LANET Mİ? MUCİZE Mİ?

18.

gözlerimi tekrar bir karanlığa kapattım en son Ateş in bana seslendiği duymuştum.

- kızım kalk neyin uykusu bu

- Gül aaa kızım hadi

- kızım kalk baban kızamazsın zaten heyheyleri tepesinde

Gözlerimi yavaş yavaş kırpıştırarak açtım yatağımda uzanıyorum dum
Hatta üstümde yorganım vardı yerimden kalkarak oturur pozisyona geldim annem bir yandan odamdaki elbiseleri katlıyor bir yandan bana söyleniyor du

- anlamıyorum ki kızım bu saate neyin uykusu boğazına kadar çekmişsin yorganı hocaya gitmemiz gerek çözülsün şu iş bak aşık cinse muska verir hoca o cinde senden uzak durur Ayşe kızın da başına gelmişti hemi yavrum sakın korkma sen korktukça gelirler hayırlısıyla bu gün bu iş biter dün ne oldu öyle tövbe yarabbim

Ben nasıl yatağıma gelmiştim en son aynanın karşısında bayılmışım yo hayır aynanın karşısında garip bir varlık görmüştüm limya adı limya ydı bayılmıştım sonra bir mağarada uyandım Ateş zincirlerle bağlıydı limya beni boğmaya çalıştı sonra limya Ateş i çözdü Ateş limya ya saldırdı ben onlara yaklaşmak isteyince sanki görünmez bir dalga ile yere savruldum hemde Ateş elini kaldırır kaldırmaz

Elim boğazıma gitti gerçekten çok ağrıyor du sırtım da feci ağrıyor du yaşadığım şeyler rüya olamazdı yoksa nasıl böyle acısın ki annem hiç bana bakmadan sepeti köşeye koydu

- farklı bir hocaya gidicez bugün

Annem gittikten sonra tekrar aynanın karşısına geçip boğazıma baktım cidden parmak izleri duruyor du mosmordu derince yutkundum dolaptan bir bluz birde bol kot bir pantolon çıkarıp giyindim üstüne de bir gömlek geçirdim şalımı sıkı sıkıya bağladım

Daha odamdan çıkar çıkmaz kapı çalındı

- Ben bakarım

Diyip kapıyı açtım karşımda Şeyma yı görmeyi beklemiyordum ben ona şaşkınca bir kaç saniye baka kalırken o Endişeyle bana sarıldı kollarını belime sardığı için tüm yaralarıma tuz basmış gibi oldu dişlerimi sıkarak bende ona sarıldım

- Gül iyi misin sen dün bayılmış sın?

- iyiyim iyiyim

Konuşarak ayrıldı benden annem içerden seslendi elimle bir dakika yapıp annemlerin yanına gittim babam düşünceli ve tuhaf duruyordu ilk kez böyle görünüyordu annemin konuşmasıyla dikkatimi ona verdim

- kimmiş kızım?

- Şeyma anne biz biraz bahçede konusucaz olur mu?

- tamam kuzum biseylerde hazırla götür ayıp olmasın

- tamam

Odadan çıkıp Şeyma nın yanına gittim
Kapının önünde öylece duruyor du

- Şeyma ben bir kahve yapıyım bahçede mi içelim yada gel benim odama öyle konuşuruz ayakta olmaz böyle

- yok aşkım gidicem ben

- işin mi var?

- yok

Gülerek konuştum

- kızım manyak mısın gel bir kahve hazırlayalım içelim Allah Allah

Oda gülerek konuştu

- biraz ısrar etsene ya

- Ay Şeyma

Şeymayla kıkır kıkır gülüştük

- Bi kahve yapıp çıkalım gel içeri

Onu dinlemeyip mutfağın yolunu tuttum oda söylenerek içeri girdi

- Ne kahveymiş arkadaş içelim de rahatla

İkimiz mutfağa girdik kahveleri hazırlamaya başladım Şeyma da arkamdan gelmişti

- Ay Gül ilk önce annenlere selam veriyim ayıp olmasın

- tamam ha bide sorsana onlarda içer mi ?

- oldu paşam

Diyip çıktı bu kız beni mutlu ediyordu hep iyiki tanımışım diyordum

Kahvelere başlamadan tepsiyi hazırladım ve bir kaç atıştırmalık koydum yanına çok geçmeden Şeyma geldi

- içmiyorlar siz keyfinize bakın dediler

İçimden geçirdim ne keyif ama kısa bir sürede olsa unutabilirdim

Şeyma konuşarak kafamı ütülemekle meşgul ken bende kahveyi yapıyordum beş dakikaya hazır oldu zaten kahveleri tam doldururken

- biliyor musun Anıl köyün bigboyu oldu bütün kızların dilinde

Bunu demesiyle elimdeki cevzeden bir miktar kahve döküldü Şeyma da gördü yanıma yaklaşıp

- noldu Anıl diyince heyecanlandım

İşin makara kısmında hanımefendi

- Ne alaka ya bana ne bigboy filan ne biçim konuşuyor sun annemler duyar sus

- Yani diyorsun ki disarda konuşalım eh tamam okeyim ben

Benden uzaklaşıp konuştu
arkasından terlik attım gülerek mutfaktan kaçtı arkasından bende Tepsiyi alıp bahçeye çıktım hava güzeldi

Küçük evimizin bahçesi vardı tahtadan yaptığımız birde çardak gibi bir yer çok seviyordum lisedeyken Şeyma çok fazla bize gelir bazı geceler bizde kalırdı geç saate kadar burda otururduk huzurlu günlerdi ama en kısa sürede bitecekti bunlar kurtulacaktım

Kahveleri önümüze koydum

- eee Gül sen dün niye bayıldın ki?

- şey aslında

Olanları ona anlatmak istiyordum ve öylede yapacaktım

- Ne şey geveleme

Rahatça kahvesinden bir yudumunu aldı gözlerimi sıkıca kapatıp bir çırpıda söyledim

- Bana aşık bir cin musallat

Kahveyi yere doğru püskürdü

- Neee

- Duydun işte

- oha Gül dalga mı geçiyorsun bak ben inanırım zaten köyde çok var

- yo niye geçeyim kızım

Şaşkınca eliyle ağzını kapattı

- Emin misin peki cin mi hani şu farklı boyutlarda olan bize bir dokunsa kemiklerimin tuzla buz eden cinler Ateş ten yaratılmış cinler yani

Gözlerimi devirip kahvemden bir yudum aldım

- yok Şeyma uzaylı cinler

Heyecanla ayağa kalkıp konuştu onunda Benin gibi bir zamanlar cinlere merakı vardı kimin yoktu ki aslında

- Sen ciddi sin değil mi nasıl oldu peki?

Derin bir nefes alıp şalımı biraz açtım boyunmudaki parmak izlerini gösterdim

Şaşkınca yerine oturup boynuma baktı

- oha Gül izleri bak

- Ne izi

Şeyma ve ben şaşkınca arkamızdaki sese döndük bu Anıl beydi namı değer imamın oğlu! kaşlarını çatmış bize bakıyor du...