Üçüde O Günü Hiç Bir Zaman Unutmamıştı

1K 94 88
                                    

"Hey uyan artık çok sıkıldım?"

Jimin dürtülmesi ile gözlerini yavaşça, kırpıştırarak araladı.

"Ne oluyor be-hasi- bune be"

Karşısında tüm asaleti işe duran oğlana baktı. Sevinçle gülümsedi karşısında ki oğlan.

"sonunda uyandın! Nasılsın?"

Yattığı yatakta oturur hale geldi jimin.

"iyiyim de sen kimsin?"

"ben Seokjin hatırlıyor olmalısın?"

Jimin kaşlarını çatıp düşündü.

Seokjin onu ormanda görmüştü. Gözlerine baktığını hatırlıyordu. Sonra ona bir şeyler söylemişti ve jimin hepsini kabul etmişti.

İşte o gün seokjinin geldiğini fark etmişlerdi ve mine çiçeği aramaya başlamışlardı.

Seokjin o gün jimine Jungkooktan uzak durmasını söylemişti.

"beni neden kaçırdın? Neden etkin altına aldın."

Seokjin rahatlatıcı bir gülümseme sundu.

"amacım kimseye zarar vermek değil. Merak etme seni bir daha etkim altına almayacağım. Gerek duymayacağım."

Jimin bir derin bir nefes aldı.

"uzatmadan konuşsak mı?"

Seokjin aceleci oluşuna güldü.

"ilk önce yemeğinizi yiyin. Yemekte konuşuruz."

Jimin, seokjinin peşinden çıktı. Seokjin hepsinden küçüktü. Aralarında en küçük oydu. Fakat şuan o yönetiyordu bu oyunu ve inanıyordu ki kazanacaktı.

Seokjin büyük bir masanın olduğu odaya girdi. Bir yere oturup jimine işaret verdi.

"misafir gibi davranma. Rahat ol canım"

Jimin göz devirdi. Cidden samimi miydi yoksa lafın gelişi felan mı söylüyordu.

Jimin dayanamayıp yerken sordu.

"anlatacak mısın?"

Seokjin kollarını masaya koyup iki elini önünde birleştirdi.

"bana katılacağını düşünüyorum. Amacım Taehyung ve namjoonu ayırmak"

Jimin kaşlarını çattı.

"neden? Ne istiyorsun onlardan?"

"onlardan değil. Ondan olacak. Benim derdim namjoonla. Taehyunga zarar vermeyeceğimden emin olabilirsin. Hem Taehyung bağlanmadığı biriyle olmayacak hemde ben istediğime ulaşacağım."

Jimine mantıklı geliyordu aslında. Ama Seokjine güvenebilir miydi?

"peki madem sana katılacağım ve iş birliği yapacağım. Beni niye kaçırdın?!"

Sonlara doğru jimin sinirlenmişti. Duygu değişimi normaldi. Seokjin güldü.

"dur sinirlenme hemen. Senin kim olduğunu biliyorum jimin"

"haha ne saçmalıyorsun sen?"

"daha fazla benden saklayamazsın. Park Jimin"

Jimin yutkundu. Park mı demişti o. Belkide sadece ağzından laf almak için yapıyordu.

"Ne? Komik şaka Seokjin. Ben mi parkım? Parklar yüzyıllar önce kayboldu"

"Hadi ama jimin... Annen ve baban bilerek seni jeon kabilesine bıraktı. Görevini yerine getirmelisin değil mi? Atalarının yarım bıraktığını yapmalısın."

I SEE RED - TAEGİ / JİKOOK / NAMJİN Where stories live. Discover now