16. BÖLÜM - KARANLIK VE KARINCA

210 24 109
                                    

☀️Herkese merhaba!☀️

İyi okumalar diliyor ve hızlıca sizleri kelimelerle baş başa bırakıyorum💕

🌙Hikayeme ve bana destek olmak için lütfen oy vermeyi unutmayın✨

Sizleri çok sevdiğimi bilmenizi istiyorum💍

Instagram: gokyuzunun_icinde

Yine aynı his, diye düşündüm

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Yine aynı his, diye düşündüm. Yine darmadağın bir zihinle, güçten düşmüş bir halde ve aynı çaresizlikle.

Korkuyorum.

Ayakta durabilmek için iki ayaktan daha fazlasına ihtiyacım olduğunu anladığım bu günlerde çaresizlik inatla beni yaka paça aşağı çekiyordu. Diana olmam bir şey ifade etmiyordu. Ay Prensesi olmam yeterli değildi. Tanrıça olmak ise beklediğimden daha fazlasıydı. Ayağa kalkmamı sağladığı yetmiyor, uçuruyordu. Uçmam çaresizliğin köşe bucak kaçıp saklanmasına sebep oluyordu ama kanatlarımı kesmek isteyen sorumluluklar her şeyi gölgede bırakıyordu. Herkese yetebiliyordum. Yalnızca kendime faydam yok gibiydi.

Başım fena halde dönüyordu. Gözlerim kapalıydı hala ama dünyamın başıma yıkılacağını düşündüğüm bir şekilde dönüyordum. Kulaklarımda sağır edici bir çınlama ve bedenimde tarifi olmayan bir acı vardı. Neler olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Bu hale nasıl geldim veya gözlerimi açtığım zaman gördüğüm bu beyaz boşlukta ne işim vardı, bilmiyordum.

Bulanık görüşümü netleştirebilmek adına gözlerimi kıstım. Hala başım dönüyordu ve bu midemin altüst olmasına sebep oluyordu. Gözlerimi açtığım gibi geri kapattım ve verdiğim komutu gerçekleştirebildiğimi umarak kolumu mideme bastırdım. Kulaklarımdaki çınlama, etkisini artırınca acıyla inledim. Yattığım sert zeminde kıvranırken alnımda bir soğukluk hissettim. Darmadağın olmuş zihnim bu dokunuşla rahatladı ve rahatlayarak gözlerimi geri açtım.

Görmeyi beklediğim şey Elçi'nin pişkin pişkin gülen suratı değildi. Kesinlikle değildi.

Anlık tepki olarak hemen doğruldum ve geriye kaçtım. Ancak arkamdaki sert bir şey beni durdurdu. Sırtıma değen şeyin ne olduğunu görebilmek için arkamı döndüğümde ise duvarı andıran bir beyazlık vardı. O esnada etrafa bakma gereği duydum. Sonsuz beyazlığın içerisinde gibiydik. Her yer bembeyazdı ve hiçbir şey yoktu.

Üzerimdeki kıyafetler değişmişti ve tam olarak ne giydiğimi incelerken odağımı odadan çekmiştim. Fildişi rengi peştamal bir bornoz vardı üzerimde ve bedenimin rahatlığına bakılırsa da başka bir şey yoktu.

Yüzümü buruşturup ona baktım. "Burada ne işim var?" Burayı hatırlıyordum ve kesinlikle hoşuma giden bir yer değildi. Kutsal Gökyüzü'nün Ruhu'nun bana göründüğü ve pişkin suratıyla sırıtan bu adamın tehditlerinin başladığı yerdi.

Gökyüzü'nün İçinde - 2Where stories live. Discover now