Bölüm 5

16 2 0
                                    

Bilenler bilir LGS senem olduğu için bölüm yazmaya vaktim olmuyor. Bugün bayramın ilk günü hediyesi olarak bu bolümü yazıyorum. Ayrıca yeni bir kitap yazıyorum. Adı "Güç Kanadı" güzel bir kitap olacak. Okullar bittiğinde kitaplara bölümler yazmaya başlayacağım. Neyse herkesin ramazan bayramı kutlu olsun sizi çok seviyorum. Bölüme başlamadan önce oy vermeyi ve takip etmeyi unutmayın ayrıca lütfen bol bol yorum yapın sizin yorumlarınızı okumak beni çok mutlu ediyor. 😘💋🍬

ŞAH MAT




Annem karşımda yerde yatıyordu. Uyandırmaya çalışıyordum ama uyanmıyordu. Üstüne kırmızı boya bulaşmıştı ve heryer kırmızı boya olmuştu. Annemi uyandırmaya çalışıyordum ama uyanmıyordu. Annem neden uyanmıyordu?

Anneme fısıldayarak "Anne hadi uyan Polat ağlıyor gidip bakalım." dedim. Polat diye bir kardeşim var. Daha yeni doğmuştu. Çok ağlıyordu ama olsun onu yine de çok seviyordum.

Polat içerideydi ve çok ağlıyordu. Elim hep kırmızı boya olmuştu. Elimi umursamadan kardeşimin yanına gittim. Ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu.

Polat'ı kucağıma aldım ve ağlamasını durdurmaya çalışıyordum. Ama susmuyordu. Sonra dışarıdan ambulans ve polis siren sesleri gelmeye başladı.

Anlamıştım. Annemin üzerine kırmızı boya bulaşmamıştı.

Önümde Fatih Geçit vardı. Fatih Geçit 52 yaşında çocuklarını ve eşini döven kötü bir baba ve eşti.

Aslında onu bunun için öldürmeyecektim, işlerime karıştığı için öldürecektim.

Son zamanlarda oldukça canımı sıkmaya başlamıştı. Şirketimin için zararlı çalımalar yapıyordu ve bu onu öldürmem için yeterli bir sebepti.

(Hassas olanlar okumasın bu kısmı.)

Fatih Geçit ellerini birbirine bağlamıştım. Bir iple değil, hareket ettikçe küçülen esnek bir jiletle bağlamıştım. Ellerini hemen kopacağı belliydi çünkü jilet baya bir küçülmüştü. Ağzını kapatmıştım çünkü şahsıma küfrediyordu.

Normalde kurabalarımın acı çektikçe ağzından çıkan lafları severdim fakat bu sefer Polat' ın doğum gününe yetişmem lazım. Hızlı olmam gerektiği için ademin ağzını açtım, açtığım anda bana "Aynı annene benziyorsun." dedi. Ama benim annem masum bir kadındı ona nasıl benzeyebilirdim ki. Hem benim annem öldürülmüştü.

Bir anda o kadar sinirlendim ki ellerinden tuttuğum gibi yana doğru çektim ve elleri koptu. Öyle bir haykırdı ki kulakların çınladı. Sonra arkamdaki matkabı alıp adamın kulağına doğru görürdüm. Matkap biraz daha ilerlediğinde adamın bilinci kapandı ve kulağından kanlar akmaya başladı büyük ihtimalle matkap beyinciğine gelmişti. Son olarak bıçağı alıp adamın göğsünü kestim aynı bir kalıp gibi derisi ve eti çıkarken kanlar heryerdeydi. Yine duraksadım ve o ânâ doğru gittim.

Kırmızı kan...

(Okumaya devam edebilirsiniz.)

Fatih Geçit ölmüştü...

Bir problem ölmüştü...

Ölmüştü...

Bir depo da, saat 14:52 de.

Bir problem yok olmuştu.

Fatih Geçit' i öldürdükten sonra depoyu yakmıştım. Ondan önce cinayetin kalıntılarını sahte parmak izleri ekleyerek ve vücuduna başka bir düşmanımın saç teli koymuştum. Yaktığım için gitmiş olabilir ama kanıtların hepsi asla yok olmaz ve bu kusursuz bir cinayetti.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 11 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Süs HavuzuWhere stories live. Discover now