6.Bölüm

4K 203 99
                                    

Bir Hafta Sonra

Bugün istemem ve sözüm vardı. Azad ile olan ilişkimiz resmileşecek tüm Antep duyacaktı. Şirozlar'dan Hasan Ağa'nın oğlu Azad ve Türkmenler'den Mehmed Ağa'nın kızı Dilan. Antepde yer yerinden oynayacakdı.

Nişanlılığımız ile onların düşmanı bizimde düşmanımız dostumuz bizimde dostumuz olacakdı. Dosttan çok düşman kazanacağım gibime geliyor. Şirozlar'ın en güçlü ağasının oğluyla sözleniyorum, bu her kızın hayali. Hayatım boyunca hep kıskançlık ve hasetliğe maruz kaldım bu durumu çok yadırgamam ama düşman kazanmak da istemem.

Duygularıma gelecek olursak, çok heyecanlıyım. Bu yüzükle ömrümün sonuna kadar Azad'a bağlı olacağım. Bizim burda bi laf vardır "Gelinliğin ile girer ancak kefenin ile çıkarsın". Umarım Azad ile mutlu ve huzurlu bir evliliğim olur. Evlendikten sonraki hayatımda mutlu olmak istiyorum. Ne çocukluğumda ne de gençliğimde mutlu olmadım. Hep üstümde baba baskısı vardı, bu baskının yerine bir de koca baskısı gelirse dünyanın en mutsuz kadını falan olabilirim.

Kötü düşünceleri kafamdan atıp derin derin nefesler aldım. Herşey çok güzel olucak diye kendimi rahatlattım. Makyaj masasından kalkıp, parfümümümden sıktım. Aynaya yürüyüp nişan için hazırladığım bene baktım.

Gözlerimle uyumlu olan yeşil elbisem. Siyah kurdeleli topuklularımla uyum içindeydim. Abartmadan doğal güzelliğimi belli eden bir makyaj yaptım. Saçlarımıda düzleştirdim. Umarım beni hak ediyorsundur Azad.

Aşağıya, hayata indiğimde nasıl olduğumu merakla bekleyen aileme baktım. Herkesin gözü benim üstümdeydi. Herkes çok güzel olduğumu söyledi. Halam annem ve ablamın gözleri çoktan dolmuştu. Babamda beni beğenip kasım kasım benim kızım diyerek kasıldı.

"Abooo, Dilan'ım güzel olmuşsun ha benim kızım" dedi babam anlımı bir anda öperek.

"Sağol, baba" dedim şaşırarak.

Dakika doksanda babamdan beklenmedik bir ataktı. Tabi gidiyordu kızı Şirozlar'a. Ökkeş abi kırmızı görmüş boğa gibi içeri girdi.

"Geldiler, geldiler Ağam" dedi babama bakarak.

Korna sesleri duymaya başladık. Gitgide ses yoğunlaşınca kalbim daha hızlı atıyordu. Hayatın yola dönük camından bakan ablamın yanına gittim. Halam ve babamda salona çıkıyordu. Beşden fazla araba vardı, arka arkaya korna çalarak geliyordu.

"Bir yüzük takmaya böylelerse, düğünü düşünemiyorum Dilan" dedi ablam bana bakarak.

Arabalar kapıda durunca ben, annem ablam ve Ökkeş kapıya dizildik selamlaşmak için. Babam ve halam salonda bekliyorlardı. Kapıdan giren Hasan Ağa ve Dihmer Hanım'ın elini öpüp selamlaştık. Daha sonra elinde koca bir buket beyazlı, kırmızılı gül buketi olan Azad girdi. Çiçek elinde ben ne alaka diye duruyordu sanki. Onu görmemle hem heycanlandım hemde bu haline mutlu oldum.

Gözlerine bakarak abartmadan gülümseyip çiçekleri aldım. Gözlerime kitlenmişti. Yüzünden duyguları, ne düşündüğü asla belli olmuyordu. Derin bir hiçlikdi sanki. Yağız arkadan ilerle deyip Azad'ı dürttü. Arkadan gelen en az yirmi kişiyi de selamlayıp geniş olan salonumuza götürdük. Tatlı olarak çikolata değil tabikide baklava çeşitleri vardı ellerinde.

Çocuklar canavar gibi sürekli koşturuyorlardı. Kimse buna daha fazla tahammül edemediği için annem hayatda oynayın dedi. Ayakta kalanlarada sandalye çıkarıp oturmaları için verdik. Ablamında dediği gibi nişan böyleyse ben düğünü hayal edemiyorum.

Büyükler kendi arasında muhabbete dalmışlardı. Babam Hasan Ağa ile iş, ticaret hakkında falan konuşuyordu. Anem, halam ve diğer kadınlarda düğün hakkında. Azad ve kuzenleri tahmin ettiğim kişilerde, Azad'ın bu hâliyle dalga geçip makara yapıyorlardı. Azad sinirlenmeye başlayınca sustular kedi gibi.

İSWhere stories live. Discover now