Duygular💋

104 20 32
                                    

Duncan: Elle, selam
Duncan: Nasılsın?

Elle: Duncan? Selam, iyiyim, sen nasılsın?

Duncan: İdare ediyorum :)
Duncan: Sana şey sormak istiyordum
Duncan: Hala matematik dersi veriyor musun?

Elle: Sınavlar yaklaştığı için bırakmıştım, derse mi ihtiyacın var?

Duncan: Şey
Duncan: Galiba biraz var evet
Duncan: Ama sorun değil başkasını bulurum

Elle: Hayır
Elle: Yani sanırım eski bir arkadaşa vakit ayırabilirim :)

Duncan: Gerçekten mi?
Duncan: Çok teşekkür ederim Elle
Duncan: Ücreti nereden göndermeliyim?

Elle: Senden ücret alacak değilim Duncan
Elle: Ama yarınki maçta benim için bir basket atabilirsin :))

Duncan: Bütün basketleri senin için atacağım
Duncan: Ne zaman çalışıyoruz?

Elle: Yarın maç çıkışı olabilir? Tabi çok yorgun olmayacaksan

Duncan: Sorun yok ben alışkınım
Duncan: Kalabalıkta  gözlerim hep seni arayacak demektir
Duncan: Maçta görüşürüz Elle! :)

Elle: Görüşürüz ^^

💋

"Demek Duncan Brown senden ders çalıştırmanı istedi? Onun notları iyi değil miydi ki?" Ben telefonumu cebime koyarken Patrick de kantinden aldığı tostu yemekle meşguldü.

"Demek ki matematiği değilmiş ki benden yardım istedi Pat."

"O yüz ifadesi nedir?" Patrick'in gözlerini ayırmadan bütün yüzümü incelediğini anlayınca istemsizce gülümsediğimi fark ettim. "Elle, kendini tekrar Duncan'a kaptırmayacaksın değil mi?"

Duncan'la ilk tanıştığımızdan beri ondan hoşlanıyordum. O beni sadece arkadaşı olarak görüyordu, hatta kızlar konusunda tavsiye bile istiyordu. Birinci sınıfta çok daha yakındık çünkü aynı dersleri alıyorduk. Daha sonra basket takımına girmiş ve Ashton'la vakit geçirmeye başlamıştı. Onunla yakın arkadaş olmuştu. Ben fotoğrafçılık kulübünde Patrick ile tanışmıştım. Duncan'la gittikçe birbirimizden uzaklaşmıştık, ikinci sınıfta ise aramızdaki mesafe büyümüştü. Ona olan hislerimi zamanla kontrol altına aldıysam da hala ufak bir kısmım heyecanlanıyordu. "Saçmalama Pat, ben Duncan'ı çoktan aştım."

"Yalan söylemeyi hiç beceremiyorsun Elle." Gözlerini devirince ona tatlı tatlı baktım.

"Boş mu acaba? Oturabilir miyim?" diye sordu yanımıza gelen Mia, Patrick'in yanındaki sandalyeyi göstererek. Patrick bir anda öksürmeye başlayınca onu bu durumdan kurtararak "Tabii ki." dedim.

Mia şaşkınlıkla öksüren Patrick'e bakıyor bir yandan da montunu çıkarıp sandalyesinin arkasına asıyordu. "İyi misin? Boğazında mı kaldı?"

"Ya, öyle olmuş." Patrick'in sırtına vurdum. Mia'yı görünce heyecanlanmıştı.

"Ee, Andy ile ne zaman konuşuyoruz?"

"Yarın maçtan sonra konuşalım diyorum ben, hem kaçacak bir yeri de olamaz. Her şeyi açıklamak zorunda kalır."

"Bence de mantıklı." Ardından Patrick'e döndü. "Sen de maçı izlemeye geliyor musun? Patrick'ti değil mi?"

Öpücük Listesi | Half-TextingWhere stories live. Discover now