12

1.7K 149 79
                                    

  "Yemek yemeye mi gitsek?" Berke'nin sorusunda neyden çekindiğini anlamamış olsamda çekinerek sormuştu.

  "İleride pilavcı var. Yer misiniz?" Çınar bana ve Daven'e itafen sormuştu. Berke'de cevap beklerken yere indirmişti bakışlarını.

  "Güzel olur" yeni yemek yemiştim ama olumsuz cevap verirsem gecenin devamında rahatsız hissedeceğimi biliyordum. "Daven?" Çınar benden aldığı onayla hafif gülümser gibi olduysada Daven'den de cevap almak istemişti. "Severim bende" en son ne zaman yedin diye sorsanız cevap veremezdi belkide ama oda reddetmek istememiş olmalıydı.

  "O zaman oraya gidelim?" Bu sefer de Berke'ye sormuş onaylar cevap almıştı. Çınar'ın liderliğinde ilerlemeye başladığımız sürede Daven koluma girmiş Berke ise telefonuyla ilgilenmeye başlamıştı.

  "Haber var mı?" Çınar Berke'ye itafen sormuştu.

  "Hayır ama Uras davasına benziyor biraz"

  "Uras'a nazaran daha aceleci davranmış gibi. Onu acaleye iten neydi acaba?"

  Benim hakkımda konuşuyorlardı. Uras hemen Eren'den önceki heba olan ipimdi. Her konserimize gelip sapıkça düşüncelerini bize göstermekten çekinmeyen, özel hayatımızda da bizi takip etmeye çalışan ama kendine sadece fan diyen biriydi. Onuda Yusuf gibi katıldığı iş toplantısında öldürmüştüm.

  "Yusuf ve Eren arka arkaya öldürüldüler. İkisininde çevresinin olduğu bir bölge ve bence oradaki aktörler bilmeden tanıyorlar katili" doğru yolda ilerliyordu Berke...

  "Sonumuz mu geliyor?" Daven gülerek kulağıma fısıldamıştı.

  "Acaba ne zaman?" Bende onun kulağına eğilip fısıldayarak cevap vermiştim.

  "Aynı fikirdeyim ama bu bizi pek bir yere çıkartmaz gibi" Çınar'da haklıydı. Set ekipleri fazla kalabalık oluyor ve fazla çevresi olan insanlardı orada bulunan aktörler.

  "Bugünkü mekanın arka çıkışı falan var mıydı?"

  "Baktım ama kameralar kırıktı" bunu bilmiyordum. Sorgular mimiklerimle Daven'e baktığımda o da bana bakmış samimice gülümsemişti. "Katil arka kapıdan çıktı" imajı vermek istemişti haberim olmadan. Hoşuma gitmiyor değil bu tarz sürprizleri.

  "Ne zamandan beri?"

  "İncelemeye gönderdim. Yarın haberi gelir sanırım" Berke sadece kafasıyla onaylamış telefonuyla ilgilenmeye devam etmişti. Çınar'ın da daha fazla konuşmamasıyla pilavcıya kadar sessizce yürümüştük.

  "Hoş geldiniz. Kaç tabak vereyim?" Pilavcı amca taburesinden neşeyle kalkıp karşılamıştı bizi.

  "Dört tane olsun. Ne içersiniz?"

  "Ayran olsun" benim cevabıma Berke ve Daven'de "Aynı" diyerek cevap vermişlerdi. "Dört ayran" Çınar adama siparişi verip masa önündeki taburelerden birine oturunca bizde çevresindeki taburelere oturup beklemeye başlamıştık.

  "Hepiniz polis misiniz evlat?" Burada saatlerce beklemek sıkıcı olduğundan Pilavcı amca pilav tabaklarını hazırlarken konuşmak istemiş olmalıydı.

  "İkimiz sadece" Çınar cevap verirken eliyle hafif Berke'yi işaret etmişti.

  "Siz ne iş yapıyorsunuz çocuklar?" Gözlerimizin içine bakarak sormuştu pilavcı.

  "Enstrüman çalıyoruz"

  "Para kazanamazsınız evlat onla. Okuyun üniversite okuyun. Bak ben okumadım pilav arabası bekliyorum" aynı zamanda onaylamazca mimik gösterip kafa sallıyordu.

Katilin Çizgisi | bxbxbWhere stories live. Discover now