🎼so inviting, i almost jump in🎼

2.1K 158 55
                                    

Ufak satır içi yorumlar yaparsanız çok mutlu olurum iyi okumalar ❤️✨

Gözler suda batan gemiler gibiÇok davetkar, neredeyse içine atlıyordum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Gözler suda batan gemiler gibi
Çok davetkar, neredeyse içine atlıyordum

Taylor Swift- Gold Rush

"Hyung şirketimin haberi var mı demiştin?"

"Evet Jimin." Elimdeki sosisliden bir ısırık alıp kolamı içerken aynı zamanda ona da kahvesini uzatmıştım. Onun stüdyosundan çıkalı yeni oluyordu, stüdyoda bana hazırlamış olduğu birkaç müziği dinletmiş ve şirketteki diğer işlerimizi halletmiştik. Bana elinde iki tane şarkı olduğunu ama o iki şarkıyı gideceğimiz yerden döndükten sonra vereceğini söylemişti.

Daha sonrasında kıyafetlerimizi değiştirmiştik benim haberim olmadan Jeongguk kıyafetlerimi ufak bir çantaya yerleştirip Taehyung'a getirmişti ve şirketten çıkarken tanınmamak için kıyafetlerimizi değiştirmiştik. Açıkçası Jeongguk pek kıyafet koymamıştı geneli iç çamaşırlardan oluşan bir pijama ile şimdi giyindiğim kıyafetler dışında hiç bir şeyin olmadığı bir çanta hazırlamıştı.

Taehyung ise Jeongguk'un tam tersi şekilde büyük bir çanta hazırlamıştı. Gideceğimiz yeri bilmiyordum, bana pek bir şey de demiyordu Yoongi hyung, oldukça inatçı davranıyordu şu an.

"Nereye gidiyoruz demiştin hyung?" yaramazca söylediğim şeyle beraber bana bakıp kahkaha atmıştı.

"Gideceğimiz yeri söylediğimi hatırlamıyorum ki bebeğim." Ve evet! Bana bebeğim diye sesleniyordu, beni öptüğü anda onun boynuna sokulup derin nefesler alırken bana bir bebek olduğumu söylediğinde galiba dünya benim için daha güzel bir yer olmuştu. Bana bebek olduğumu söylemişti ben ise ona 'bana bebeğim diye seslenebilirsin' demiştim. Ve o andan beri genel olarak bana öyle sesleniyordu. Hala içimde bazı sorulara yanıt bulamamıştım, bir anda yakınlaşmamız, ona bu kadar sıcak olmam ve bebeğim diye seslenmesi beni düşündürüyordu.

Aceleci tavırlardan hoşlanmıyordum ama onunla hızlı olmayı yanımdan aceleci bir tavırla geçsin istiyordum. Dokunuşunu hissetmek için ölen insanlardan oluyordum ve bu biraz tedirgin ediciydi.

Güneş batarken bilmediğim bir yere beni heyecanlandıran biriyle gidiyordum ve bu galiba gidebileceğim en güzel yerlerden biri oluyordu. Çünkü güneş onun saçlarında dans ederken ve bu siyah arabaya meydan okurcasına olan beyaz teniyle öylesine güzeldi ki... birini ölümden döndürecek kadar, kirli bir suyu berrak bir suya çevirecek kadar ve birine yeniden hissettirebilecek kadar güzeldi, bu tıpkı birinin yeniden nefes alması gibiydi.

"Hyung lütfen!"

"Jimin söylersem olmaz, hem sana bir sır vereyim mi?" kahvesini tekrar ona uzattığımda bir yudum alıp birkaç saniyeliğine bana bakmış ve devam etmişti. "Gittiğimiz yerden döndüğümüzde ve sen her oraya gittiğinde aklına sadece benimle olan anılar gelecek ve sen, ben, biz o anılara teslim olacağız bebeğim." O benimle böyle konuştukça onu öpesim geliyordu, ellerimi saçlarına atmak, cildimi yakacak kadar beni heyecanlandırmasını istiyordum. Bunların şu anlık doğru olmadığını hatta birilerine göre de sadece abarttığımı bile düşünebilirlerdi ama bunun basit olduğunu asla düşünmüyordum.

illicit affairs| yoonminWhere stories live. Discover now