(48) Bu Adam Laftan Anlamıyor!

87.1K 6.3K 6.2K
                                    

Her şey hazırdı lakin ben hazır değildim. Tüm gün İshak'ın bana verdiği dosyaya çalışıp rolüme hazırlanmıştım. Aslı gittikten sonra İshak odama uğrayıp bu işin son detaylarını anlatmıştı. İshak o kanlı geceye ait tüm kayıtların Alaz tarafından yok edildiğini söylemişti. Neyse ki Arda'nın yaptığı çekimleri izleyen sadece teşkilattakilerdi. Eğer Arda çektiği videoları medyaya sızdırmazsa kimse gerçek kimliğimi anlayamazdı. İshak, benim görüntülerimin ortaya çıkmasının işim için büyük bir risk taşıdığını söylemişti. 

Ben bir ajandım ve bugünden sonra işim gereği her role bürünecektim. "Bir bakmışsın doktorsun, bir de bakmışsın bir şirkette asistansın. Bir adamı baştan çıkarırken bile bulabilirsin kendini. Evet, bu işin içindeysen her türlü pisliğe bulaşmışsın demektir. Bu yüzden gerçek kimliğin asla ortaya çıkmamalı," demişti. 

Arda'nın bize ettiği işkencenin görüntülerini medyaya sızdıracağını sanmıyordum. İshak'ın dediğine göre teşkilatta Arayıcıların içinde Arda'nın da amcası vardı. Beni deşifre etmesi, amcası Çetin'e de dokunurdu ve bunu göze alamazdı. Onun yüzünden ortaya çıkan yeni bir sorun amcasının da canını sıkardı. Tamam, yeğeninin yaptıkları için Çetin'i sorumlu tutamazdık lakin Çetin de pek masum biri değildi. 

Arda'nın üstlerdeki bağlantısı Çetin'di ve Alaz'ın hakkımda çıkardığı infaz kararını durduran da Çetin'di. Arda istediği için bunu yapmıştı. Alaz hakkımda infaz kararı çıkartarak bu bilgiye ulaşmıştı. Sürekli bir ihanetin içinde buluyordum kendimi. Yemin ederim, film çekilse gişe rekorları kıracak kadar ilginç bir hayatım vardı. 

Acaba sinema sektörüne mi atılsam? Parası iyiyse yaparım.

Hayal gücüm bile normal çalışmıyor, bu gece Allah yardımcım olsun. Saat çoktan akşamın dokuzu olduğu için boy aynasında son kez baktım kendime. Güzel görünüyordum, daha önce kendimi bu kadar güzel gördüğümü hatırlamıyordum. Üzerimdeki boynu açık, siyah elbiseyi bizzat ben sipariş etmiştim. Bel kısmına kadar dar olan elbisenin belinde ince bir kemeri vardı. Kemerden sonrası zarifçe genişliyordu. Ön kısmı dizlerimin üzerinde bitiyordu ve arka tarafı biraz daha uzundu. Belden aşağısı siyah tüllerden oluşan elbise oldukça zarifti. Ama en çok hoşuma giden sırt kısmındaki kurdele detayıydı. 

Ayakkabı olarak sivri uçlu ve topuklu bir ayakkabı seçmiştim. Aksesuar olarak ise siyah taşlardan oluşan sade bir kolye ve üçgen bir çift küpe tercih etmiştim. Elbisenin göğüs dekoltesi yoktu fakat boynum ve omuzlarım açıktı. Bu yüzden kısa saçlarımı açık bırakmak yerine tel tokalarla dağınık topuz yapmayı tercih etmiştim. Tamam, o topuzu yapmak bir saatimi almıştı ama aynaya bakınca harcadığım zamana değdiğini görüyordum. Dudağıma sürdüğüm kırmızı ruj ve hafif göz makyajımla hazırlığımı tamamlamıştım.

Küçük el çantamı alarak odamdan çıktım. Merdivenlere yönelmiştim ki İshak'ı basamakların sonunda beni beklerken buldum. "Umarım o kadar beklettiğine değecek bir şeyler giymişsindir!" diye söylenirken giydiklerimi ve beni henüz fark etmemişti. Her zamanki gibi arkamdan sövüp sayıyordu.

"Merak etme, sert çocuk. Ben ne giyeceğimi iyi bilirim." Sesimi duyup başını kaldırınca göz göze geldik. Hadi bunu da beğenme de nasıl canına okuyorum! Bundan önce tam beş elbise değiştirdim onun yüzünden.

Elaları önce yüzümü detaylıca inceledi, daha sonra ise gözleri usulca aşağı inerek baştan ayağa beni süzdü. Bana baktıkça gözlerinde oluşan beğeni rahat bir nefes almamı sağladı. Onun gibi her şeye kusur bulan biri beğendiyse demektir ki gerçekten amacıma ulaşmıştım. Bana uzun uzun baktığı için kaşlarımı yavaşça yukarı kaldırdım. "Ne o? Sonunda bana olan duygularını açık etmeye mi karar verdin?" diyerek sabah bana söylediği şeyin bir benzerini ona iade ettim.

YARALASAR(Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin