Jungkook. İsmim Jeon Jungkook.

282 27 12
                                    

Güney'de ki W grubu

Namjoon'dan devam:

Uzun yol ile nefes verdim. Burası öbür yerlere göre daha sıcaktı. Başımı geri çevirip kurtatdığımız insanlara baktım. Yaklaşık 7 kişiydiler. Önüme dönüp yola bakmaya devam ettim. Öbürlerini düşünürken sarsıntı ile kaşlarımı çattım.

"Kaptan yolumuzda bir kütük var."

"Ne?"

Jipten inip en öne geçtim. Çürük devrilmiş ağaca baktım.

"Jackson sen ve ben bunu halledicez hetkes yerlerine. Jackson arkadan baltaları getir."

"Emredersiniz!"

2 dakikanın ardından Jackson'ın baltaları getirmesi ile kütüğü parçalayıp ormanın içine atmıştık. Önümüzün açıldığına sevinmiştik ama bu sevinç uzun sürmemişti. Kaşlarımı çatıp ormanın içinden gelen birkaç çürüğe baktım. Jackson'a işaret verdim. Hızlıca elimizdeki baltalarla saldırmıştık. 3 dakika içinde hepsini indirdiğimizde bağırışı duymam ile Jackson'ı tuttuğum gibikendimle beraber yere yatırmıştım.

"Kaptan! Eğilin arkanızda!"

Batı'daki Z grubu:

Taehyung'dan devam:

Harabeye dönmüş şehre bakınıyorduk. Şehrin girişinde alev almış arabalar bizi karşılamıştı. Şehrin içine fazla giremediğimiz için birkaçımızı arabada Mark ile bırakmış geri kalanını yanıma almıştım. Temizliğe başlayacaktık. Sessizce şehrin içinde ilerliyorduk. Önümüze çıkan çürükleri ise öldürüyorduk. Adamlarımı dağıtıp araştırmaları için göndermiş. Kendimde etrafa göz atıyordum. Duyduğum hıçkırık sesi ile kaşlarımı çattım. Dikkatle dinlemeye başladım. Sağ taraftan geliyordu.

"Eunha benimle gel."

"Emredersiniz!"

Sağ tarafa doğru koşmuş etrafa bakınmıştım. Açıkta kimse yoktu.

"Seni duyuyorum neredesin?"

Sessizlik... Sorumun karşısında cevap olarak sessizlik alınca nefesimi dışarı üfledim. Ardından duyduğum hıçkırık sesi ile sırıttım. Eunha'ya peşimden gelmesi için emir verirken önümdeki enkaza yavaşça adımladım.

"Yardım için burdayız. Ben V."

"..."

"Y-yardım et lütfen."

"Neredesin?"

"E-enkazın altında küçük boşlukta."

"Tamamdır."

"Eunha benimle gel ilk üst kısımları kaldıracağız."

Emrimle enkazın üstüne çıkmıştık. Araştırmasını bitiren birkaç kişide gelmiş beraber büyük kütleli kayaları kaldırıyorduk. En sonunda onu gördüğümde gülümseyerek elimi uzattım. Çekingence elimi tutan benden bir iki yaş küçük görünen çocuğu hızlıca çekip çıkarttım.

"İyi misin?"

"Evet. Teşekkür ederim."

Çocuğa tutunması için elimi uzattım. Tuttuğunda yavaşça enkazdan inmeye başladık.

"D-dikkat et sağ tarafta!"

Kaşlarımı çatıp bize doğru gelen çürüğe baktım. Bacağıma bağlı kabzasından bıçağı çıkarttım ilk dizine vurdum düştüğünde ise bıçağı kafasına sapladım. Kolaydı. Bıçağı kabzasına geri koyup çocuğun elini tuttum. Titriyordu yürüyemeyeck gibiydi. Nefesimi verip durdum. Çocuğun önünde diz çöktüm.

"Sırtıma atla."

"A-ama "

"Tüm günümüz yok. Hadi."

"Peki."

Küçük olan büyük olanın sözlerini dinlemiş sırtına binmişti.

"Başka birileti var mı buralarda?"

"Bilmiyorum. Eczanede belki birkaç kişi olabilir. Oraya kaçıyorduk ve ben enkaza sıkışmıştım."

"Tamamdır. Eunha takımla beraber ilerileri kontrol edin. İşe yarar şeyleri toplayın."

"Emredersiniz."

Sırtımdaki çocuk ile jiplere dönüyordum.

"Ş-şey?"

"Evet?"

"Sizi tanıyor muyum?"

Taehyung kaşlarını çatmıştı.

"Bilmiyorum. Ama yakında öğrenirix."

İkilinin arasında başka konuşma geçmezken Taehyung çocuğu jipe bırakmıştı gidecekken duyduğu sesle duraksadı ardından yoluna devam etti.

"Jungkook. İsmim Jeon Jungkook."

ZOMBIE ~ 𝒕𝒂𝒆𝒌𝒐𝒐𝒌 ~ (Tamamlandı🍓)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon