İsimsiz mektup

5 1 0
                                    

Sonunda toplantı bitmişti boş sözler bitmişti ve odama gelebilmiştim odamdaki koltuğa uzandım bir insan dosya kontrol ederek bu kadarmı yorulur yahu.
Mektup doğru mektubu okumam gerek koltuktan kalkıp masanın üzerinde duran mektubu aldım içini açtım el yazısı ile yazılmıştı
"Sevgili aylin ben annen bu mektubu okuyorsan muhtemelen ölmüşümdür ama üzülme ben her zaman seni savundum her zaman sevdim.Baban bu şirket için ufacık bile emek harcamadı lütfen bu şirketi onun elinden al ve batmasını önle olurmu güzel kızım aylin ismini sana koyan babandı ben sana beren diye seslenirdim baban kızardı 'onun ismi aylin bir daha ona adı ile seslenmezsen' sonunu hiçbir zaman getirmezdi çünkü senin etkilenmenden korkardı berenim lütfen babana karşı yenilme olurmu? Seni seviyorum küçük bebeğim.Sana küçüklük anılarını anlatmamı istermisin sen çok küçüktün emekliyordun mahalleden bir abin vardı seninle oyun oynardı baban o çocuğu kıskanırdı bahçemize sokmazdı kapıda seni beklerdi ama sen küçüktün yürüyemezdin bende seni camdan gösterirdim o abin sana ilayda diye seslenirdi sen onu kendi abin gibi severdin onu gördükçe sarılmaya çalışırdın baban izin vermezdi baban olmadığı zamanlar ben seni aşşağı indirirdim oyun oynardınız.Sonra o abin büyüdü hala iyilik yapıyor onu bul olurmu seni korusu,seni babandan korusun." Mektubun en sonuna imzasını atıp mektubu bitirmişti annem duygulandım ölen birisinin duygularını okumak "İlayda" neden benim düzgün bir ismim yok birisi aylin der birisi beren kafam karıştı uffff
————
Kuzey karagahta kendi odasına çekilmiş hayatını sorguluyordu ya gerçekten güney onun kardeşi değilse ya bunu ondan saklıyorlarsa.
"Kuzey!"
Arka girişten içeri giren mert karagahın içerisinde kuzeyi arıyordu bütün odalara baktıktan sonra kuzeyin odasına girdi küçücük koltukta sıkış pekiş uyuya kalmış üstüne kendi ceketini örtmüştü
"Gerçekleri öğrense felç kalırdı heralde" Mert odadan çıkıp kapıyı kilitledi "Senin iyiliğin için"
Kardeşi dediği insanı odaya kilitlemişti.Mert içeriye güneyin yanına gidiyordu koltukta oturan güney hiçbir şeyin farkında değildi mert silahını çıkartıp güneyin kafasına bir el ateş etti kuzey sesleri duyup uyandı sesin bir kadından geldiğini anladığında kapıya yöneldi kulpu çevirdiğinde kapı açılmadı omuz attı tekme attı açılmadı mert kapıyı ona açtı elindeki silahla kuzeyi odadan çıkarttı güneyin cesedinin yanına getirip kuzeyin kafasına sıktı iki kardeş yan yana yerde yatıyorlardı ailesi toplanmış merti alkışlıyordu.
"Aferin evlat onlar iyi bir çocuk olamadı ama sen oldun tebrikler"
"HAYIR!" Kuzey telaşla uyandı kafasını arabanın tavanına çarptığında rüya gördüğünü fark etti eli ile kafasını çarptığı yeri tutarken nerde olduğunu hatırlamaya çalıştı camdan dışarıya baktığında zifiri karanlıktı sokakta gezen köpekler hariç kimse yoktu "bizimki mektubu çoktan okumuştur,yeni ipucunu bırakma zamanı" diyerek cebinden küçük bir kutu çıkarttı arabasından inip şirkete doğru yürüdü.şirket binasına varınca içeri girdi kimse sorgulamadı en çok tuhafına gidende bu olmuştu "Her zaman dünyayı ben yakmışım gibi bana bakarlardı şimdi kuzu gibi olmuş bunlar" aklına gececi tayfanın uykulu halde çalıştığı ve yorgun oldukları geldi umursamayıp merdivenleri çıktı ıslık çalarak bütün merdivenleri çıktı son kez kutuya bakıp odadan içeri girdi kimse yoktu kapıyı kapatıp ışığı açtı masanın üstündeki dosyayı eline aldı "Bunu nerden bulmuş lan bu!" Etrafı kontrol edip dosyanın fotoğrafını çekti her sayfasını her kelimesini telefonu cebine atıp odadan çıkmadan önce kutuyu masanın üzerine bıraktı.
"Minik ilaydaaaa" diyerek odadan çıktı.

"Minik ilaydaaaa" diyerek odadan çıktı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
İsimsiz çiçekWhere stories live. Discover now