İsimsiz kutu

4 1 0
                                    

Şirketin kapısından içeri girdiğimde etraf süslenmiş ve çok güzeldi.köşede beni bekleyen suzanı görünce yanına gittim
"Bu hazırlık ne için?" Suzan gözlerimin içine birşey hatırlamamı bekler gibi baktı "Efendim bugün sizin doğum gününüz" babam beni düşünüp bunu yapmış olamaz "Bu işte senin parmağın var suzan" suzan gözlerini devirdi "Onu boşverin hadi gelin size kıyafet bakalım"
Suzan kolumdan çekiştirerek dışarıya çıkarttı "Suzan dışarısı buz gibi" bunu unutmuş olacakki içeriye geri girdi "Ceket alıp geliyorum" kar yağıyordu az da olsa yağıyordu "Karı çok seviyorum" diye mırıldandım. Tam o sırada birisi bana montunu verdi arkasına bakmadan gitti polarlı montu sırtımda ağırlık yapıyordu "BEYEFENDİ!" duymadı , arkasından koşsamda insanların arasında kayboldu kapıdan elinde ceketlerle çıkan suzan üstümdeki montu görünce hayal kırıklığına uğradı "Ama ben getiriyordum" onu kırmamak için elinde tuttuğu ceketi giydim ardından polarlı montu giydim "Montu kim verdi?" Yolda yürürken düşündüm "Bilmem yoldan geçen birisi verdi" suzan olduğu yerde durdu "Nasıl yani yolda her gördüğünüz kişinin montunumu alıyorsunuz. Size yazıklar olsun"  suzanı kolundan çekiştirerek yolda yürümesini sağladım belli bir süre itikledikten sonra kendi yürümeye devam etti.
————
"Hava soğukmuş" montumu Aylin'e bıraktığım için şuan ben donuyordum akşamki parti maskeli olacağı için partide kılık değiştirmek zorunda kalacağımı pek sanmam.riske atmaktansa kılık değiştiririm daha iyi. Mert arayacığını diyordu hala aramadı telefonum nerde
"Ha****** lan ordan" montun cebine koymuştum "ANASININ GÖZÜ" biraz yüksek sesle bağırmış olabilirim çünkü insanlar garip garip bana bakıyordu. Karargaha gidip plan yapmam gerek o telefonu ondan geri almam lazım.
————
Kıyafet reyonlarında gezerken suzan elinde tuttuğu elbiseleri sırayla bana gösterip geri gidiyordu "benden daha çok düşünmeni sevdim" suzan elinde tuttuğu iki elbiseyi bana gösterdi "ikiside size çok yakışır hangisini tercih ederseniz" ikiside çok güzel birisi kırmızı birisi beyaz "hmmm ikiside güzel" suzan bıkkın şekilde elinde elbiselerle arkasında duran koltuğa oturdu "çok zor beğeniyorsunuz. Bu böyle olmaz" tekrar ayağa kalktı beyaz elbiseyi bana uzattı "bunu deneyip gelin" elime tutuşturduğu elbise ile deneme kabininine girdim.
Elbiseyi giydiğimde üstümde kalıp gibi durduğu için pek sevmedim ama çok güzeldi
"Giydinmi" gözlerim aynadaki görüntümdeydi çok güzel olmuştu. Ses vermeyince suzan kabinin aralığından içeri baktı tabi onun kafasını aynadan görünce korktum "Ne var be ses vermedin bende bakayım dedim" suzan kabinin içine girip elbisenin arkasını kapattı
"Hadi alalım gel benimle" elimden tutup kasaya götürdü "Bu elbiseyi alıyoruz" kasiyer bi tuhafsadı "Tabiki alabilirsiniz barkodunu okutmam gerek" suzan dönüp yüzüme baktı elbisenin üzerinde barkod aradı elimin yanında duran barkodu görmedi "suzan" elbiseyi tavaf ettikten sonra etiketi elimden alıp kasiyere verdi "Buyrun" kasiyer barkodu okutup bit kaç işlem yaptı "Kart'mı nakitmi?" Suzan cüzdanımı alıp karıştırmaya başladı "Suzan!" Ciddiye almadı cüzdanımdan kredi kartını çıkartıp kasaya bıraktı "Sana alıyoruz sus şimdi" küçük çocuk gibi kollarımı önde birleştirdim "Kabindeki kıyafetlerini alıp geliyorum bir yere ayrılma" ayrılmam ANNE, uf iyice çocuk olduk. Suzanı beklerken elbise ile bir kaç tur attım çok güzel savruluyordu suzan arkamdan geldi ve mağazadan çıktık.
"Parti çok güzel geçecek buna emin ol"
"Umarım"
Eve yürümek yerine şirketten şoför çağırdık elbisemin kirlenmesini istemem.
Merhaba ben yazarınız biliyorum karakterlerin tipini merak ediyorsunuz onun için ayrı bölüm yaparım.

İsimsiz çiçekWhere stories live. Discover now