illicit affairs| yoonmin

🎼your hands on (m)e🎼

Yorum yaparsanız beni çok mutlu edersiniz
şimdiden yorum yapan herkese çok teşekkür ederim
iyi okumalarr dilerim bölüm sonunda görüşürüz❤️

—

Selena Gomez- Stars Dance

[Jimin]

Solgun dolunay ışığı camı delipte tenimizi okşarken göğsümde yatan Yoongi'nin kokusu ciğerlerime doluyordu. Terasta yatmış ve saçlarını okşuyordum, Ay'ın tıpkı teni gibi bembeyaz olan ışığının altında gecenin karanlığı gibi olan saçlarını okşuyordum.

Badem çiçeği kokusu ciğerlerimin istediği oksijendi. Yoongi'yi izliyordum, bu aralar onda bir şeyler vardı hissedebiliyordum. Bir şeyler vardı, bu şüphe sevgisinden değildi bambaşka bir şeyden dolayıydı. Ve bu beni korkutuyordu.

"Bu hafta Daegu'ya gideceğim ve benimle gelmeni istiyorum Yoongi." Güldü, gülümsedim. Göğsümde duran kafasını kaldırmış ve yüzüme bakmıştı.

"Demek dediğin gibi tura çıkıyorsun. Hem de Daegu'da başlayan bir tur yapıyorsun." Gözlerinde, benim için benden daha mutlu olduğu ifadesini görebiliyordum.

"Bunu yapacağımı en başından beri biliyordun."

"Biliyordum bebeğim." Dudaklarıma uzanan ufak bir öpücüğü olmuştu ancak bu öpücük korku dolu bir öpücük gibiydi. "Yoongi, sevgilim neyin var?"

"Bir şeyim yok." Ancak boynuma yaslanıp orda kesik kesik nefes almasından bir şeyler olduğunu anlamıştım.

"Yoongi, sevgilim yalan söyleme. Lütfen bana neler olduğunu söyler misin?" Ensesindeki saçlarıyla oynamaya devam ederken boğuk bir şekilde "Korkuyorum." Diyebilmişti.

"Neyden?" Demiştim, omuzlarından hafifçe tutup onu kucağımdan kaldırırken Yoongi'nin gözlerinde  gerçekten de daha önce görmediğim bir duyguya şahit oluyordum; korkuya.

"Beni bırakıp gitmenden bunu devamlı söylüyorum ama Jimin, sana çok bağlandım ve eğer beni terk edip gidersen emin ol ben nefes alamam. Gidişini izleyemem." Ellerini tutmuş, -içimdeki korkuların aynısını hissetmesi beni şok etmişti ancak ona bunu yansıtamazdım- konuşmuştum.

"Seni bırakıp gitmem Yoongi, beni yalnız olmamaya inandıran kişisin. Bunu bana inandıran birini nasıl yalnız bırakabilirim?" Yanaklarını ellerimle kavramış ve dudaklarına tutku dolu bir öpücük bırakmıştım. Ve o da bunu karşılıksız bırakmamıştı.

Belimi saran kolu, titrememi sağlamıştı. "Beni asla bırakmayacaksın Jimin. Beni bırakamazsın bunu unutma." Kızarmış dudakları dudaklarıma değerken fısıldamıştı.

"Senin de beni bırakmayacağından emin olduğum sürece asla." Boynunu ufaktan kırmızıya boyamaya başlamıştım. Üstümdekileri soymaya başlarken ellerinden tutmuş ve kendim soyunmaya başlamıştım. Gözlerine baka baka her bir uzvumda bakışlarının gezeceğini bilerek soyunmuştum.

Parmak uçları tenimde dolaşmış, tenime değen her santim yanıyor gibi hissetmiştim. Ayağa kalkarak üstümdekilerden tamamen kurtulduğumda kendisi de ayağa kalkmıştı. Yarı çıplak bir haldeyken "Dur," demiştim. " üstündekileri ben çıkaracağım." Dizlerimin üstünde durmuş ve düğmesini sökmüş, fermuarını ağzımla indirmiştim. Elbette ufak temaslardan kaçınmamıştım.

"Siktir!" Diyebilmişti. Dizlerinin üstünde durmuş, bacaklarımın arasından dudaklarıma eğilerek bir savaş başlatmıştı.

Elleri bedenim üstündeyken tek yapabildiğim derin nefesler alıp vermekti. Elleri, baldırlarım üstünde dolaşmış ve kalça yanaklarımı sıkmıştı. Parmakları deliğime giderken durdurmuştum. Bedenim şimdiden bir yay gibi gerilmeye başlamıştı.