Peyda 6

31.5K 1.5K 346
                                    

16.03.2024
Altıncı bölümümüze hoş geldiniz.
Keyifli okumalar.

Bölüm şarkısı:
Çağan Şengül & Emre Aydın-Yansın
🪢

"Tekrarlanan Cehennem"

23 Ekim 2023
İstanbul, Türkiye

İnsan bazı anlarda hem çok korkak olup hem de çok cesur olabiliyordu. Peyda şu an öyle hissediyordu. Hem çok cesurdu hem de çok korkak.

Yıllarca bu duyguyla büyümüştü, her şeyi aynı anda yaşamış ve duygularına bir nevi ket vurmuştu.

Acılarına ket vurduğu her dakikada Peyda; acı çeker, köşesine siner ve kendi kendine bir şarkı mırıldanırdı.

Mutluluklarına ket vurduğu her dakika Peyda; sessizleşir, uzun uzun uzaklara dalar hayaller kurardı.

Şaşkınlıklarını ket vurduğu her dakika şu anda da olduğu gibi gözlerini dört açar ve gelebilecek herhangi bir saldırıya karşı tüm hücrelerini hazırlardı.

Çünkü şu an Peyda biliyordu ki bu ev bu dakikadan sonra güvenli bir yer olmaktan çıkmış, cehennemin yan sürümü haline gelmişti.

Karşısında oturan öz be öz babası ve onun arkasında dikilen onlarca adamlarla yine bir vicdansızın eline kaldığını anladı. Peyda'nın bir kere daha tüm duygularına ket vuruldu.

Yine aynı cehennemi yaşıyor ve yine aynı sessizlikle karşılıyordu cehennemini.

Sadece cenneti hiçbir zaman tadamayacak olmanın acısını yaşıyordu.

Bir de sadece biraz korkuyordu.

Karşısında bir yığın adamla öz babası karşısında duruyordu. Amaç korkutmaktı. Peyda bunu çok net olarak biliyordu ama korkmadan edemiyordu.

Öz babası, onunla anladığı dilden konuşuyordu.

"Kan, kanı çeker Cihan Efendi!" Gür sesi boş odada yankılanırken dışarıya hiç ses gitmediğine neredeyse emindi.

"Korkutmaya çalışıyorsunuz ama bu hiç fayda etmez bunu en iyi de sen biliyorsun!" En iyi o biliyordu çünkü ikisi de aynı yollardan geçmişlerdi ve aynı dilden anlıyorlardı.

"Gerçekten korkmuyor musun, Peyda? Seni nelerin korkutacağını iyi bildiğimi biliyorsun, karşında yığınla adam var, sen karşımda tir tir titrerken korkmadığını mı sanıyorsun?" Cihan Bey de sinirliydi, o kadar sinirliydi ki gözü hiçbir şeyi görmüyordu. Ailesine bir daha o adam tarafından zarar gelmesine dayanamazdı. Ve bunun için öz kızını harcaması gerekiyorsa, harcardı.

Kızın çenesini tuttu önce, sonra yüzlerini yaklaştırdı birbirlerine. Daha fazla konuşmaya tahammülü kalmamıştı.

"Söyle, seni hangi amaçla eğitti ve bu eve gönderdi!" Peyda anlamamazlıktan gelmek istedi ama anladı maalesef. Adamın aklından geçen cümleleri dışına aktarması onu daha da üzdü. Bunu belli etmedi.

Sadece alttan alttan kötü bakışlar atmakla yetiniyordu.

"Amacım yok, olsaydı daha ilk dakikadan tamamlar eve dönerdim ama yok!" Boğazı tahriş oluncaya kadar bağırmıştı. Bağırışları sanki tüm İstanbul'a bir şeyleri duyurmak ister gibiydi.
Biraz alttan almak istercesine konuşmuştu. Asla alttan almak istemiyordu fakat burnunun dikine giderse işler daha da kötü olabilirdi.

PeydaWhere stories live. Discover now