2.

33.7K 524 113
                                    


-2-

"Çiçeek, yumurtaları toplar mısın anneciğim?!"

Yatağımda uzanmış elifle mesajlaşıyordum.

"Birazdaaan!"

Elif: Kanka birazdan kapıya çık! Sana acil anlatacağım şeyler var çok ciddi!

Siz:  Noldu lan gene annenle babanımı yakaladın?

Elif: Ya dalga geçme mal, anlatacaklarım var sana, skandall!

Siz: Okeyy bekliyorum.

Görüldü...

Telefonumu bir kenara fırlatarak aşşağı kata indim.

"Kızım hadi-"

"Gidiyorum anne." diyerek mutfağın kapısında sırma sepeti kaldırdım. Burası köy değildi. Yani biz biraz daha kırsal alanda, şehirden bir kaç dakika uzakta yaşıyorduk. Evimizi köy haline getirdik babamla. Akçapınar'ı çok özlüyordum.

Terliklerimi giyindim ve tavukların kümesine doğru yaklaştım. Biliyorlardı ne zaman gelip aldığımı yumurtalarını. Şu aklı olup fikri olmayan hayvancağızlar bile daha akıllıydılar gerçekten.

Yumurta toplamayı, aramayı çok severdim. Özelliklede saymayı. Şimdilik rekorum 18.
"Bir"dedim sepete koyarak ilk yumurtayı.
" İkii, üüç, döört, beeş, eee boklu gene yumurtlamamış"

Böyle diyordum ben ona. Çok fazla sıçıyordu ortalığa ne yapayım.

" Neyse senin yumurtladığın yumurtayı ellemem zaten" deyip çıktım kümesten.

Kümesin arkasından sesler duymuştum. Duvara yaslıydı kümes. Hemen gidip kafamı kümsle duvarın arasına dayadım.

"Ohaaa!"

Bir sürü yumurta vardı şuan karşımda. Yememiş içmemiş buraya yumurtlamışlar resmen. Boşunamı yaptık biz size o kümesi. Elimin yetiştiği kadar yumurtaları toplamıştım ama gerisini muhtemelen babam almak zorundaydı. Son yumurtaya yetişip aldım.

"Buda sooon!" diyerek havaya kaldırdım. Tam sepete koyacakken bir tüfek sesi patladı gökyüzünde. Sesten irkilip düşürmüştüm yumurtayı. Yere düşüp sert bir şekilde kırılmıştı. Bu sesin kaynağı nerdeydi bilmiyordum ama ilk gözüme ilişen karşı taraftaki siyah evdi. Tabiki gözüme ilk orası göründüğü için orası demiyordum. Ama ses çok yakınlardan geliyordu.

Geldik geleli çok garip şeyler yaşanıyordu o evde. Ev sahibi bazen sinirle geliyordu. Bir kaç kişi gelip gidiyordu eve. Yabancı uyruklu insanlar falan. Garip garip kadın sesleri . Sinirle bir bakış attım karşımdaki eve. Elif şaşkınlıkla kadrajıma girdi.

"Heey ordamısınız?"

"Hıhı" dedim gözümü ayırmadan.

"O ses neydi kızım ya, altıma sıçtım valla hee, sen bide yüksek sesten korkarsın"

"Amaan boşver, gel sana neler anlatıcam. Altın değerinde bilgiler aşılayıcam sana bak."

"Hıhı emin öyledir. Neyse gel hadi içeri girelim. Burası pek tekin değil." dedim karşıya bakarak.

İçeri girdik ve sepeti mutfağa bıraktım.

"Anne biz elifle odamda olucaz, merak etme." diyerek hızlıca çıktım.

Odaya çıktığımızda arkamızdan kapıyı kapattım.

"Ee elif neymiş şu çok önemli altın değerindeki bilgi?"

Merakla elife sorduğum soruya, elif yatağıma yerleşerek cevaplamaya hazırlandı.

"Hani şu üst sınıflardaki erhanla esma sevgili ya?"

"Eee?,"

" Hani bunlar okulda kimseyi dinlemeden takmadan deli gibi yiyişiyolar ya? "

" Eee esma? "

" Aslında sadece yiyişmiyolarmış? "

" Nasıl yani? "diyerek yanına oturdum. İlgimi çekmeye başlamıştı.

" Kızım bildiğin yatmışlar işte! "

" Şş bağırma mal, annem duycak sonra seni yatırcak şuraya iki seksen"

"Sadece yatmıyolarmış ayrıca"

"Amaaan elif bizene ayrıca bizi ne ilgilendirir? Duyarsa esmanın annesi o zaman sağlam sıçar ama... "

" Valla esmanın pekte umrunda değil gibi galiba" dedi gülerek.

Daha sonra özüme dönerek dedikoducu yüzümü ortaya çıkarmaya başlamıştım.

"Şaka yapıyosuuun? Bildiğin yapmışlarmı?"

"Eveet, hatta emineye anlatmış her dakikasını saftirik, emineye ya emineye, sırf hava atcam diye, o da geldi bize dedi tabi hemen"

"Oha her dakikasını anlatmak nedir ya iğrenç!?"

"Öyle deme çiçekçim, birazdan duyunca yaşadığı şeyleri biraz morarabilirsin"

"Ay ne diyosun elif allah aşkına" diyerek elimle savurdum.

"Çok acıyomuş biliyomusun? Böyle çığlık atmamak için yorganları ıssırmış ilk seferi ya"

Böyle şeylerden nedense korkuyordum. Nedense bu konu hakkında hep çocuktum ve öyle kalmayada çalışıyordum.

"Sus elif, konuşma şöyle!"

"Sus elif, kes elif. Ben seninle kız kıza konuşmak istiyorum, sense çocuk gibi kestirip kestirip atıyosun. Sıkıldım artık şu hallerinden çiçek. Şöyle terbiyesiz olsak bir kaç dakika ne olur ayol. Kızlara ilgin olduğunu düşünücem bak!"

Belkide haklıydı kız. Sadece en yakın arkadaşıyla hazır hissettiği konuları konuşmak istiyordu. Sorun şu ki ben hazır değildim.

" Tamam haklısın. Biraz çocukluk etmiş olabilirim. Sen devam et"

"Eminmisin çünkü bu anlatacağım şeyler biraz artı onsekiz?"

Gülerek kafamla onayladım.

"Bu kıza varyaa neler neler yapmış. Ters yatırmış düz kaldırmış"

"Ohaa bak sen şu erhana"

"Yaa yaa utanmasalar çocuk yapcaklar"

"Bir dakika biz şu milletin dedikodusunu yapan teyzeler değilmiyiz?"

"Öylemiyiz?"

"Evet aynısıyız baksana?"

"Offf çiçek, sende.."

....

"Dikkatli git bak, akşam oldu"

"Tamaam, yarın okula geliyorsun demi?"

"Yok okulu bıraktım ben elif, gelmicem yarın"

"Tamam hadi iyi akşamlar"

"Bay baaay," diyerek gözümü hiç ayırmadan, kapıdan onu izliyordum. Gözden ayrılana kadar.

İçeri girmeden karşıya bir bakış attım. Üst kattaki odanın ışığı yanıyordu. Bir nefes vererek içeri girdim ve kapıyı sertçe kapattım.

____________________________________

   

 Ç𝗂𝖿𝗍𝗅𝗂𝗄 [+18] Where stories live. Discover now