4. Bölüm: Zombilerin İnsanları Isırması

57 39 0
                                    

"O gerizek@lı atladımı?"
"Evet."
" Bırakın yaa zaten zombi olacaktı."
Herkes Nefes'in umursamazlığına şaşkın şaşkın bakıyorlardı. Artık burası tam bir cehenneme dönmüştü. Zamanları giderek daralıyordu. Ve herkes sanki katilinin zombiler değil, Nefes olduğunu hissediyordu.
"Nefes şimdi sinirimi tutuyorum ama sonra çok fena acısını çıkartacağım." Dedi Melin.
"Tabii, kesin öyledir."
Yaman gidip pencereyi kapattı.
"Nefes haklı, zaten zombi olacaktı."
"Şimdi de Nefesi mi koruyorsun?"
"Nefesi değil, haklı olanı koruyorum."
"Peki, daha fazla yükselmemize gerek yok."
"Telefonları arayın."
"Buldum!"
"Ama buraya kadar boşuna geldik çünkü bu telefonlar kapalı."
"Belki şarj aleti vardır."
"Belki, arayalım."
"Var ama telefonun ve şarj aletinin markası farklı."
"Belki başka vardır?"
"Bence biraz dinlenelim, hatta geceyi burada geçirelim."
"Bence de, hepimiz çok yorulduk."
"O zaman sonra devam ederiz."
"Yanlış hatırlamıyorsam burada, İlay hocanın dolabında meyve suyu olacaktı."
"Neden bir insan dolabında meyve suyu tasır ki?"
"Bize dağıtacaktı."
"Neden?"
"Bugün, onun kızının ölüm yıl dönümü.."
"Aaa, cidden mi?"
"Üzüldüm."
"İyi de İlay hoca evli değil ki."
"Gerçekten.."
"Yıllar önce İlay Hocanın kullandığı bir arabada kaza geçirmişler."
''Demek bu yüzden İlay hoca araba kullanmıyor."
"Yaman peki sen bunları nerden öğrendin?"
"Bizim niye haberimiz yok?"
"Orası uzun hikaye."
"Anlat çabuk!"
"Kazanın olduğu anda, karşı arabadaydım."
"Eee son-"
Melin Aysu'ya susması için işaret yaptı.
"Bence artık birşeyler yiyelim."
"Bilmem kaç gündür açız."
Yaman meyve sularını getirir. Berrin ağzına meyve suyunu alır almaz yüzü değişti.
"Bunların tarihleri geçmiş!" Dedi Berrin.
"Yaaa İlay hoca bizi zehirleyecekmiş."
"Yoooo, tarihin geçmesine daha 1 yıl var."
''Nasıl yani?"
"O zaman İlay Hoca bize bunları niye dağıtsın ki?"
"Yaman, sana bir şey söyledimi?"
"Hayır, bazı markalar tarihi geçtikten sonra satılmayanların üzerine güncel tarihler basıyor, muhtemelen ondandır."
"Oh bee, iyiki şu zombiler olmuski Allah korusun zehirlenirdik."
"Hahhah çok komik Aysu."
"Çikolatada vardı ama bari onları yiyelim."
   Herkes yer.
"Sen niye yemedin Melin?"
"Çikolata insanı susatır ve susuz bir şekilde fazla dayanamam."
O an herkes bu fikre katıldı ama çok açlardı.
"Yooo, burada sular vardır illa."
"Yok."
"Yok mu?"
"Evet yok."
" Keşke yemeseydik."
"İyi de lavabolar yakınımızda."
"Aynen, hemen yanımızda anasınıfı tuvaleti var."
"Tuvaletten su içmem ben."
"Yapacak bir şey yok."
"Hayır, saçmalamayın daha fazla kişi kaybedemeyiz."
"Sadece 7 kisi kaldık, farkında değilsiniz."
"Artık okuldan çıkmamız lazım."
"Ama her yer aynıdır."
"Durun, sahi neden bütün sınıflar boş, neden sadece biz varız?"
"Geldiğimiz gün hafta sonuydu sanırım hatırlamıyorum ama drama provası yapacaktık, bir biz varız, birde 11/B ve 12/A var."
"O zaman onlar?"
"Belki hepsi zombi olmuştur?"
"12/A boş, sadece İlay hoca orada."
"İlay hocamı, kalkın onun yanina gidelim."
"Gidemeyiz."
"Neden ki?"
"Çünkü artık ölü."
"Zombi mi demek istedin?"
"Ee, evet aslınd-"
"Aslında onu sen öldürdün, değil mi?"
"Hayır, ne demek istiyorsun ki?"
Yaman ve Melin bakıştılar.
"Öldürmedi sadece beni korudu."
"Sizi gördüm, onu Melin öldürdü, onun boynunu kesti."
Herkes şok içindeydi.
"Ne?"
"Yalan söylüyor!" Yaman Melin'i korumak için her şeyi söylüyordu.
"Kendi gözlerimle duydum."
"İyi de sen o sırada sınıftaydın, nasıl böyle şeyler söylüyorsun?"
Yaman ve Nefes arasındaki bu tartışma Melin'in sözleriyle son buldu.
"Evet, onu ben öldürdüm. Zombi olmuş biri arkadaşımı ısırmaya çalışıyordu ve senin yüzünden beni kurtarmaya gelen birinin benden dolayı ölmesine izin veremezdim. Zaten bir zombiydi. Öldürmesem belkide birilerini ısıracaktı. Yani inkar etmiyorum ve bundan utanmıyorum, bir zombiyi öldürdüm."
"Bakın, kendi itiraf etti. Ben bir katille aynı odada kalmak istemiyorum." Dedi Nefes.
"Bir katille aynı odada kalmak istemiyorsan çıkabilirsin." Dedi Barçın, "Kimse seni burada zorla tutmuyor."
"Nasıl yani?"
"Bence de, ben Melin'i  bir katil olarak, değil bir arkadaşini kurtaran biri gibi görüyorum."
"Ben de."
"Açıkçası ben de."
"O zaman sen git Nefes."
"Tamam, kızın üstüne gitmeyin, herkesin psikolojisi bozuldu zaten." Melin Nefese kızmamıştı.
"Yaa sende burada iyi gözükmeye çalışma, rol yapıyor!"
''Bence biraz uyuyalım, hepimiz yorulduk."
"Aynen."
Sabah
"Hadiii, uyanın!"
"Çay içelim."
"Çay mı?"
"Burada sebil varmış dün görmedik, sıcak su ile kahve, çay herşeyi yaparız, yanına yiyecek birsuru şeyde var."
"Siz ciddi misiniz?"
"Öğretmenler odasına gelmek yaptığımız en doğru şeydi."
"Aynen yaa."
"Bence değildi."
"Niye ki?"
"Çünkü, Rüzgar öldü."
"Evet, unutmuşuz."
"Haklısınız ama giden herkese üzülürsek bu zombilerden kurtulamayız."
"Size şimdiden söyleyeyim buradan gidene kadar birçok kişi kaybedeceğiz."
"Hepimiz birbirimizden helallik alalım."
"Bu duygusallaşmanızı sona saklayında yemek yiyelim."
"Bu okulda 4 yıldır okumamıza rağmen bu odaya girmek doğru düzgün nasip olmamıştı. İlk defa bu kadar uzun kaldım."
"Cidden, asla sokmuyorlardı."
"Sanki sır saklıyorlar."
Herkes yemeklerini yer ve çıkmaya hazırlanırlar.
"Artık bence hazırız."
"Evet."
"O zaman bir planı tekrar edelim."
"Şimdi önce engelli lavabosuna gidelim, oradan camlardan çatıya çıkalım, çatıdan yangın merdivenleriylede yere inelim, zaten okul ilçemizin tam sınırına çok yakın."
"Tamam yaa Yaman, 100 kere söyledin."
    Çıkarlar
"Ohaaa, koridor zombi kaynıyor."
" Buradan geçmemize imkan yok."
"Geçeriz."
"1-2-3"
"Durun! Geri odaya!"
  Daha birkaç adım atamadan geri döndüler.
"Cidden oradan geçmemize imkan yok."
Melin imalı bir şeklide söze başladı.
"Yaa birşey söyleyeceğim, zombiler zombilere zarar vermiyor, değilmi?"
"Evet, ama ne alaka?"
"Bizde zombi gibi davranırsak bizede zarar verirlermiki?"
"Daha önce hiç bir zombi kitabında ya da filminde denk gelmedim. Ama bilmiyorum."
"Kendimizi riske atmaya degermiki?"
"Denemekten zarar gelmez."
"Sadece 3 kişi deneyelim biri ben." Dedi Melin.
"Peki, biride ben." Dedi Yaman.
"Ben hayatta kendimi riske atamam." Dedi Duhan.
"Bende." Dedi Aysu.
"Ben!" Dedi Yaman, "Ben kesin gelirim, zaten bilirsiniz çok iyi zombi taklidi yaparım."
"O zaman kapınin biraz yanlarında deneyelim, sonra geri girelim, olursa gerisi çok kolay."
Giderler
Taklitleri işe yaramıştı. Hemen geri içeri girdiler.
"Gençler, kurtulduk!"
"İşe yaradımı?"
"Evet."
"Peki o zaman gidelim."
"Yanımıza yemek ve su alalım."
"Tamam ama az ve kolay taşınabilir şeklide olanları al."
"Tamam."
Çıkarlar
"Bismillah."
''Bismillah."
"1-2-3!"
Taklitleri yapa yapa engelli tuvaletine giderler.
"Cidden bu halimizi görsem gülmekten yıkılırdım."
"Çok iyi iş çıkardık."
"Şimdi asıl zor yer, çatıya çıkmak."
" Bence kolay olan."
"Çünkü çatıda zombi yoktur. Ve yangın merdiveni kapalı, zombi girme şansı yoktur. "
"Ondan değil, cam ve çatı arasında büyük bir mesafe var. Geçmek kolay olmayacak."
"Olsun hallederiz."
"Biraz yüksek şeyler yapalım, burada merdiven vardı."
"Tuvalette neden merdiven olsun ki?"
"Bilmem ama var işte."
"Şunu pencereden çıkartıp oradaki boşluğa koy Barçın."
"Neden ben ya?"
"Aramızda en güçlü sesin çünkü."
"Yooo, Yamanda güçlü."
"Hadi uzatmada çıkart."
"Tamamdır, sırasıyla gidelim, önce kızlar."
Kızlar gider.
"Sıra bizde."
Erkekler gider
"Offf, çok yoruldum, biraz dinlenelim."
"Burası çok dik." Duhan yürümekte zorlanıyordu.
Duhan düşmemek için birden Melin'in koluna girdi.
"Bırak, düşeceğiz!"
"Düşüyorum!"
"Kolumu bırak!"
"Bırakamam!"
Barçın koşarak Melin'i tuttu.
"Yardım edin düşüyorum!"
"Beni bırak!"
Duhan hızla kayarken yanında Melinide çekiyordu.
"Yaa Melin'i bıraksana!"
Koşarak Yaman geldi ve Barçını son gücüyle çekti. Barçında Melin'i çekti ve Duhan mal gibi kaldı.
"Arkandaki demire dikkat et!"
"Dikkat e-"
"Niye durdu o?"
Melin korkusuzca Duhana yaklastiginda hayatında gördüğü en kötü manzarayla karşılaşmıştı.

Güneş Tutulması Where stories live. Discover now