18.

10.1K 262 29
                                    


-18-

İnsan sanırım hayatı boyunca 3 kez aşık olurmuş. İlki herkesin de bildiği gibi çocukluk aşkı. İkincisi lise aşkı. Diğeri ise henüz bilinmiyor. Son zamanlarda "Acaba ben kaç kez aşık oldum" diye sordum.

Aşka inancı olmayan bir insan olarak böyle konularda çok negatif olabiliyorum.

Orta okul son sınıfken, hiç unutmadığım, unutamadığım bir olay yaşamıştım. Belki de çok etkilenmiştim. Ortaokulda 8. Kattan atlamak için çatıya çıkmıştım. Artık nasıl bir kafada olduğumu, nasıl bir ruh halinde olduğumu hatırlıyamıyorum. Gözümde yaşlarla, üstümde pijamayla çatıda öylece aşşağıdaki insanlara bakıyordum. Ne binanın yüksekliğinden, ne de ölümden korkuyordum. Sanki orada "olsunda bitsin" dediğimi hatırlıyorum. O kadar hafife almışımki her şeyi, ardımda bıraktığım insanları, sevdiklerimi, annemi, babamı.

Bunları o söylemişti. İntihar etmek çok bencillikmiş, nankörlükmüş.

Çatının küçük duvarına çıktım. Dikilerek derin bir nefes aldım. Ayaklarımla uca biraz daha yaklaştım. Başım yükseklikten dönmeye başlamıştı. Gözümden son bir damla yaş düşürerek kapattım. Kendimi salıverecekken iki el bana arkadan sıkıca sarıldı. O an gözlerimi açtım ve korkarak geri çekildim. Sanki bir kabustaydım ama uyanamamıştım.

Arkaya doğru yere düşmüştük ikimizde. Tanımadığım bir erkekti. Benden de büyüktü. Yerde öylece yatarak birbirimize bakıyorduk.

"Tanıdığım en cesur, ama en bencil insansın"

Daha onu tanımıyorken bana böyle sözler söylemesi çok içime oturmuştu. Ağlayarak yerde cenim pozisyonu almıştım. Gözlerimi açtığımda yanımda kimse yoktu.

O günden sonra bir daha böyle bir girişimde bulunmadım.

Gözlerimi kısmış bir şekilde dizi izliyordum. Hatta tam 14 saattir...

"Haaa demek ki neymiş herkese güvenilmezmiş değilmi deniz hanım"

Durup, uzandığım yerden karşıya baktım.

"Ya ben kendiyle nasılda çelişen harika ötesi bir insanım, pess. Doğrusu pes gerçekten.."

Elimdeki çikolatamdan bir yudum aldım ve tekrar yanımdaki küçük gece masama koydum.

"Ayy kıza bak donucak soğuktan, kim bilir oğlan ne zaman gelir" dedim acıyarak leptopuma.

Tekrar donarak karşıya baktım.

"Acaba bende donup ölene kadar kapısında  mı beklesem, cinayet onun üstüne kalır hem. Ben mezara o da mapusa" diyerek güldüm ve diziyi izlemeye devam ettim.

"Bak bak bak bak edepsiz geldi, edepsiz geldi bak  bide bakışa bak. Hiç utanman yokmu lan, kız o soğukta senin kapına kadar gelmiş sende... Ahh bu erkeklere ne desen boş gerçekten, hepsi sanki aynı demir aynı makaradan yapılmış. Aynı sistem aynı mantık, abi biriside çıksın şaşırtsın. Neyse ben en iyisi biraz demon aşkımı ve ya michel enderson aşkımı izliyimde gözüm şenlensin "

Tam dizi değiştirecekken camım açıldı ve karşımda cihanla bakışıyorduk. Şaşkın ve kızgın bir şekilde ayağa kalktım.

" Bakıyorum da hobilerine bir yenisi daha eklendi"

"Sorma"

"Ne işin var burda?"

"Asıl senin ne işin vardı benim evimde?"

"Pardon? Aaa kusura bakma evinize giren çıkan belli değil ama ben girince mi suç?"

"Birincisi evet evimize giren çıkan kişiler belli kişiler, ve ikincisi-"

"İkincisi ne !?"

"Sana benden uzak dur dediğimde, evime girip, enderle tanışıp onunla ot içmeni kastetmemiştim"

"Abinin bana içirdiği ot"

"O kimseye zorla bişey yaptırmaz, sadece söyler"

"Evet zehirli bir dili olduğu kesin, peki sen cihan"

Üzerine doğru yürüdüm.

"Sen kimsin? Niye bu kadar uzak durmamı istiyorsun senden, neden hep sabahı beklemek yerine camımdasın, ve neden hep gözlerimin ta içine bakıyorsun?"

Ben konuştukça yakınlaşıyorduk sanki. Bir mıknatıs gibi çekiliyorduk. Farklı kutuplardık çünki.

Hızlı bir nefes aldı ve etrafa baktı.

" Bak çiçek, bazı şeylerin sadece bilmen kadarını bilmelisin. Her şeyin fazlası zarardır. Fazla para adamı bozar, fazla ilgi şımartır, fazla iş delirtir, yorar ve fazla aşk öldürür."

"Güzelmiş sen mi yazdın?" diyerek etrafa baktım.

"Ciddiyim, sende artık bunların ciddiyetine var, küçük değilsin. Sorumsuz davranmayı da bırak"

Şaşırarak güldüm" Ha!? Anlamadım? Ben miyim sorumsuz!?"

"Sana son kez söylüyorum bende uzak-"

Sözlerini hiç umursamadan ona sıkıca sarıldım. Gözlerimi kapatmış bir şekilde başımı göğsüne koydum ve kollarımla vücudunu sardım.

"Seni çok merak ediyorum cihan, soyadın ne, kaç yaşındasın, en sevdiğin renk, en sevdiğin yemek ve daha bir sürü soru, geçmişini, geleceğini, her şeyini merak ediyorum, bilmek istiyorum. Seni sabaha kadar oturup dinlemek geliyor içimden. Neden?"

Bir süre sessiz kaldı ve sırtımda ellerini hissettim.

" Cevabını benim bile merak etmediğim soruları düşünme "

Kollarımdan sıyrıldı ve kaşla göz arasında odadan ayrıldı. Gözlerimi açtığımda gene kimse yoktu odada. Yanlızca ben vardım. Deliriyormuydum, yoksa zihnimin duygusal bir oyunu muydu?

 Ç𝗂𝖿𝗍𝗅𝗂𝗄 [+18] Where stories live. Discover now