Gökyüzünün Çocukları/11. Bölüm: Kapı=Karadelik

16 6 3
                                    

"İyi uykular Samantra."

●●●

Gördüğüm görüntü neydi? Bilmiyorum.

İlk bakışta bir hücreyi anımsatıyordu,
hücreler döngüsü sonra elementler döngüsü,sonra bir kara delik ve en sonunda Dia sayesinde bir geçit olduğunu,yırtılan perdenin parçası olduğunu anladım. Daha bir şey söyleyemeden karşımda kızgın ama ukalalığından ödün vermeyen kan Kralını buldum. Onun arkasından diğer beş kral çıka geldi.

"Gidiyoruz." Dedi sadece. Gözlerimin içine,sanki göre bildiği ruhumun ve özümün en derinine bakarak. Hayır diyemedim,karşı koyamadım çünkü buna fırsat kalmadı. Tek bir el şıklatmasıyla beraber geriye savruldum yine. Kalkma gibi bir fırsatım yine olmadı yanı başıma gelen Dia ellerini gözlerime koyduğu anda benim için zaman durmuş hatta bitmişti. Biliyordum kurtulamazdım artık.

Gözleriniz uzun süre kapalı kaldığında siyah balonlar,daireler oluşurdu. Bir boşluğun içinde devamlı oluşan ve yok olan daireler size gözlerinizi açmayı hatırlatırdı. İlk başta bayıldığımı zannetmiştim belli ki onlar da öyle zannettiler çünkü benden habersiz konuşuyorlardı,
etrafta sürekli değişen bir ses vardı ne olduğunu çıkaramadım.

Kan kralının birilerine emir veren sesini duyuyordum. Seçtiği sözcükler çok asil ve otoriterdi. Ona uyan,
emirleri kabul eden askerlerin adım sesleri de kulağımdaydı. O sırada yattığım şey dikkatimi dağıttı. Gözlerimi açamıyordum ama ellerimle dokunarak ne olduğunu az çok kavrıyordum. Bir hastane sedyesini anımsatıyordu.

Kendimi zorlayarak bir gayret içerisinde göz kapaklarımı araladım. Gördüğüm tek görüntü gökyüzü oldu. Gerçekliğinden bir türlü emin olamadığım gökyüzü olağanüstü bir güzellikteydi. Gökyüzü değil de uzaya bakıyor gibiydim. İçimde bir şeyler kıpırdadı,oraya gitmem gerekiyormuş gibi,sanki oraya çağırılıyormuş gibiydim. Bir kez daha o tanıdık sesi duydum. "Adi sen Bennetle beraber sedyeyi kapıdan geçir,Bert'in krallığına gideceksiniz..." diyordu kan kralı.

Kafamı dikkat çekmeden sesin geldiği yöne çevirdim. İlk gördüğüm büyük karadelikti ama askerlerin ona kapı dediğini fark ediyordum. Karadeliğin arkasında gördüğüm görüntü ise sislerin arasında kaybolmaya mahkum olmuş koca bir ormandı. Karadelik her şeyi küçük bir güçle çekiyordu içine ama hiç bir şey etkilenmiyordu. Krallar orada karadeliğin iki yanında duruyordu,
önlerinde sürekli hareket eden asker sürüsü vardı. Kendi çevreme göz attım,benden yaklaşık dokuz veya on adım ötemde saçları alev alev yanan bir kadın vardı. Saçları gerçekten ateştendi ama tuhaftır ki yanmıyordu.

Boris'in askerlerinden biri olduğunu anladım.

Kaçmak için doğru zamanı kollamalıydım. Sessizce gitmeliyim.
Ansızın bir dal çıtırdaması duydum yanı başımdan,dudaklarım aralanmadan bir el kapandı üzerine. Korku bir kıvılcım gibi kalbimin içine girdi,teklediğini hissettim,ellerim tirtir titriyordu. Bakış açıma bir kadın girdi. Saçları kar gibi beyazdı, dalga dalga omuzlarına dökülüyordu, başında yüzünü kapatan bir pelerin başlığı vardı yine de büyüleyici gözlerini görüyordum. Gözlerinde uzay vardı. Dünya,yıldızlar ve hatta bilmediğim bir evren duruyordu. Teni saçları gibi beyazdı,alnında Ay'ın dört evresi ve o evrelere girmeden önce dört hali vardı. Bir dövme gibi siyah boyalarla alnına kazınmış duruyordu.

 Bir dövme gibi siyah boyalarla alnına kazınmış duruyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Kadın bana "Sakin ol" dedi. Elleri ruhumu okşuyordu sanki,bana dokunduğu andan beri korku neydi hissetmiyordum. Huzurluydum,sanki evimde güvendeymişim gibi. Kadın gözlerini kırpıştırıp krallara baktı,gizli mi gelmişti? Onlar bu kadını görmüyor muydu? Ya da onlardan biri miydi?

Gözleri tekrar bana döndü. Başını iyice eğdi. "Birazdan kısa bir uykuya dalacaksın Samantra. Gözlerini açtığında sakın onlara uyandığını belli etme. Perdeden geçerken ruhunu sadece senin duyacağın ezgiye aç,kulak ver ona." Sen kimsin demek istedim ama ne dudaklarım aralandı ne de kadının dudaklarımın üzerine koyduğu eli geri çekildi. Krallara çevirdim gözlerimi. İşte o an şaşırdım. Edgar bize bakıyordu,göz göze geldiğimizde başını çevirdi bana doğru dönecek olan Boris'i son anda durdurarak bir şeyler söyledi.

Edgar'ın bu kadınla bir ilişkisi, bilmediğim bir alakası vardı.

Kadın başını tekrar bana çevirdi. Gözlerinin içinde,irislerinde oynayan yıldızlara baktım. Gerçeği orada aradım.

Elleri bir anda boynundaki kolyesine gitti,hızlı bir çeviklikle çıkarıp alnımın üzerine koydu,elleri yüzümü iki yandan kavradı. Parmakları yüzümü okşadı. Bilincime sızan sis bulutunu hissettim. "İyi uykular Samantra." Dedi en son,kolyeyi alnımda ve gözlerimde gezdirdi sonra zihnim tamamen kapandı.

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın olur mu?

Lütfen şu yıldıza basın 10 kişi okuyorsa 3 kişi basıyor sadece,bu saçmalık değil mi ya!

Gökyüzünün Çocukları Where stories live. Discover now