34.

2.3K 138 141
                                    

Etrafa tekrar loş bir ışık  hakim oldu zifiri karanlığı dolduran küçük bir kaç ışık son görüşüm olabilirdi bu ışıkları hatta sanırım son görüşüm.

Ellerime ve yanık ayaklarıma kına yapılmıştı kaynanam tarafından

Yaklaşık bir saat etrafımda olan insan görünümlü cinler evimin içinden sanki mutlulukla evlenmiş bir çiftin sıradan kınasını oynuyorlar başım hafif bükük onları izliyordum ayaklarım yanmıştı derim soyulmuştu nasıl hâla ölmedim aklım almıyor daha önceden sıradan bir hayatım var sanıyordum ne kadar da yanılmışım Ateş bir anda kullağıma yaklaşıp konuştu

- Hadi gel şimdi gelinliğini giy

Kullağıma fısıldayan adama baktım belki daha farklı tanışsak ona aşık olurdum yada başka bir evrende farklı ruh halleri var ona boş gözlerle bakarken o benim düşüncemi okumuş olacak ki

- farklı bir evren yok Gül ben böyleyim kabul et ayak uydurmak zorundasın

- değilim beni bırakırsan hiç birseye zorunda değilim

Bıkınca nefes alıp verdi elimden tutup kaldırdı ama ayağa kalkacak gücüm yoktu ayaklarım da yanmıştı kalktığım gibi yere düştüm ağzımdan büyük bir çığlık kaçtı Ateş benim yere düştüğümü görünce beni kucağına aldı herkes bize bakıyordu

- özür dilerim

Kafamı onun göğsüne yasladım

- özrün bir işe yaramıyor

- iyi

Göz devirdim ona karşı küçücük bir sevgi hissim yoktu sadece yakışıklı buluyordum gözleri etkiliyordu o kadar
Ateş beni kucağına almış etrafımızdaki gözler eşliğinde kendi yatak odama götürmüştü yine yatağımın üstüne bırakıp üstümdeki bindallıyi çıkarmaya başladı asla engel olmadım yada çabalamadım ne olacaksa olsun rüyalarımda sürekli üstümde olan gelinlikti bu Ateş bir çırpıda giydirdi bana kanlı bir gelinliği

- bunda neden kanlar var?

Ateş omuz silkti laf etmedim elbisemi giydirmişti iri elleriyle göz yaşlarım yüzümden yanağıma yapışan saçlarımı çekti gözleri tüm yüzümü taradı cesaret edip bakamadım ona

- canın yanıyor mu?

Kafa salamakla yetindim

- neden yaptınız bunu?

- neyi?

Göz devirip ona baktım

- neden ayaklarımı yaktınız?

- Gül bu sadece bir gelenek olması gerekti

- nede nerden geliyor bu gelenek?

Dudaklarıma doğru fısıldadı

- senin gibi yaramaz kızlar için bu eğer beni sevseydin yaptıramazdım eski bir gelenek yıllar önce bir gelin kınadan kaçmaya yeltendigi için  ayaklarını yakarlar ve bu heryere yayılır yani bizim alemimizde

Burnumu çekip onu omzundan hafif itmeye çalıştım

- çok saçma hersey çok saçma

- biliyorum

Sesi çok arzu doluydu eliyle çenemin ucundan kavrayıp yavaş yavaş dudaklarıma doğru yaklaşıyordu nefesimi tuttum

- Semûm hadi oğlum

Kapının pat diye açılmasıyla Ateş sinirle çenemin ucunu sıkıp bırakmıştı tuttuğum nefesi rahat bir şekilde verdim

- oğlum hadi

Cüce kadın kapıyı açmakla kalmamış odanın içine girmiş ti

- Ne var anne?

Cüce kadın yani sevgili kaynanam

- geline kına yaktık sıra sende o gelinligiyle işini haledene kadar gelde yakalım seninkinide

Ateş bıkınca bir nefes verip kafa salladı

- iyi

Sevgili kaynanam ve ateş çıktı odadan ne yapacaktım ki ben süslenmemi beklemiyorlardır inşallah
değil süslenmek nefes almaya bile mecalim yoktu benim ayağım zaten berbat haldeydi tekrar kapının pat diye açılmasıyla gözlerim sakince bana yaklaşan limya ya kaydı

- gelebilir miyim?

Gülümseyip konuştum

- geldin ya

Oda bana gülümsedi bir tek o insan haliyle değildi sanırım hâla ayakları ters yüzü ilk gördüğüm gibiydi korkmuyordum ama sessizce bana yaklaşıp az önce Ateşin oturduğu yere oturdu

- keşke senin yerinde olsam

Ifadessizce ona bakıyordum

- Ben sevmiyorum Ateşi yani Semûm'u

- biliyorum ama o seni o kadar çok seviyor ki ona isim takman bile onun hoşuna gidiyor ben taksam kıyameti koparır

- adını söylemedi ki hiç bana ondan taktım

Küçük bir kahkaha attı

- Sen hiç sormadın ki

Bende gülüşüne karşılık verdim ama onun gülen yüzü soldu birden

- burda olduğumu bilse beni öldürür

- saklanırsın

- çok zekisin ama bulur o beni

- ee yani napicaz

Omuz silkti birsey demedi aramızda kısa bir sessizlik oluştu

- Sen iyi birisin limya

Yere bakan göz akını bana doğru çevirdi

- nerden biliyorsun

- bana zarar vermiyorsun

- İlk günü unuttu  her halde mağarada olanları

Söylediği anı hatırladım haklıydı

- ama şuan istesen öldürürsün

- evet ölmek mi istiyorsun?

- Bilmiyorum

Bir süre hic birşey söylemedi ama ayağa kalkıp karşımda dikildi

- Peki

- Ne?

Daha ne olduğunu anlamadan uzun tırnaklı elleriyle boğazıma sarılıp son gücüyle sıkmaya başladı kemikli bileklerini tutmaya çalıştım hiç bir işe yaramıyor du sonum gelmişti belkide...

LANET Mİ? MUCİZE Mİ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin