I SEE RED - TAEGİ / JİKOOK / NAMJİN

Çok Zarif Ve Asildi

Yoongi kendi sürüsüne geldiğinde yine odasına kendini kapatmıştı ama ağlamıyordu artık. Sadece düşünüyordu.

Yaşananların sebebini, neden canının yandığını, kurunun bağırışının sebebini.

Düşündü ama neden artık hissizleşmişti. Çalınan kapı ile dikkati dağıldı.

"gel haechan"

Gülümseyen omega oğlan içeri girdi.

"nasıl olduğuna bakmak istedim"

Yoongi eliyle koltuğu gösterdi. Geçip deri koltuğa oturdu.

"hiç.. Bilmiyorum."

"canın çok mu yanıyor yoon?"

"hissizleştim sanırım. Hiçbir şey yok artık içimde"

Kafasıyla onayladı haechan.

"diyorum ki... Biraz buradan uzaklaşan mı? Ne bileyim kafanı dinlesen. Tatil gibi düşün?"

"sürü ne olacak? Zaten eski alfalar ağzına sıçmış?"

"ben hallederim. Yoongi ölü adamı görüyorsun sence psikolojin iyi mi?"

"değil ama bir şey de yapamayız değil mi? Konu kapandı. Taehyung Neden buraya geldi?"

"ne? Ne Taehyungu gelmedi?"

"haechan ben salak değilim kokusunu alabiliyorum"

"doğru... Konu Taehyung olunca maşallah başka gezegende olsa biliyosun"

Haechanın göz devirip fısıldadığı şeyleri tam duyamamıştı.

"ne? Boşver neden değil dedim?"

"hiç. Konuşmak için. Yani senle ilgili bir şey yok"

Kafasıyla onayladı.

Taehyung ise bu olanlardan sonra pişman olmakla meşguldü. Kafası karışıktı. İyi mi yapmıştı? Kötü mü? Ne yapmalıydı şuan? Kaderine razı mı gelmeliydi?

Yapabileceği pek bir şey yok gibiydi. Çünkü şuan kadın üzerindeki takım elbiseyi vücuduna göre iğneliyordu.

Taehyung kollarını iki yana açmış kadının işinin bitmesini bekliyordu. İç çektikten sonra kadın çekilince platformdan indi ve üzerindekini çıkardı.

Kendi kıyafetlerini giyip odasına geçti. Odasından jimin ve jungkookun seslerini duyabiliyordu.

Jimin hala trip atıyordu ama saçmaydı çok uzatmıştı. Jungkookta onu ikna etmeye çalışıyordu ama jimin en yüksek tepkileri veriyordu her şeye.

Ama bir anda koridorda hareketlenme olunca Taehyung kalkıp odadan çıktı. Jimin ve jungkookta aynanda çıkmıştı. Jungkook Bi görevliyi kolundan tutup ne olduğunu sordu.

Taehyung aradan sıyrılıp yanlarına gitti.

"ne olmuş Jungkook?"

"yeniay Sürüsü bu taraflarda görülmüş yani başları"

"eee yani?"

-------

Oturduğu yeşil taşlarla döşeli, sarı renklerle süslenmiş tahtından kalktı.

"demek fark etmişler..."

Büyük bir kahkaha bıraktı ortama.

"mine çiçeklerini olabildiğince toplayıp buraya getirdiniz değil mi? Sıkıntı çıkmayacak?"

"elimizden geleni yaptık efendim."

Yandan bir gülümseme sunup tahtına geri oturdu Seokjin.

"güzel... Bana markı çağırır mısın?"