The General's Vampire Omega [Türkçe BL MTL] ✔

Bölüm 33: İyi Geceler, Kıymetlim

Bir an sessizlik oldu ve Chu Feng yavaşça ayağa kalktı, maskesinin altındaki gözleri soğuk ve sertti. Luo ZhouZhou ona bakarken şaşkındı, bu kişinin hem tanıdık hem de yabancı olduğunu, tanımadığı bir Chu Feng olduğunu hissetti.

Luo ZhouZhou bir anda onu ilk kez gördüğü, kafasına silahın soğuk namlusunun dayandığı anı hatırladı.

Tezahüratlar yeniden başlayana kadar personel sahneye koştu ve ölmek üzere olan Kasap'ı büyük bir hızla aşağı taşıdı. Siyah bir yelek giyen hakem, Chu Feng'e temkinli bir şekilde yaklaşarak elini tutmaya ve zaferini ilan etmeye çalıştı, ancak Chu Feng ringden atladı, kendisine verilen siyah pelerini giydi ve doğruca tribünlere yürüdü.

Kıpırdamadan duran Luo ZhouZhou'ya elini uzattı ve "Gidelim" dedi.

Henüz şaşkınlığını üzerinden atamamış olan Luo ZhouZhou, Chu Feng'in komutunu duyunca sezgisel olarak elini avucunun içine koydu. Kavrayış onu hafifçe çekti ve yarım adım öne doğru tökezledi ama beli tam zamanında tutuldu.

Chu Feng bir uyarı sözcüğü bile söyleyemeden Luo ZhouZhou'nun vücudunun titrediğini hissetti. İlk başta irkildi ama Luo ZhouZhou'nun yüzündeki korkuyu görünce maskenin altındaki gözleri daha da soğudu. Elini geri çekti, gözlerini indirdi ve dudaklarını büzdü. Hiçbir şey söylemedi, sadece başını çevirdi ve çıkış geçidine doğru yürüdü.

Luo ZhouZhou olduğu yerde dondu kaldı, sadece Chu Feng birkaç adım ötede olduğunda tepki verdi ve ona yetişmek için acele etti.

Chu Feng boş geçitte deri çizmeleriyle yere vurarak ilerledi. Çemberdeki toprak kayması ve tsunami benzeri gürültünün sesi, başka bir dünyanın sesi gibi demir bir kapı tarafından kapatılmıştı.

Luo ZhouZhou onun arkasında koşuyordu, adımlarının gittikçe hızlandığını görünce nefes nefese kalmaktan kendini alamadı, "Chu Feng... beni bekle."

Bunun farkında olmayan Chu Feng hiç yavaşlamadı, bu yüzden ona yetişmek için hızını arttırmak ve daha hızlı koşmak zorunda kaldı.

Dinlenme odasına döndüğünde, Chu Feng uzanıp Luo ZhouZhou'nun yüzündeki maskeyi çıkardı ve köşedeki çöp kutusuna attı. Bunu o kadar hızlı yaptı ki çöp kutusu birkaç kez sallandı ve neredeyse devriliyordu.

Luo ZhouZhou içeri baktı ve onun asık suratını gördü, bu yüzden bir şey söylemeye cesaret edemedi ve iki eliyle pantolonunun dikişini tutarak odanın ortasında dimdik durdu.

Chu Feng kanepeye oturdu, maskesini duvara astı ve sessizce ayakkabılarını çıkardı. İki ağır deri botun yere vururken çıkardığı boğuk ses Luo ZhouZhou'nun iki kez titremesine neden oldu.

Ayakkabılarını çıkardıktan sonra Chu Feng çıplak ayakla banyoya girdi ve ona bakmadan kapıyı kapattı.

Bir an sonra duş başlığından akan suyun sesi duyuldu.

Luo ZhouZhou yavaşça çöp kutusuna doğru yürüdü ve maskeyi aldı. Çöp kutusu temizdi ama yine de maskeye üfledi, katladı ve pantolonunun cebine koydu. Ellerini dizlerinin üzerine koyarak kanepeye oturdu ve Chu Feng'i beklemeye başladı.

Bir süre sonra banyoda akan su kesildi ve Chu Feng elinde bir havluyla saçlarını silerek dışarı çıktı. Çıplak vücudunun üst kısmı su damlacıklarıyla kaplıydı ve kas yapısının sert, zarif hatlarından aşağıya doğru kayıyordu.

Sadece vücudu korkutucu bir şekilde hem uzun hem de kısa eski yara izleriyle kaplıydı.

Duş jeli kokusu odanın içinde dolaşıyordu. Chu Feng boş çöp kutusuna baktı ve hiçbir şey söylemedi, sadece dolabı açıp bir gömlek çıkardı.