TUTSAK

97 7 0
                                    

"Bora"

"Saye" yutkundu,zar zor "gitti" dedi.

Ellerimi yanaklarına koydum ve bana bakmasını sağladım.ağlıyordu bora öztürk ağlıyordu...

"Bora sakin ol yalvarırım" hızla ona sarıldım.tepkisiz kalıp burnunu çekti.kollarından tutup eve soktum ve koltuğa oturttum

"İlaçların,ilaçların nerede?"

Boranın sakin kalması lazımdı çünkü kendine zarar verebilirdi ve bu yüzden sakinleştirici ilaç kullanıyordu

"O-orada"

Eliyle masanın üstünü işaret etti.hızla oturduğum yerden kalktım ve ilaçlar ile birlikte bir bardak su getirdim.

"Hadi iç lütfen"

Ağzını açtı ilacı ağzına koydum ve elimi çenesinin altına götürerek su verdim.bir süre sonra sakinleşmişti.onu odasına çıkartıp yatağa oturttum bende yanına yerleştim.elini omzuma attı ve beni göğsüne yasladı.ağlıyordu...o ağladıkça benim içim parçalanıyor benim içim yanıyordu.onun kalbine bir ok edasıyla saplanmıştı güneşin sözleri..

"Güzelim"

"Bora"

Kafamı kaldırıp gözlerine baktım. gözleri kan çanağı gibiydi.derin derin gözlerine baktım gözlerinden yaşadığı acı okunuyordu.neden?diye sordum kendime.Bütün bunlar bizim başımıza gelmek zorundaydı tek istediğimiz sevilmekti başka biri tarafından,kardeşlerim tarafından değil dışarıdan biri tarafından sevilmek istemiştik

"Ben zavallı mıyım?"

Kafamı kaldırıp vücudumu ondan uzaklaştırdım.elimi yanaklarına koyup yanağını okşadım.

"Sen zavallı değilsin sen hayatımda tanıdığım en güçlü insanlardan birisin"

"Şansa bakki sende benim tanıdığım en güçlü insanlardan birisin"

"Babalarımıza rağmen" dedik aynı anda.telefonuma gelen arama sesi ile irkildim ekrana baktığımda batunun aradığını gördüm.meraklanmaması için cevap verdim

TutsakWhere stories live. Discover now