twenty five

10.8K 662 533
                                    

lütfen görüşlerinizi belirtin, bu bölüm çok özel. merak ediyorum ne düşündüğünüzü güzeller 

iyi okumalar

;

gece yarısı 3.

"taehyung için buradayım. yoksa asla burada bulunmazdım hyung, biliyorsun." jimin kendi kendine mırıldanıp camdan dışarıyı izlerken Jin ön koltuktan başını arkaya uzatmış ve derin bir nefes verip tekrar önüne dönmüştü.

"kimse burada olmaktan memnun değil."

jungkook'un isteğini herkes yerine getirmiş ve jungkook onları tek tek evlerinden almıştı. hoseok'u aradıklarında şaşırsa da onu da olduğu yerden alıp arabayı sürmeye devam etmişti jungkook.

"nereye gitmiş olabilir, nerelere bakmadınız? ya da her zaman gittiği neresi var?" jungkook direksiyonu tek eliyle kontrol edip sağ tarafa döndü ve aynadan göz ucuyla onlara baktı. jimin sertçe aynadan ona bakarken dudaklarını yalamıştı.

"hepimiz aynı nedenle buradayız, düşman gibi cephe alma öğretmenine jimin."

"okul dışında olduğumuz için size öğretmen olarak davranmak istemiyorum." sertçe konuşsa bile bunu umursamamış hatta daha da ileriye gitmişti. "pardon, sen." gözlerini devirip cama döndü ve araba giderken hemen yanından geçtikleri ağaçları izlemeye başladı. "taehyung bulunduktan sonra yanında bile olmayacaksın." kendi kendine fısıltı bırakmıştı ortaya.

"amacım burada size ve ona kötülük yapmak değil. sadece yardım etmek istiyorum. bunu bu kadar abartmayın."

"abartmayın mı? abartmayalım öyle mi jeon jungkook?"

"abartıyorsun jimin, zaten bunu kendim düşünüp kendi kendime tartışabilirim."

"keşke öyle yapsaydınız, es geçmişsiniz belli ki."

"tekrar söylüyorum, amacım yardım etmek. sen de daha fazla ileriye gitme ve saygını koru."

histerik kahkaha.

"hâlâ burada mısınız öğretmenim? tek sorun bu mu yani? size şu an aslında gayet iyi davranıyorum. kaç kere göz yumduk fakat bu son olacak. bu son olacak ve gerekirse okulu bile değişecek onun. tek yaptığınız onu üzmekti. tek yaptığınız onu oyalayıp... kenara atmaktı! daha ne olacak sahiden?"

sahil yolundan geçerken jimin'in sözleriyle bir anda arabayı durdurup herkesin hafifçe öne savrulmasını sağlamıştı jungkook. jimin hiçbir şey demeden arabadan inerken burayı arayacağını mırıldanarak kapıyı sertçe kapattı.

herkes tek tek inerken eklemleri bembeyaz olana dek sıktı direksiyonu öğretmen. bütün suçun kendinde olduğunu biliyordu ve bununla kendini boğuşuyordu zaten. ne dese boş olacağını bildiğinden bütün sinir ve üzüntüsünü içine atıp arabadan indi. inmeden önce ceketini son anda karar verip arka koltuktan almıştı. olur da öğrencisini(?) görürse diye.

kapıyı kapatıp kaldırıma çıktı ve ceketi elinde sıkıca tuttu. jin, hoseok ve jimin çoktan dağılıp aramaya başlamışlardı bile. üzüntüyle diğer tarafa yürümeye başladı. şekilli omuzları düşerken okuldan beri gözlerinde olan gözlüğü işaret parmağıyla kaldırıp saçlarına takılmasını sağladı. umutsuzca yürürken derin bir nefes verdi ve sahil kısmına ilerlemeye devam etti.

;

"hadi ama bu kadar asmayın suratınızı." hoseok onlara bakıp ikisini de kolları arasına alırken jimin dolu gözlerle arkadaşına bakmıştı. "nasıl bu kadar rahatsın hyung? o kayıp ve haber yok."

naughtyWhere stories live. Discover now