VEFA

20 1 2
                                    


                           YAŞAMAK İÇİN

Vicdan terazisi kaç baharı kaç âdemoğlunu tarttı, ölçtü. 'Benim!' diyen her babayiğidin yıkılışını gördü. Meşaleleri bir bir söndü, kayıkları küreksiz kaldı. Çünkü ahde vefa etmeyi öğrenmeden hayata hükmetmeye çalıştı. Ezeli bir başlangıçtı vefa insanoğluna. Kimi bunun hakkını vererek süregeldi hayatı, kimiyse "nankörlük" ederek... Hayata çıkan kısa yol olarak düşünüldü belki de vefasızlık. Onu ödemek mi yük olacaktı yoksa sırtını ona dönüp yoluna hiçbir şey yokmuş gibi devam etmek mi? Bir çiçeğe bakmayıp öldürdükten sonra yerine yenilerini koymak mı sana zarar olacaktı yoksa beş dakikanı ayırıp ona su vermek mi?

Bir çöp gibi hayatı bir kenara atan insanoğlu! Kısa yollardan geçerek ulaşacağın sandığın zafer aslında o yol değildir. Engebededir hayat, yolundaki taşlardadır mutluluk, yaşadığın olaylardadır deneyim ve gittiğin yoldaki insanlardadır vefa. Vefa yoluna engel değil, hayattaki çizgilerindir. Ebedi mutluluk, sadakat ve bağlılıktır vefa.

Vefa sevgide midir? Vefa sadakatte mi? Vefa ödemen gereken borçtadır. Borcunu ödemeyen insan vefayı nasıl bulur? Bu borç niye korkutur insanoğlunu? Acaba ödeyeceği borcu ne olarak görür, maddiyat mı maneviyat mı? Zanneder ki vefa maddi yardımla ödenir biter. Ama senin borçlu kaldığın şey maddiyatla ödenecek bir şey değildir ki! Ödeyeceğin şey maneviyattır! Emektir sana verilen, sevgiden bir parçadır, mutluluğunu paylaşıp zorlukları aşmaya çalıştığın sürede yanında olan dayanağındır. Nasıl bırakırsın dayanağını? Yeni yürümeye başlayan bir bebek nasıl istemez ebeveynini yanında? Düşmez mi tekrardan birkaç adım sonra?

İnsanoğlu bilmelidir vefanın doğuştan kazanılmadığını. Vefakâr insan inci tanesi gibidir; özel, saf ve parlak... Karanlığın ışığa, gecenin gündüze, Mecnun'un Leyla'ya ihtiyacı olduğu gibi vefanın da unutulmamaya ihtiyacı vardır. Fark edilmeye, bilinmeye değer bir yargıdır vefa. Vefayı unutan veya bilmeyen bir çocuğu affedebiliriz ama o çocuğu içinde öldürmüş bir ebeveyni nasıl affederiz? Vefa istediğin zaman var olan ya da var olma ihtiyacı duyduğun bir his değildir.

Vefa; sana yıllarca emek vermiş annenin uykusuz geceleridir, hastanede sabahlayan babanın işe yorgun gitmesidir, daha iyi yerlere ve başarılara gelmen için çabalayan öğretmeninin zamanıdır, kendini her kötü hissettiğinde ya da mutlu olduğunda yanına koştuğun arkadaşının sevgisidir. Vefa yolda karşına çıkan kapıların anahtarıdır. Vefayı terk ederek mutluluğa, sadakate, merhamete sahip olamazsın, sadece tüm bu değerlere arkanı dönmüş olursun.

Vefayı bilirsen hayatı bilirsin. Vefa bir meşale gibi aydınlatır yollarını. Vefayı bulmak, onu bilmek kendini bulmaktır. Vefayı öldüren bir insan kendini öldürür.

Vefayı öldürmeyelim, ölmeyelim!

Cemre ERKARA

-Arkadaşlar yarışma yazımdı eklemek istedim (edebiyat)-

Birkaç Cümlede HayatlarWhere stories live. Discover now