2. BÖLÜM - DÖNGÜ

347 36 49
                                    

Oy vermeyi unutmayın!
İyi okumalar diliyor ve sizleri çok seviyorum🤍

Instagram: gokyuzunun_icinde

Kulaklarım çınlıyordu. Vücudum dehşet bir acı içerisindeydi. Başım dönüyor, etrafı net göremiyordum. Vücuduma batan kırık cam parçaları acıma eklenerek dayanılmaz bir hal alıyordu. Başımı kaldırmaya yeltendiğimde boynumda oluşan sızlama da cabasıydı. Bütün kemiklerim kırık gibi hissediyordum. Ölmüş müydüm? Hayır, bu defa değil.

Ağırlaşmış göz kapaklarıma rağmen gözlerimi tamamen açtım. İnleyerek doğruldum. Aman tanrım. Başım... Dehşet verici bir ağrıydı bu. Ayağa kalkarken yerden destek aldım fakat kırık cam parçaları avucuma batınca sendeledim. Görüşüm netleşmeye başlayınca şok içinde olduğum yerde kalakaldım.

Evimdeydim.

Yeryüzü'nde.

Etrafımda döndüm. Kırık cam parçaları... Her yerdeydi. Arya...

Nefesimin kesildiğini hissettim. Arya yüzüstü bir şekilde yerde yatıyordu. Yakınımdaki bir sandalyeden destek aldım. Kırık cam parçaları artık yerlerinde olmayan pencerelere aitti. Denize açılan balkonumuzun kapısı sonuna kadar açılmış, şiddetli bir rüzgârı evimize davet ediyordu. Duvardaki çerçeveler düşmek üzereydi. Hepsinin kırıldığını görebiliyordum. Yıllardır topladığımız anıları emanet ettiğimiz fotoğraf çerçeveleri, kalbimizdeki kırıklar gibi lanetle işaretlenmişti.

Titremeye başladım. Hıçkırıklar gecikmemişti. Burada olduğuma inanamıyordum. Topallayarak özlem içerisinde evin gezinmeye başladım.

En yakınımdaki mutfağa yöneldim önce. Birlikte yemekler hazırladığımız mutfağa. Her bir köşesinde yemek yapmayı öğrenirken izini bıraktığımız anılarımız... Buzdolabımıza gittiğimiz her bir şehirden veya ülkeden satın alıp astığımız fakat şu an da yeri yalayan magnetlerimiz... Londra, Seul, Roma, Paris, Madrid, Delhi, Bangkok, Tokyo... Birlikte kurduğumuz en büyük hayal Dünya'yı gezmekti. Yıl boyunca dişimizi sıka sıka çalışıp ilk tatilde delicesine gezmeye giderdik. Yeni tatlar dener, yarın yokmuşçasına dans eder ve gördüğümüz her sahilde Aylanmak için piknik yapardık. Şimdi düşününce, o aralar bize büyük gelen dertler bir hiç kalıyordu.

Eğilip magnetleri elime aldım. İkimizin de birbirinden çirkin çıkan vesikalık fotoğraflarımız da yerini almıştı. Döktüğüm gözyaşlarımı, elimin tersiyle silerken bir başka detayı fark ettim.

O gün seçtiğimiz kupa bardaları.

Soyluların bizi almaya geldikleri gün seçtiğimiz bardaklar. Buradaydı. Henüz satın almamıştık bile. Darmadağın olmuş bu evde hiç zarar gelmeden mutfak masasının üstünde öylece duruyorlardı. Bu ortama yakışmıyorlardı. Bu duruma yakışmıyorlardı. Dalga geçercesine öylece duruyorlardı. Uzanıp elime aldım. Kırmızı bir ruj süren çizgi film karakteriyle deniz kenarında oturup yakamozu seyreden iki kızın resmedildiği kupalara baktım dalgınca. Nereden nereye gelmiştik. O zamanlar birbirimizin her şeyiyken az sonra büyük bir yüzleşme yaşayacaktık. Derin bir iç çektim ve bir sonraki odaya ilerledim.

Yatak odalarımız... Hıçkırıklarla ve kabuslarla kendimi hapsettiğim odam. Her ağladığımda Arya'nın kapının pervazında beklediği ve kokusunun bütün eve yayıldığı bir bardak teselli sıcak çikolatası... Bir an için kokuyu tekrar alır gibi oldum. İçim titredi.

Kitaplarım, kokulu mumlarım, ajandam, rengarenk kalemlerim... Her şey yerdeydi. Uzanıp açık halde yerde duran ajandamı elime aldım. Son gün yazdıklarımı okuyunca ağlamam şiddetlendi.

-Önümüzdeki hafta yapılacak olan sınav için tekrar not çıkar. (Tamam)

-Market alışverişine çık. (Tamam)

Gökyüzü'nün İçinde - 2Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora