#0066CC

1K 160 81
                                    

Sabah. Saat 09.12

Dükkana gitmedim.

Todd bakar.

Parktayım.

Yerde yatıyorum.

Sabah sabah iki üç evsiz serseri biraz dürtükledi.

Burnumu falan kırmadılar ama karnım ağrıyor.

Dün gece Namjoon'un yanına gittikten ve sonra eve dönüp ilaç aldıktan sonra geldim buraya.

O zamandan beri buradayım, açıkçası daha önce hiç bir bankta uyumamıştım.

Pek rahat değil.

Ama oturup düşünmek için iyi bir mekan.

Kendi kendinize düşünmek için yalnız kalacağınız bir yere ihtiyacınız varsa size kesinlikle bir bankta oturmanızı öneririm. Birkaç saat sonra ve hatta ertesi gün daha arınmış biri olarak hayatınıza devam edersiniz, düşünceleriniz ve aklınızdan geçirdiğiniz dertler bankta kalır, siz de geri dönmemek üzere gidersiniz.

Tabii, ertesi gün sabahın beşinde birileri gelip burası bizim yerimiz diyerek sizi hırpalamazsa.

Ama siz ben değilsiniz, kendinizi korursunuz.

O evsizler de asla öldürmezler sizi zaten. Fazla korkacak bir şey yok.

Nefesim düzene girince ayağa kalkıyorum.

İnsanlar sabah yürüyüşüne çıkmış.

İleride birileri meditasyon yapıyor.

Gerçekten huzuru buluyor mudur?

Merak ediyorum, bir gün ben de yapacağım.

Böyle parmaklarımı birleştirip ellerimi iki yana açacağım, bağdaş kurup oturacağım.

Gözlerimi de kapatacağım ve saatlerce öyle durup iblis adını verdiğim bilinçaltımla başbaşa kalıp insan gibi konuşacağım.

Düşünsenize, belki Buddha'nın keşişleri gibi olurum.

Kendi kendime gülüyorum düşündüklerime.

Sonra ben de katılıyorum yapay göletin etrafında yürüyüş yapanlara.

En fazla kaç tur atabilirim?

Saat 10.12

Biri bisikletiyle yanıma yaklaşıyor. Dudaklarını okuyorum.

"Phoenix mi çok küçük yoksa tesadüfen mi karşılaşıyoruz habire?"

Bence hayır, Namjoon. Özellikle beni buluyorsun.

Gülüyor tabii ki.

"Pastanede kahvaltı yaptığımızda tesadüftü ama."

Çok da şikayetçi değildim bundan.

"Rahatsız oluyorsan, söylemende sakınca yok. Gidebilirim."

Hey, hayır. Rahatsız olmuyorum.

"Dün akşam o kitaptan o kadar etkilenmene çok şaşırdım."

Çok şaşırtıcı olmamalı aslında. Kolay etkilenebilirdim, duygusalımdır.

"Ama ilginçti, yani, etkilenen insan vardır, etkilenen insan vardır. Kimse kitapçıya gelip sen bana ne sattın böyle demez ama sen dün tam da böyleydin."

Sinir bozucu muydu?

"Hayır, hayır! Aksine. O kitabın bir anlamı olduğunu hissettim. Hatta hikayenin, tam olarak o işin içinde hissettim. Gördüğü her şeyden beslenen bir ruhun olmalı."

Blue ¨ namgi (düzenleniyor)Where stories live. Discover now