The General's Vampire Omega [Türkçe BL MTL] ✔

Bölüm 58: Git!

"Onun yerine gidip sana bir kaplumbağa yuvası alacağım! İstediğin yuvayı alabilirsin ama ben sana en iyisini ve en pahalısını alacağım!" Chen SiHan parmağıyla Luo'yu işaret etti.

ZhouZhou yüzünde acı dolu bir ifadeyle, "Söyle bana, ne tür bir yuva istiyorsun?"

"Sadece... sadece sıradan bir akvaryum iyi olur."

Luo ZhouZhou, akşam yemeği için uyandırılması dışında günün geri kalanını yatarak geçirdi. Chu Feng'in tişörtünü kucağında tutup zaman zaman koklarken Chen SiHan'ın terminaline yaptığı sürekli aramaları dinledi.

"Zhou Zhou, içeri gelebilir miyim?" Chen SiHan bir telefon görüşmesini bitirdi ve yatak odasının kapısını çaldı.

Luo ZhouZhou üzgün bir ifadeyle kapıya baktı ve "Lütfen içeri gelin" diye cevap verdi.

Chen SiHan kapıyı iterek açtı ve "Zhou Zhou, hasta mısın?" diye sordu.

Luo ZhouZhou bir an için fiziksel durumunu düşündü ve "Sanmıyorum," diye cevap verdi, "Hiçbir yerim ağrımıyor."

"O zaman neden bütün gün hareketsiz yattın?" Chen SiHan merak etti.

Luo ZhouZhou "Belki de çok tembel olduğum içindir," dedi.

Chen SiHan birkaç saniye onun samimi bakışlarıyla karşılaştıktan sonra, "Tamam, çok tembelim," diyerek kabul etti. O anda terminal tekrar çaldı.

*... Kaç kişisiniz? Hayır, şüphelinin bu şekilde kaçmasına izin mi vereceksiniz? Hayır, hayır, hayır!..." Chen SiHan ağır bir yüz ve ciddi bir ifadeyle görevleri belirledi ve bir yandan telefonla konuşurken bir yandan da oturma odasına döndü.

Luo ZhouZhou, Chen SiHan'ın zor bir resmi vakayla karşılaşmış gibi göründüğünü duyunca dayanamayıp kalktı ve odadan çıktı. Oturma odasının yarısını dolduran irili ufaklı dört ekran havada asılı duruyordu ve Chen SiHan odanın içinde bir ileri bir geri volta atıyor, arada bir durup elini uzatıp ekranlara fiske vuruyordu.

"Davayla ilgili bir sorun mu var?" Luo ZhouZhou yatak odasının kapısında durdu ve sordu.

"Sonunda bitti mi?" Chen SiHan bir soruyla cevap verdi ve ardından, "Evet, şüphelinin uzun yıllardır kaçak olduğu bir dolandırıcılık davası var ve son iki gün içinde bulundu, bu yüzden bu gece harekete geçmemiz gerekiyor" dedi.

Luo ZhouZhou onun endişeli olduğunu gördü ve "Bana göz kulak olduğun için işe gidemiyor musun?" demekten kendini alamadı.

Chen SiHan ona baktı ve şöyle dedi: "Seni korumak zorundayım, bu yüzden gidemem. Ama sen o şüpheliden çok daha değerlisin ve ihmalkâr davranıp sana bir şey olmasına izin vermektense on şüphelinin gitmesine izin vermeyi tercih ederim."

"Yoksa Chu Feng beni öldürür." Boynuna bir kesik attı ve bir tık sesi çıkardı. Tekrar pencereyi işaret ederek, "Ve karakoldan insanlar da orada nöbet tutuyor, gördün mü?" dedi.

Luo ZhouZhou pencereye gitti ve gerçekten de mahallede birkaç gölge olduğunu gördü.

"Chu Feng'in başı ne kadar belaya girdi de beni böyle korumanı istiyor?" Luo ZhouZhou büyük bir endişeyle sordu.

Chen SiHan cevap vermeden önce birkaç saniye sessiz kaldı: "Fazla değil. Bu gece dolandırıcının yerini keşfeden oydu ve yakalanmadan önce intikam almak için gelmesinden korkuyordu."

"Anlıyorum." Luo ZhouZhou daha da rahatlamıştı.

Chen SiHan başını salladı ve "Evet, durum bu" dedi.

Operasyon pek iyi gitmiyor gibiydi ve günün geri kalanında Chen SiHan'ın terminal aramaları hiç kesilmedi.

Luo ZhouZhou sessizce kanepede oturuyor ve onun gömleğinin üst düğmesini açmasını izliyor, endişeli bir şekilde volta atarak görev dağılımı yapıyordu.