26.

6.8K 191 17
                                    


-26-

"İşte bundan korkuyordum..."

Cümlesini söylerken içimden 'Bende' demekle yetindim.

Hızlı adımlarla tekrar dışarıya çıktım ve kapıyı kapattım.

"Özür dilerim ender" diye mırıldandım.

Arabanın kilidini açtım ve ön koltuğa oturdum. Anahtarı deliğe sokarak döndürdüm. Kontağı açarak yan camdan eve baktım. Ender arabanın sesini yağmur yüzünden duymamış olmalı ki henüz harekete geçmedi. Araba sürmeye 16 yaşında başlamıştım. Dolayısıyla usta şöför bir babanız olunca, sizin arabayı kötü sürme  ihtimaliniz de olmuyor. Ama ilk defa 4x4 kullanacağım için heyecanlıydım. Büyük bir araba sürmek, büyük bir sorumluluktu.

Hızlı bir şekilde yola girerek hızlandım. Navigasyona enderin attığı sokağın ismini arattığımda bir kaç yüz metre ileride olduğunu gösteriyordu. Daha da hızlanarak sokaklardan geçiyordum. Polislere yakalanmamak adına ne kadar dar sokak varsa geçiyordum. Bazen usta şöför bir babam olduğu için Allah'a dua etmem gerekiyor.

"İlerideki kavşaktan sağa dönün "

Direksiyonu sağa doğru kırarak navigasyonun şimdiki tarifini dinlemeye koyuldum.

"Hedefiniz 50 metre ileride"

Girdiğim sokaklarda insan sayısı çoğalırken, garip tiplerde artıyordu. Cihanın böyle insanalarla ne işi olabilirdi ki? Onlara benzemiyordu bile. Kaç senedir antalya da yaşıyordum ama buraları ilk defa görüyordum. Sokaklar gittikçe kararıyormuydu? yoksa saat miydi geciken?

"Hedefinize vardınız" sesi duyulunca frene bastım hızla. Önce saatime baktım.

"19:47"

"Giricem, çıkıcam" dedim kendime aynadan bakarak.

Çantamı aldım ve arabanın anahtarlarını çıkartıp kapıyı kapattım. Kilit tuşuna basarak kilitledim ve kontrol ettim. Emin olduktan sonra arabadan ayrılarak etrafıma bakındım. Şimdi nereden başlayacaktım aramaya? Hiç bilmediğim bir yerdi burası.

İlk başta etrafıma bakınıp dursamda yerde ki ciddi kan lekesi çekmişti dikkatimi. Ayağımın altında başlıyordu. Kime ait olduğunu bilmesemde çok çekmişti ilgimi. Geldiği yöne doğru bir bakış atarak, o yöne doğru ilerledim. Adımlarım merakla kan lekelerini izliyordu. Birisi ağır yaralanmış ve sürünerek ilerlemişti. Bir yürüyor bir koşuyordum. Kan lekeleri bir araya giriyordu. Tam orada durdum. Araya girmeden önce düşündüm.

İçeride cihan olabilirmiydi?

Bir adım daha atarak araya girdim. İleride bir grup genç oturup konuşuyordu. Diğer tarafta ise demir silindir kutunun içinden çıkan ateşle ısınan yaşlı bir çift insan vardı.Onların arasından öylece geçmek mantıklımıydı? Peki geçsem nereye gidecektim ki? Hiç bir yeri bilmiyordum. Orada öylece dikilmiş onları izliyordum.

"Pardon"

Duyduğum sesle arkamı döndüm. Yaşça biraz daha küçük bir çocuktu.

"Vaaay" dedi yüzümle buluşunca yüzü. Âdeta parlamıştı gözleri mutlulukla.

"Nede güzel bir ablaa" dedi kendi kendine.

Tanımadığım çocuğa gülümseyerek baktım. Belkide Cihan'ı tanıyor olabilirdi, yanına eğildim.

"Teşekkür ederim, sende çok tatlı ve dürüst bir çocuğa benziyorsun"

"Ama senin böyle bir yerde ne işin olur ki? hem seni ilk defa görüyorum burada"

 Ç𝗂𝖿𝗍𝗅𝗂𝗄 [+18] Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora