3B: Yıllanmış Sokaklar

49 13 25
                                    

✨Yıldızı parlatmayı unutmayalım✨

Bölüm şarkısı: Dedüblüman, Belki

🧸

Başladığım her bir günün kötü bir sonu vardı. Bu gece, yarın gece olur; düne karışır giderdi. Üstümde bana yakışan ama derin göğüs dekoltesi olan elbiseyi üzerimden sıyırdım. Elbise yere düştü, odada tek başımaydım ve gelen olmadığı sürece de böyle odada dolaşabilirdim. Çekmecelerden birinden beni rahat ettiren bir sütyen aldım ve üzerime geçirdim.

Yüzümdeki makyaj abartı derecedeydi. Şirketin kuruluş yıl dönümü olduğundan, o elbiseyi sabahtan üzerime geçirmek zorunda bırakılmıştım ve şu an saat daha yeni akşam yediye geliyordu. Verilen davet sekizde başlayacağından, iki saat sürem vardı o elbiseyi tekrar üzerime giymem için.

Makyöz, kuaför ve Azize Hanım odamdan çıkar çıkmaz aynanın karşısına geçmiş yapmıştım bunu. Odanın kapısı açıldığında içeriye giren kadınla birlikte ona baktım. Onunla dün tanışmıştım ama hala ismini bilmiyordum. "Elbiseyi niye çıkardın?"

"Sen ve bebek gün boyu böyle nasıl rahat etti? Rahat edecek?" Diye fısıldadım. Üzerinde dar bir elbise vardı ve bir eli karnındaydı. Büyük ihtimalle karnını gizlemek için korse takmışlardı. Hafifte olsa göbeği belli oluyordu ama o kadar da değildi. "Çıkar üstündekini, bunu giymek zorunda değilsin."

"Bebeğimi saklamak zorundayım. Daha evlenmedim çünkü." Gülümsedim. Evlenmemiş olabilirdi ama karnı kasılıyordu nefes alıp verirken bunu görebiliyordum.

"Acıyor değil mi?" Bana baktı bir süre sonra başını salladı. "Acıyor evet ama dayanırım. Daha önce de dayandım." Başımı iki yana sallayıp, giyinme odasına girdim ve üzerimdeki sütyeni çıkarıp bir kenara koydum. Yeni alınan siyah elbiseyi askısından çıkarıp etiketini kopardım. O elbiseyi bir daha giyersem ölürdüm sanırım. Üzerime geçirdiğim elbise hem rahattı, hem de gayet güzel ve şıktı.

Azize Hanım'a bir daha izin vermeyecektim. Sabah susmuştum ama bu sefer o kadına destek olmak için ben de o elbiseyi giymeyecektim. Giyinme odasından çıktığımda yatağın üzerine oturmuş, eli karnında derin nefesler alan kadına baktım. Arkasındaki fermuarı indirip, korseyi açmam gerekiyordu.

"Hadi odana gidelim ve sana daha rahat bir şeyler giydirelim. O korseyi de çıkaralım ki seni daha fazla rahatsız etmesin." O bana başını iki yana sallayıp, istemiyorum diyerek karşı çıktığında gülümsedim. "Bak ben de o elbiseyi giymeyeceğim. Yüzümdeki bu ağır makyajı da silip, kendime ait olanı yapacağım." Gözleri gözlerime takıldı. "Sen gerçekten bu aileden değilsin. İtaat etmeyi sevmiyorsun." Bir aralar ben de senin gibi baş kaldıramıyordum. Şimdi seninle birlikte ilk baş kaldırdığım gün bu akşam olacak.

"Biliyor musun, ben senin yerinde olsaydım bebeğimi bu yüzden kaybetmek istemezdim."

"Herkesin gözünde saygısız bir kadın olurum ama..." sesi kısık çıkmaya başlamıştı. Yapmak istemediği o kadar çok belli oluyordu ki. Onu kollarından tutup ayağa kaldırdım. "Odana gidelim ve sana rahat bir şeyler giydirelim. Eğer ki bana karşı çıkarsan bir daha seninle konuşmam. Konuşmamam umrunda olur mu bilmiyorum ama yalnız hissettiğinin farkındayım."

Sustu. Konuşmadı. Başını eğdi ve benim onu yönlendirmeme izin verdi. Odasına girdiğimizde onu yavaşça yatağa oturtturdum. Arkasından fermuarı açtım ve korsenin görünen ipini tuttuğum gibi açmaya başladım. Rahatladığını hissediyordum. Bunu gevşeyen bedeni bana söylüyordu.

Giyinme odası olduğunu düşündüğüm yere gitmek için olduğum yerde doğruldum. "Rahat bir elbise alıp geliyorum." Bana başını salladı. Giyinme odasına girdiğimde açık olan ve dağıtılmış olan kıyafetlere şaşkınca baktım. Aralarında ilerleyip, gözüme takılan ilk elbiseyi elime aldım. Elbise değildi bu hamileler için rahat bir tulumdu. Yakışacaktı ona.

LelahWhere stories live. Discover now