevilmek isterler.

Ama Taehyung sadece Jeongguk'u severdi. Sadece onu isterdi. Herşeyden, herkesten sakınırdı onu.

Kan, savaş, ölen askerler, çığlıklar, ağlamalar.

Jeongguk bütün sesleri ve görüntüleri odasının penceresinden ağlayarak, korku ile izlerken, sevgilisini aradı dolu gözleri. Sabaha karşı çıkan savaş, saatlerdir sürüyordu ve her taraf kanla kaplanmışken, İmparator Kim Taehyung sarayının önünde savaşmaya devam ediyor, her önüne gelen düşman askerlerini yere sererken bir an bile olsun vicdan azabı çekmiyordu.

Çünkü onun vicdanı bir kişi için geçerliydi.

Jeongguk artık bu vahşet görüntülere dayanamıyorken hızla aşağı inmeye başladı. Merdivenleri üçer üçer atlayarak savaş alanından uzakta ama görebildiği saray kapısının önünde dehşetle izlemeye başladı. Onu gören askerler hızla Jeongguk'un yanına geldiler ve onu korumaya çalışırlarken, Prenslerini içeri girmesi için ikna etmeye çalışıyorlardı. "Efendim, lütfen içeri geçin. Efendi Kim Taehyung'un kesin emridir!"

"Hayır! Kes sesini! Taehyung nerde?!" yıllardır prens olarak yaşamanın etkisi ile biraz egolu oluşundan ötürü askerlere bağırması normaldi. Ama asla kaprisli, şımarık bir çocuk değildi.

Taehyung'un yanında hariç.

Saatler geçerken savaş yavaş yavaş son buluyordu. Ama yüzlerce kanlı beden her yere dağılmışken Jeongguk sevgilisini aramaya başladı.

"Taehyung!" sevgilisinin sesini duyan esmer adam hızla bedenini, boğazından kılıcını geçirdiği düşman askerlerine dönmüş sevgilisine bakmıştı. "Jeongguk! İçeri gir!"

Sevgilisine doğru koşan Jeongguk, adamın kanlı kraliyet kıyafetlerini umursamadan sarılıp ağlamaklı sesiyle konuştu. "Sende gel, korkuyorum."

Her ne kadar savaş, daha bir kaç saat önceki gibi olmasa da etrafta hâlâ bir kaç düşman askerleri vardı ve Jeongguk için dışarısı çok tehlikeliydi. "Tamam geleceğim, ama şimdi içeri git!"

Kafasını reddettiğini belirten bir hareket ile salladığı zaman, Taehyung öfke ile sevgilisinin yüzüne baktı. Onun tombul yanaklarını tek eli ile kavradığı zaman kendine çekti. "Sana içeri gir dedim!"

Jeongguk fırsattan istifade sevgilisinin dudaklarına öpücük kondururken, arkada sevdiği adama doğru tutulan oku gördüğü zamam nefesi kesildi. Ve o an.

Düşünmedi.

Sadece bedeni hareket etti.

O büyük cüsseli bedeni nasıl yere attı bilmiyordu. Ama o an, sevdiği adamın tam sırtına isabet edebilecek ok, onu tam kalbine saplanmışken, Kim Taehyung ilk defa korkuyu bütün hücrelerinde hissetti.

"Jeongguk" fısıltılı çıkan kalın sesi, ve saniye bile sürmeden yere yığılan bedene koşan büyük cüsseli adam, yere oturarak sevdiğinin kafasını dizleri üzerine koymuşken, panikle tirtir titremeye başladı.

Jeongguk nefes almakta bile güçlük çekerken gülümsemeye çalışmış, ellerini uzatarak sevgilisinin yüzüne yerleştirmişti.

"T-taehyung" onun korktuğunu hissettiği an biraz kıkırdamıştı ancak kıkırdamasının verdiği acı ile öksürmeye başladı.

It's no coincidenceWhere stories live. Discover now